21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bülent ve Reha kardeşler

Halit Deringör

Halit Deringör

Eski Yazar

A+ A-

Bu yazıyı istek üzerine yazıyorum. Galatasaray’lı Bülent ve Reha kardeşler. Türk futbolunda temininde güçlük çekilen futbolculardır. Şimdi Reha öldü. Tanrı’dan Rahmet dilerim. Bülent Eken’e de sağlıklı uzun ömürler.

Benim, ölenler hakkında abartılı sözler söylemek tarzım değil. Ancak bu iki futbolcunun da efsane futbolculardan olduğunu söyleyebilirim. Her ikisi de benim çok can-ciğer arkadaşımdır. Kökenimiz Kuşdili Çayırı. Günlerimizin çoğu ise Altıyol’daki Kerim Ağa’nın kahvehanesinde geçerdi. Burada toplanır, birbirimizle şaka eder, hatta güle oynaya birbirimizi kızdırırdık. Sahada büyük mücadele eder, ama dönüşte arkadaşlığımızdan hiç bir şey kaybetmezdik.

Yıl 1948. Londra Olimpiyatları. Önce Caddebostan Marmara Yat Kulübünde kampa girdik. Reha da seçilebilirdi ama o anda durumu müsait değildi. Kampın sonunun yaklaştığı günlerde Galatasaray, gücü ve kuvveti ile Reha’nın sorununu çözmeyi başardı.

Federasyon Başkanı, Galatasaray’lı Ulvi Yenal idi. Galatasaray’lılık yaparak beni kamptan çıkartıp, Reha kardeşimi getirdi. Çok üzülmüştüm. Olimpiyat fırsatını elimden kaçırdım diye. Ama Fenerbahçe Kulübü bu olayı bir onur meselesi yaparak beni de Londra’ya gönderdi. Olimpiyat sonrası yine bizim meskenimiz Kerim Ağa’nın kahvehanesi idi. Hiçbirşey değişmemiş, dostluğumuza bir nokta kadar gölge düşmemişti. Tabii bu yıllar geride kaldı ama Galatasaray’lı arkadaşım Reha beni hiç unutmadı. Mutlu ve Mutsuz günlerde hep evimi aradı ve telefonla da olsa buna katıldı. Ne yapalım her şeyin bir sonu var. Ama sadece ben değil, Galatasaray ve Türk futbolu onu unutmayacak.

İşte Galatasaray Fenerbahçe’lilik rekabeti, sahada olanca şiddeti ile devam ederken dışarıdaki dostluklara gölge düşmemesidir. Galatasaray’lılık Fenerbahçe’lilik o zamanlar böyleydi. Şimdiki gibi düşmanlık ve kan davası şekline dönüşmemişti.

Reha Eken’in ailesinin ve yakınlarının acısını paylaşırım..