21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Aralov 'Türkiye görevini' anlatıyor

Sovyet elçi Aralov, 1922’nin başında Türkiye’ye geldi ve Atatürk'ün sırdaşı oldu. Ülkemize gelmeden önce görüştüğü Lenin ona şunları söyledi: Anlaşılan Kemal, Sovyet devrimimizin anlamını mükemmel şekilde kavramış büyük bir siyaset adamı.

Aralov 'Türkiye görevini' anlatıyor
A+ A-
MEHMET PERİNÇEK

30 Ağustos Zaferi, İstiklâl Savaşı önderliğiyle Türk milletinin kendi azim ve kararlılığının bir sonucuydu. Ancak uluslararası planda Türk-Sovyet ilişkileri de bu zaferde önemi rol oynamıştı. Ankara’nın Moskova’yla ilişkilerini doğru ve karşılıklı çıkara dayanan bir şekilde geliştiren ve Türk-Sovyet işbirliğini pekiştiren isimlerden biri de Sovyet Büyükelçisi Semyon İvanoviç Aralov’du (1880-1969).

SOVYET ASKERİ İSTİHBARATININ KURUCUSU

Aralov, Sovyet askeri istihbaratı GRU’nun kurucusu ve ilk başkanıydı. Aralov, yabancı devletlerin askeri müdahaleleri sırasında ve İç Savaş yıllarında önemli görevler yaptı, büyük tecrübe edindi. Türkiye’ye gönderilmesinde bu tecrübelerin ciddi rolü oldu.

MUSTAFA KEMAL’İN SIRDAŞI

Eski asker, yeni diplomat Aralov, 1922’nin başında Türkiye’ye gelmiş ve Mustafa Kemal’le de hemen iyi ilişkiler geliştirmişti. Atatürk, onunla birçok sırlarını paylaşmış, Büyük Taarruz öncesinde onu askeri manevralara dahi davet etmişti. Aralov, Ankara’dan Moskova’ya onlarca rapor göndermiş ve Türkiye’nin İstiklâl Savaşı’nın önem ve gidişatının Sovyet liderliği tarafından en iyi şekilde anlaşılmasında büyük katkı sağlamıştı.

Aralov, Atatürk’ün çağdaşlaşma ve kadın hakları konusunda attığı ve atacağı adımların da o yıllarda farkındaydı. Bu konuları da devamlı Moskova’ya aktardı.

Aralov 'Türkiye görevini' anlatıyor - Resim: 1

Aralov, Büyük Taarruz öncesi Mustafa Kemal ve İsmet Paşalarla Ilgın Manevraları’nda.

CUMHURİYET ANITI’NDA ÖLÜMSÜZLEŞTİRİLDİ

Türk-Sovyet dostluğunun ve Aralov’un Büyük Zafer’deki rolü, daha sonra Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda da ölümsüzleşti. Anıtta Atatürk’ün hemen arkasına onun heykeli de kondu.

Sovyet askeri yetkili ve diplomat, seneler sonra Türkiye’yle ilgili anılarını kaleme aldı. 1960 yılında SSCB’de çıkan anıları (S. İ. Aralov, Vospominaniya Sovyetskogo Diplomata. 1922-1923, İzdatelstvo İMO, Moskva, 1960), daha sonra Türkçeye de çevrildi. (Bkz. S. İ. Aralov, Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Hatıraları, Burçak Yayınevi, İstanbul, 1967) Aralov’un Türkiye’deki görevi sırasında Atatürk’le görüşmelerini ve Moskova’ya gönderdiği raporları biz de kitaplarımızda geniş bir şekilde işledik. (Bkz. Mehmet Perinçek, Atatürk’ün Sovyetler’le Görüşmeleri, 4. Basım, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2014; Mehmet Perinçek, Türk-Rus Diplomasisinden Gizli Sayfalar, Genişletilmiş 3. Basım, Kaynak Yayınları, Kasım 2016)

Aralov 'Türkiye görevini' anlatıyor - Resim: 2

Aralov, Taksim Cumhuriyet Anıtı’nda en solda

SOVYET BELGESELİNDE ANLATIYOR

Aralov, ileriki yıllarda Türkiye’ye nasıl atandığını, kameralar önünde de anlattı. Dışişleri Halk Komiseri (Bakanı) G. V. Çiçerin’i konu eden, 1968 Sovyet yapımı “Gimnastrka i Frak” (Üniforma ve Frak) başlıklı belgeselde Aralov’un anılarına da kendi ağzından yer verildi.

Belgesele Rusya Film Fotoğraf Belgeleri Devlet Arşivi’nde (RGAKF) ulaştık ve Aralov’un o günleri anlattığı sözlerini kâğıda döktük.

