22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ankara kulisleri, senaryolar!

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

“... Önce FETÖ ile ilişkisi olmayan isimler FETÖ sepetine yerleştirildi. Suçsuzları ayıklamak geciktirildi. Bunlarla ilgili öyküler piyasaya sürüldü. Arkasından Cumhuriyet, Sözcü operasyonları geldi. FETÖ ile yan yana olamayacak isimler de araya sıkıştırılarak hapse atıldı.

Sonra anayasaya, yasalara açıkça aykırı olarak milletvekili Enis Berberoğlu tutuklandı.

O da yetmedi. Sincan’daki yargılamalarda gereksiz gösteriler ve uygulamalar sahneye kondu.

Halk içinde, özellikle de AKP ile mesafeli duran kesimlerde FETÖ soruşturmalarına güven sarsıldı.

...

Ortam hazırlandı. Arkasından ‘adalet’ kampanyası başlatıldı.

Kampanyanın başarılı olması için belli kesimlerin ikna edilmesi gerekiyordu. O yapıldı.

Öncesinde yapılanlarla, ‘adalet’ kampanyası aynı planın parçaları.”

SENARYO WASHİNGTON’DA YAZILDI, TÜRKİYE’DE OYNANDI

Son günlerde Ankara kulislerinde bunlar konuşuluyor. Provokasyonların şartlar oluşunca başarıya ulaşacağı kaydedilerek, “bunu en iyi CIA’nın bildiği” vurgulanıyor.

Süreci, Türkiye’deki CIA elemanlarıyla, “Gizli FETÖ”nün yürüttüğü iddiaları var.

Senaryonun Washington’da yazıldığı, Türkiye’de oynandığı öne sürülüyor.

İlginç! Araştırmaya değer.

1968 eylemlerinde, 12 Eylül öncesinde, en öndeki “kahramanlar”dan bazılarının MİT’in adamı olduğu ortaya çıkmıştı. Simge isimlerden biri de Mahir Kaynak’tı.

Ortalık toz duman. Cumhurbaşkanı bile “at izi it izine karıştı” diyor. Benzerleri şimdi niye olmasın.

***

ÇANAKKALE ADALET KURULTAYI

CHP Ankara-İstanbul “Adalet yürüyüşü”nü tamamladı. Yürüyüşü de kalabalık bir mitingle sonlandırdı. Şimdi aynı tema ile Çanakkale’de kurultay düzenliyor. Eylem taktiği açısından yanlış.

Maltepe Meydanı’nda yapılan mitingin daha aşağısında bir eylem de taktik açıdan pek akılcı gözükmüyor. Buna rağmen neden bu kurultayda ısrar edildi anlamak mümkün değil.

CHP’li eski milletvekili bir dostumla sohbet ettim. Geçmişte partide üst düzey görevler üstlenmiş biri. Şu anda kenarda. Ama gelişmeleri yakından takip ediyor. Eli kalem tutanlardan. Hiçbir şeyi kaçırmıyor.

CHP’nin tavrını anlamaya çalıştığımı görünce, “anlamadın mı” dercesine yüzüme baktı. “CHP tabanını PKK/HDP’ye, FETÖ’ye ısındırma turları devam ediyor. Bu kurultaydan tek kazanım bu olacak. ABD’ye de bu yeter” dedi.

Şaştım kaldım.

PARTİ HİPNOZ DURUMUNDA

“Niye müdahale etmiyorsunuz?”diye sordum. Acı acı gülümsedi. “Parti şu anda hipnoz durumunda. Erdoğan da buna yardımcı oluyor. O Kılıçdaroğlu’nu hedef aldıkça taban yanlışa sürükleniyor” ifadelerini kullandı.

Sonra da ekledi:

“Şu anda ne söylesek faydasız! Gerçeğin anlaşılması için duvara toslamak gerekiyor. O da çok uzak değil. Yakında her şey ortaya çıkar.”

***

MUHALEFETİN UMUDU..!

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan AKP’yi harekete geçirmek için adeta çırpınıyor. Ama gelen bilgiler iyi değil. Karadeniz’de de diğer illerde de beklenen ilgi yok. Devlet desteği de kurtarmıyor. Kıdemli AKP’lilerin sohbetlerde sık sık Türkiye’deki siyasi partilerin ömrünü tartışıyor olmaları da anlamlı.

Anlayacağınız AKP zorda. Düne kadar partiyi sırtlamaya çalışanlar bütün işi Erdoğan’a devretmiş görünüyor. Erdoğan’ın yakın çevresinin ifadesiyle, yan gelip yatıyorlar.

Halk yavaş yavaş AKP’ye sırtını dönüyor. Ama muhalefetin gözü başka yerde. Washington ve Brüksel’den iktidar bekliyorlar. Dışarıda, AKP’nin boşalttığı alanları doldurma gayretindeler.

Erdoğan’ın tek umudu da bu!

Kısacası iktidarın da muhalefetin de Türkiye diye bir derdi yok. O nedenle ABD tuzaklarının birinden kurtulsalar diğerine düşüyorlar.

“Milli Hükümet” iktidarı da muhalefeti de kurtaracak tek seçenek!