BOP Eşbaşkanlarının ABD’ye isyanı
Birinci sayfada ABD Dışişleri Bakanı’nın Lübnan’da nasıl ağırlandığını görüyorsunuz. Aslında o fotoğraf, bugünkü dünyanın manzarasıdır.
Dünkü Lübnan gitti, şimdi yeni bir Lübnan var!
Türkiye’deki manzara da aynı. Washington açısından durum iç açıcı değil. Türk Silahlı Kuvvetleri, Afrin cephesinde ABD’nin piyonlarını etkisiz hale getiriyor. Bir zamanlar ABD’nin BOP Eşbaşkanı olan Tayyip Erdoğan, ABD yöneticilerine Osmanlı tokadını hatırlatıyor.
Tillerson, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile görüşürken, Ankara Palas’ın duvarlarında Vatan Partisi Öncü Gençlik yiğitlerinin “Katil Tillerson” sloganları yankılanıyor.
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ
Dünya, artık başka bir dünya.
Batı Asya, artık başka bir Batı Asya.
Türkiye, artık başka bir Türkiye
BOP Eşbaşkanlarının Türkiyesi arkada kaldı, şimdi ABD’ye karşı savaşan bir Türkiye var.
Anlamak istemeyenlere nenelerimizin Keloğlan masallarını anlatmalı: Bir varmış bir yokmuş diye başlar.
Var ile yok olan arasındaki ilişki bu kadar yalın anlatılabilir.
Lavoisier ise, şöyle diyor: Hiçbir şey varken yok olmaz, yok olan da var olmaz.
Yok olmuyor ama değişiyor, Heraklit’in deyişiyle o nehir artık başka nehir!
BOP EŞBAŞKANLIĞININ TÜRKİYESİ ARKADA KALDI
Tillerson’un Türkiye’ye şeref verdiği gün gibi yine bir 16 Şubat günüydü. 1997 yılının 16 Şubatında yayımlanan Cumhuriyet gazetesinde, Leyla Tavşanoğlu’nun bizimle yaptığı söyleşiye yer verilmişti. Orada Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığa, Abdullah Gül’ün de Dışişleri Bakanlığına tayinlerinin çıktığını söylemiştik. Altı yıl sonra hakikat olacak haberi, Rand Corperation’ın yayınlarından öğrenmiştik.
Yirmi yıl önce Türkiye’nin başına BOP Eşbaşkanı olarak atanacak yöneticinin ismini “Gölge CIA” diye bilinen Rand Corperation’ın sitesinden öğreniyorduk.
Yirmi yıl sonra o BOP Eşbaşkanı, ABD’ye karşı savaşıyor.
Yeni bir dünya kuruluyor.
ARTIK ABD’NİN BORUSU ÖTMÜYOR
Atlantik dönemi arkada kalmıştır.
Artık dünyada ve özellikle Batı Asya’da ABD’nin borusu ötmüyor.
Lübnan’daki fotoğraf da, Türkiye’deki fotoğraf da yeni dünyanın manzaralarıdır.
ABD YENİLGİSİNİ RESMEN İTİRAF EDİYOR
Tillerson, kurulmakta olan Yeni Dünya ile Beyrut’ta veya Ankara’da tanışmış değil. Trump’ın 18 Aralık 2017 günü açıklanan Millî Güvenlik Stratejisi Belgesi’nde ABD’nin durumu gerçekçi olarak saptanıyordu:
“Soğuk Savaş bittikten sonra ABD’nin gücü yenilmez sandık. Ama ABD inişe geçti. Anahtar alanlarda üstünlüğümüzü başkalarına teslim ettik.”
ABD’NİN TAHTLARI YIKILIYOR
| ABD, Irak’ı 1991 ve 2003 yıllarında iki kez işgal etti. Bugün Irak, ABD’ye kafa tutuyor. 2017 Ekim ayında Irak Ordusu Kerkük’e girerken, ABD’nin piyonları silahlarını atıp kaçıyordu.
| ABD, Afganistan’ı işgal edip başına Karzai’yi getirmişti. Artık Karzai, ABD’nin denetiminden çıkmış bulunuyor.
| Suudi Arabistan, ABD’nin kalesi olarak bilinirdi. Şimdi kalenin içinde ABD’ye başkaldıran hanedan mensupları var.
| Ürdün, ABD’nin av alanıydı. Şu anda Amman meydanlarında onbinler, ABD’nin tahtını sallıyor.
