Anti-Trump fotoğrafçının bir şehirden intikamı

Jonas Bendiksen Norveçli, tanınmış bir fotoğrafçı. İçlerinde önemli fotoğrafçıların bulunduğu Magnum grubunun da bir üyesi. 2016 yılında Amerika'da yapılan seçimleri Trump'ın 'yalan haberler'le kazandığını düşünmüş ve bundan çok rahatsız olup bu 'yalan'ların peşine düşmeye karar vermiş. Yaptığı araştırma sonunda kendince çok ilginç sonuçlara varmış. 'Yalan haberler' büyük ölçüde Kuzey Makedonya'nın, bizim Köprülü diye bildiğimiz, Makedonyalıların 'Veles' diye adlandırdığı yerden kaynaklanmış. Ayrıca 'Veles' adının bu bölgede çok etkili olan bir tanrıya ait olduğunu keşfetmiş. Bendiksen'e göre bu tanrı zaten 'şekil değiştiren', 'kaos çıkartan', 'büyü ve aldatma' tanrısıymış.

Veles'i araştırırken bir de 1919 yılında Rus bir asker tarafından bulunduğu iddia edilen ve eski Kiril alfabesiyle yazılmış olan bir de kitaba rastlar. Güya bu kitap da uzun çalışmalar sonucunda Rus bilim adamı Mirolyubov tarafında çok zor şifreleri çözülerek yeni alfabeye çevrilmiştir. Çeviri sonucunda çıkan metin Veles adlı tanrıdan söz etse de bu kitabın aslında sahte olduğu sonradan ortaya çıkar. Fakat bunun farkında olmayan Ohio Üniversitesi'nden bir öğretim görevlisi ciddi ciddi kitabı İngilizceye çevirip bilim çevrelerinde bu yalanın yayılmasına neden olur. Bütün bu bulgular Norveçli fotoğrafçıyı bir şeyler yapmak gerektiğini düşünmeye zorlar ve kalkıp Veles'e gider.

Buraya kadar olayın kahramanı fotoğrafçımızın her şeyi çok iyi bildiğinden emin tipik bir küreselci olduğu açıkça ortaya çıkıyor. İnternet ortamında VPN diye bilinen çeşitli programlar var. Nereden belli o yalan haberleri yapanların VPN aracılığıyla IP adreslerini Veles olarak göstermedikleri? Dünyada bilgisayar kullanan bir çok kişi eğer bulunduğu yeri saklamak istiyorsa, hem de kanuni olarak, VPN programları kullanabiliyor. Yani, New York ya da Oslo'da oturan birisi rahatlıkla Clinton ya da Trump'la ilgili yalan haber uydurup, kendisini Veles'teymiş gibi gösterebilir. Bunu artık ilkokul çocukları bile biliyor. Ayrıca Veles adlı tanrı başka kaynaklarda daha değişik şekilde de tanımlanabiliyor.

'SAHTE' BELGESEL

Veles'e giden Bendiksen karşısına ne çıkarsa resmini çeker. Tek dikkat ettiği şey fotoğrafların içine insan girmemesidir. Eğer birileri varsa bekler, ortalık boşalınca deklanşöre basar. En son karesini de Avrupa salgından dolayı kapanmadan bir hafta önce çeker. Ülkesine döner ve çalışmaya başlar. Planı şudur: 'Madem siz Trump'ın kazanmasına yalanlarınızla hizmet ettiniz, ben de sizin şehrinizle ilgili dünyanın en sahte fotoğraflarından oluşan sahte bir belgeseli kitap olarak hazırlayacağım ve bunu herkese yutturacağım!'

'SAHTE' FOTOĞRAF VE ÖNSÖZ

Çalışmaya başlar. Önce YouTube'dan bilgisayar oyunlarında kullanılan üç boyutlu insan karakterlerinin nasıl ve hangi programlar kullanılarak yapıldığını araştırır. Bu karakterlerin hazır olarak satıldığı sitelere ulaşır ve satın alır. İlk aşamayı geçtikten sonra bunları giydirip Veles'te oturanlara benzetmeye çalışır. Yarattığı insanları Veles'te çektiği fotoğrafların üzerine 'Photoshop' kullanarak yapıştırır. Bütün bunları çok büyük bir ustalıkla ve kimsenin anlayamayacağı kadar gerçeğe yakın bir şekilde yapar. Bir sene bu görüntü işini halletmekle geçtikten sonra kitaba bir önsöz yazması ve bunu da sahtekârlık tezgâhından geçirmesi gerektiğini düşünür. Bir program bulur. Programın adı 'GPT-2'dir. Parasız ve herkesin kullanımına açık olan bu programın özelliği ise, diyelim, Tolstoy ya da Yaşar Kemal'in bir ya da bir kaç kitabını bu programa PDF olarak yüklediniz ve aynı üslupla belli sayfa sayısıyla bir metin istediniz. Program kitabı okuyor ve aynı üslupla yepyeni bir metin çıkartabiliyor. Anlamsızlık ustası postmodern yazarların gözü aydın! Bendiksen de 'Veles yalanları'yla ilgili bütün haberleri bu programa yükler ve beş bin kelimelik bir metin ister. Ayrıca Veles'le ilgili olarak bulunduğu iddia edilen, sonradan uydurma olduğu ortaya çıkan kitabı da gene yapay zekâ programına yükler ve oradan da bir metin elde eder. Önsöz de kusursuz bir şekilde yazılmıştır. Bu metne tek bir kelime bile eklemez.

