Bitmeyen sevgilerin ozanı: Sandor Petöfi
“1823-1849 yılları arasında yaşayan Macar ozan Sandor Petöfi; hem halkın belleğine kazınan sevgi yüklü şiirleriyle, hem ülkesinin savunmasına bedenen katılımıyla önemli bir yönlendirici oldu... Ülkesi Macaristan’a , karısı Julia’ya ve bütün halklara karşı beslediği aşklarını dillendirdi hep şiirlerinde...
Ne var ki yaşamı hep yoksulluk içinde geçti...
Bu önsezili evrensel ozan; son yazdığı şiirlerinin birinde, aynen öngördüğü gibi, yirmi altı yaşındayken, vatanının bağımsızlığı için savaşırken son soluğunu verdi...”
***
MUTLU GECE
Ey mutlu gece, bak biz bu küçücük bahçemizde,
Bir alemlere akıp gidiyoruz başbaşa sevgilim Julia ile…
Yer gök sessiz, yalnızca biriki köpek havlıyor ötelerde.
Ve ta derinliğinde gökyüzünün,
Güzel mi güzel bir ay, o masaldaki gibi
Nasıl da büyülüyor insanı, yıldızlarla iç içe.
Bir yıldız olsaydım gökyüzünde diyorum ben de;
Durabilir miydim acep oncasına yükseklerde?
Hani dursam bile biraz, basar basmaz karanlık,
Apartopar inerdim yere,
Gene böyle sevgilim, hep başbaşa kalırdık seninle…
BENİM CAN YOLDAŞIM GENÇLİK
Benim can yoldaşım gençlik,
Bak, çekip gidiyorsun sessizce...
Bir eşin de yok hani ardında bıraktığın...
Ve gene biliyorum ki yakında,
Öylesine yapayalnız kalacağım.
Artık dönüp bakmayacak hiçbir hatun,
Olmayacak hiçbirinin gönlünde yerim!.
Zaten bir mermer kütlesine dönmüşken,
Nasıl bir bakışla benim
Başımda hemen kavak yelleri esiversin?
İşte o zaman duyduğum öfkeyle,
İçimin çölleşmesinden korkuyorum...
Gereksiz bir adam olacağım kısaca,
Yoldaşım olmadıkça gençliğim...
Oysa nasıl da hoyrat dünyamız,
Ve öylesine acımasız...
Ne gelir elden, güle güle diyeceğim,
Çekip giderken gençliğim...
Ama bir isteğim var ondan,
İki erdem bıraksın bana:
Seveyim sonsuzca hoşuma gideni...
Yada bunu hak etmiyorsa,
Göstereyim ona olan sevgisizliğimi...
(Çeviren: Yaşar Atan)
ONU DA KABUL ET...
“Ya mutluluğu yada mutsuzluğu seç,” diyor,
Hani çılgın halkların bilge dediği adam.
Hiç de yatmıyor kafama bu söz:
Hem sevinci hem acıyı birarada,
İkisini de yaşamalıyım ben doya doya...
Çünkü gönlüm bir ırmak değil ki benim...
Hani ilkbaharda bir dilber,
Bu ırmağa atar gül yapraklarını bir bir:
Ama ırmağın umurunda bile değildir...
Yada bir tomar ölü yaprak değilim ki
O azgın mı azgın rüzgârların sonbaharda,
Alıp götürdüğü savura savura...
(Çeviren: Yaşar Atan)
****
Her zamanki gibi, bir şiir de biz ekeyelim:
EYLÜL
Belli kızdığından olacak
Nasıl da uzatmış başını eylül ayı
Gelmedi merhaba demek içimden
Zaten eylül diye birşey duydum mu
O rüzgar gelir aklıma birden
Yüreğimde habire savrulur
Ne güzel çiçeklerim vardır
Yolum üstündeki bahçelerde
Her biri salınır da salınır
Günaydın derler geçerken
Gönül almasını severler
Göçmen topraklarında onlar
Adamı nice iklimlere götürürler
Gene de hepsi dertlidir
Sonbaharda bencileyin
Anlarım sararan yapraklarından
İçlerinden geçeni
O yüzden kadim dargınlığım
Eylül ayına
Onu hep görmezden gelirim...
(Yaşar Atan)
***
Mitolojiyle ilgilenen okurlarımız için son çıkan kitabımız:
HOMEROS’UN İZİNDE – İLYADA ÖYKÜLERİ
(Boyalı Kuş Yayınları)