Belgeselin tamamı arşivde RGAKF 25166, Aralov’la yapılan kayıt ise ayrıca RGAKF 24320 numaralarıyla saklı bulunmaktadır.

Ara başlıklar tarafımızdan konmuştur:

Diplomatik çalışmalarımızın ilk döneminde kadrolarımızın nasıl oluştuğunu küçük bir örnekle anlatacağım. Polonyalılarla Ukrayna’da savaş bittiğinde Georgiy Vasilyeviç Çiçerin’den MK (Merkez Komitesi-MP) kararı gereğince Dışişleri Halk Komiserliği’ne atandığıma dair beklenmedik bir talimat, telgraf aldım.

Daha önceden Kiev Askeri Bölgesi komutanının siyasi işlerden sorumlu yardımcısı olarak atandığım Kiev’den ayrılmak istememiştim. Mihail Vasilyeviç Frunze’ye yardım etmesi için başvurdum. Bana yardım etmeye çalıştı. MK’yı aradı ama ona net şunu söylediler:

  • Politbüro kararı uyarınca Aralov, Dışişleri Halk Komiserliği’ne atanmıştır. Bu sebeple [bu görevi] yerine getirmek zorundadır.

ÇİÇERİN’LE GÖRÜŞME

Ertesi gün Moskova’ya yola çıktım ve Georgiy Vasilyeviç Çiçerin’e gittim. Ona dedim ki:

  • Benden nasıl diplomat olur! Eski zamanlarda çocuklarla çalıştım, onları eğittim (1907-14 yılları arası eğitmenlik yaptığı dönemi kastetmektedir.-MP), başka görevlerde oldum. İç Savaş’ın başından beri de devamlı cephedeyim.

Çiçerin sordu:

  • Eskiden ordulara kumandanlık yaptınız mı?
  • Tabii ki yapmadım, Georgiy Vasilyeviç, ben sıradan bir subaydım sadece.
  • Siz başarıyla kumandanlık yaptınız, biz bunu biliyoruz. İşte şimdi de diplomasi alanında böyle çalışacaksınız. Bunun da üstesinden geleceğinize eminiz. Türkiye’ye gitmek üzere hazırlıklarınızı yapmanız için size iki hafta veriyorum.

ASKERİYEDEN DİPLOMASİYE

MK kararına ve Georgiy Çiçerin’e tabi olmak dışında yapacak bir şey kalmamıştı. Bana incelemem gereken bütün işleri belirtti. Bana uygun bir otel odası verdiler, ben de işlere koyuldum.

İki hafta sonra Georgiy Vasilyeviç Çiçerin, beni telefonla aradı:

  • Bana geliniz.

Nasıl hazırlandığımı, hangi belgeleri okuduğumu sordu.

  • Eski Türkiye’yle, Türkiye’nin Çarlık hükümetiyle karşılıklı ilişkileriyle ilgili ve son belgeleri, dedim.
  • Hazırlanın, yarın sabah Vladimir İliç Lenin’e gidiyoruz. Türkiye’ye gidişinizden önce sizinle görüşmek istiyor.

LENİN: 'MUSTAFA KEMAL, SOVYET DEVRİMİNİ MÜKEMMEL ANLIYOR'

Benim için beklenmedik ve biraz da ürkütücü bir durumdu. Ertesi sabah Georgiy Vasilyeviç, koluma girdi, Vladimir İliç Lenin’in çalışma odasının bulunduğu üçüncü kata çıktık ve odaya girdik. Lenin, masadan kalktı, yanımıza geldi ve Georgiy Vasilyeviç’le sıcak bir şekilde el sıkışarak selamlaştı, sonra bana baktı, gülümsedi ve şöyle dedi:

  • Siz fena savaşmadınız. Sizi takip ediyorduk. Şimdi diplomat olacaksınız ve Sovyet hükümetinin size vereceği görevleri yerine getireceğinizden eminiz.

Görüşme çok ilginçti. Türkiye’den gelen heyetle yapılan görüşmelerle ilgili izlenimlerini anlattı. Moskova’yla dostane ilişkiler kuruyorlardı. Bizzat Mustafa Kemal Paşa ile ilgili düşüncelerini söyledi:

  • Anlaşılan Kemal, bizim Sovyet devrimimizin anlamını mükemmel şekilde kavramış büyük bir siyaset adamı. Türkiye’de uygun devrimci bir düzen kurmayı arzularken tamamen bizim materyallerimizi inceliyor. Eski bir asker olarak sizin gidişinizin Türkiye’yle karşılıklı ilişkilerimize gereken faydayı sağlayacağını düşünüyoruz. Oraya şimdi Mihail Vasilyeviç Frunze gitti. Yolda onunla karşılaşacağınızı düşünüyorum. Bu, sizin için ilginç ve önemli olacak. Sizinle izlenimlerini paylaşacaktır.
Son Dakika Haberleri