'SAHTE' KİTAP

Sonuçta ortaya, 'yalan haber yapan Veles'le ilgili yapılmış sahte bir belgesel çıkar. En iyi göze sahip olması gereken Magnum'daki fotoğrafçılar bile kitaptaki fotoğrafların, montajlı ve sahte olduğunun farkına varamaz. Herkes Bendiksen'i fotoğraflardan dolayı kutlamakta, 'yapay zeka' tarafından yazılan metnin ne kadar ilginç ve özel olduğundan söz etmektedir. Bu arada bazı dergiler de fotoğrafları yayınlamak ister fakat o buna izin vermez. Arkadaşlarını aldatmıştır ama yaptığının geniş bir çevreye yayılmasını istememektedir.

Veleslileri de umarım üzmemişimdir diye düşünür. Onlar sahte haber yaptı, Amerika'daki birileri bundan faydalandı. Ben de Veles'le ilgili 'sahte belgesel' yaptım der. Fotoğrafçı olarak yaptığı işin kendi fotoğrafına olan güveni sarstığının da bilincinde olduğunu ama bunun sadece bir adım geri iki adım ileri olduğunu söyler.

'SAHTE' SOSYAL MEDYA

Kitabı yayınladıktan bir iki hafta sonra insanların bu fotoğrafların dijital olarak manipüle edildiğini anlamalarını bekler. Ama yakın çevresindeki ileri düzeydeki fotoğrafçılar bile uyanmaz. Bunun üzerine, onlara biraz yardım edeyim der. Sosyal medyada kendi kitabına saldırı düzenlemeye karar verir! Eskiden kullanılmış bir facebook hesabını 40 Dolar'a satın alır. Hesap 'Chloe Miskin' diye birine aittir. Hesabın profil resmi de satanlar tarafından yapay zekâyla yapılmıştır. O resimdeki gibi birisi dünyada yoktur. (1) Chloe'yi bir kaç hafta içinde 600 kadar fotoğraf editörü ve fotoğrafçının olduğu bir çevreye sokmayı başarır. Yalanının, sahtekârlığının insanlar tarafından farkedilmesini istemektedir Bendiksen. Chloe'ye facebook'ta kendisine saldıran, fotoğrafların düzmece olduğunu, fotoğraftaki kişilere Bendiksen'in para verdiğini iddia eden paylaşımlar yaptırır. İlginçtir ki kimse Chloe'ye inanmaz ve herkes Bendiksen'i savunur. Facebook'tan bir şey çıkmayacağını anlayınca Chloe için bir twitter hesabı açar ve aynı suçlamaları oradan da yaptırır. Fakat kimse bu gerçek gibi görünen ama 'sanal' olan bu kızın söylediklerine inanmamaktadır!

Sonunda bir fotoğrafçı nihayet çok küçük bir yanlışını bulur. 'Eğer sıradan bir fotoğrafçı bu kadar zaman sonra çok küçük bir hatayı ancak bulabildiyse bizi çok zor zamanlar beklemektedir' der Bendiksen.

Aşağıda verdiğimiz adrese bakılırsa fotoğrafların gerçekten de manüpile edildiğinin anlaşılmasının çok zor olduğu görülür.(2) Bu fotoğrafçının yaptığı aslında, Hillary Clinton seçimleri kaybettikten sonra, hıncını bir şehirden çıkartmak dışında daha büyük bir sorundur. Bundan sonra propaganda makinaları böyle çalışacaktır. Ona göre de dünyanın hazır olması gerekir.

1 - https://thispersondoesnotexist.com/ .- böyle birisi yok -. Bu sitedeki fotoğrafların hepsi olmayan şahıslara ait. Yapay zekâyla üretilmiş.

2 - https://www.magnumphotos.com/newsroom/society/book-veles-jonas-bendiksen-hoodwinked-photography-industry/