Dünyanın neresine baksanız, ABD’nin yıkılan tahtlarını ve yerlerde yuvarlanan taclarını görüyorsunuz.
GÜN AKŞAMLIDIR DEVLETLÛM
Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde sık sık şöyle söyler: “Gün akşamlıdır devletlûm”
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de “Dün dündür, bugün bugündür” demişti.
Kafasını dünde unutmuş olanlar, hâlâ Tayyip Erdoğan’dan “BOP Eşbaşkanı” diye söz ediyorlar.
BOP Eşbaşkanlığının güneşi battı, ABD’nin günü akşam oldu, dün dünde kaldı, takvimin yaprağında bugün yazıyor. Ama bizim BOP Eşbaşkanı saplantılılarımızın güneşleri bir türlü doğmuyor. Eğer doğmuşsa, o güneş hiç batmıyor. Dünya dönmüyor çünkü. Ne güneşin çevresinde, ne de kendi çevresinde! Dünya duruyor ve BOP Eşbaşkanları da o duran dünyada bulundukları yerlerde duruyorlar. Onları değiştiren mecburiyetler yok, onları yola sokan dinamikler yok.
ESKİ SÜRÜLDÜ GİTTİ GELDİ YENİSİ YENDİ
Muhyiddin Abdal’ın aklımın bir köşesinde kendisini sürekli yenileyen iki dizesi vardır:
Eski sürüldü gitti
Geldi yenisi yendi.
Hayır, dünyanın öküzün boynunda durduğu saplantısından kurtulamayanlar için, eski sürülüp gitmez, yeni olan hiç gelmez. Her şey yerinde durmaktadır. Hatta şu an, onlara göre, ‘Türk Ordusu ABD’ye karşı savaşmıyor. Türk Ordusu ABD ile birlikte Türkiye’ye karşı savaşıyor.’
KENGER SÜDÜ SAKIZ OLUR
Babam Sadık Perinçek, hayatın akışını anlatmak için Karacaoğlan’ın bir dörtlüsünü söylerdi:
Sekiz olur dokuz olur
Kenger südü sakız olur
Tosun büyür öküz olur
Bir gün gelir köpe sıçar
Hayır! Sekiz hep yerinde duruyor, hiçbir zaman dokuz olmuyor.
Hayır! Kenger südü, hep sıvı kalıyor, katıya dönüşmüyor.
Tosun kesinlikle büyümüyor ve öküz olmuyor! Öküz olmadığı için, kağnıya koşulmuyor. (Hiçbir sözlükte bulamadım, bir tek Ali Püsküllüoğlu’nun Türkçe Sözlük’te var: Köp, kağnının ön ve arkasına konmuş enlemesine tahtalara verilen ad.)
DÜNYA ÖKÜZÜN BOYNUZLARI ÜZERİNDE DURMUYOR
Ve onlara göre, öküzün boynuzları üzerinde duran dünya, öküzün boynuzları üzerinde durmaya devam ediyor. Ve o dünyada kafası taşlaşmış olanların kafaları taş olarak kalmaya devam ediyor.
Hiç anlamadılar bu süreci. Bir zamanlar, Tayyip Erdoğan’ın “BOP Eşbaşkanı” olduğunu söylemekten çekinirlerdi. Tayyip Erdoğan BOP Eşbaşkanlığını bırakıp ABD’nin teröristlerine karşı savaşa girince, bu kez bir tarihte BOP Eşbaşkanı olduğunu öğrendiler. Oysa ille bir BOP Eşbaşkanı’ndan söz edeceksek, artık BOP Eşbaşkanlığı tacı kafası taşlaşmış olanların başını süslüyor.
KİTAP
Köp sözcüğünün bulunduğu tek sözlük: