Çatıyı tamir edecek usta hazır!
Mehmet Şimşek diyor ki, Çatıyı tamir etmek gerekir. Yağmur yağacak... Bu ne demek? Dam delik. Akıtıyor. Hele de yağmur, ardından da sağnak gelirse ne olacak halimiz. Dövizle borçlanmaya sınır getiriyoruz. KOBİ’lerde yaptık. Büyükler yönetebildiklerini söylüyor ama görüyoruz yönetemiyorlar; tedbiri alacağız...
Borç boğazı açtı. Borçla ekonomi döner mi?
Zaten dönmez de...
Ayrıca gelen parayı yola, inşaata, taşa toprağa yatırırsanız hiç dönmez. Döviz yaratacak bir alanda yatırım ve üretim yapmazsanız bir süre sonra batarsınız... Borcu borçla ödeme sarmalına girersiniz, çıkamazsınız. Cari açığınız fırlar gider.
“Artık inşaata yatırım yapmayın” diyor yine Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı, “Ar-Ge’ye, teknolojiye yatırım yapmalarını istiyoruz; inşaattan kazandıklarını imalata yatırsınlar.”
Aklın yolu tek olunca mecbur o yola giriyorsunuz.
EKONOMİDE MECBURİYETLER DIŞ POLİTİKADA MECBURİYETLER
“Liradaki değer kaybı tamamen ekonomiyle bağlantılı mı? Kısmen bağlantılı. Ama kısmen de bizde ve dışarıdaki siyasi gelişmeler... Sebebi de küresel ilişki ağımızda bizim haklı davalarımızda yanlış bir şekilde bize karşı tutumlar var. Örneğin Suriye’de bizim çok ciddi kaygılarımız var. Ama bunu anlamakta zorlanan müttefiklerimiz, dostlarımız var. Bu, bizim küresel ilişki ağımızı olumsuz etkiliyor. Örneğin hain darbe girişimini gerçekleştiren suç örgütü FETÖ’ye karşı bizim doğru bir duruşumuz, güçlü bir mücadelemiz var. Ama bunu bazı Batılı dostlarımız ya anlamakta zorluk çekiyor ya da başka sorunlar var. Bunlar ilişki ağına yansıyınca ister istemez liradaki değer kaybına yol açıyor.”
Burada dış politikadaki “mecburiyetler” giriyor gündeme.
Kişilikli, anti-emperyalist, karşılıklı menfaatlere dayanan dış politika.
Ve de bunlarda istikrar. Bir gün öyle, bir gün böyle değil.
Güven verici.
EMPERYALİZME KURŞUN
Erdoğan, adını vermedi ama Şimşek’in açıklamaları için “ayağımıza kurşun sıkıyorlar” demiş. Büyürken neden böyle söylüyor diye kızıyor. Aslında Dolar olarak 2016’da 862.7 milyar dolarlık ekonomik büyüklük 2017’de 851. 0 milyar dolara geriledi. Büyümeyi özel tüketim ve yatırım harcamalarındaki artış etkiledi. Güçlü iç talep artışı, güçlü ithalat artışını da getirdi. İthalat artışıyla 2017’de cari açık/GSYİH oranı yüzde 5.5 oldu.
Aralarındaki gel-gitler bizi ilgilendirmez. Ancak Türkiye ekonomisi için acil alınması gereken önlemler var. Biz onu bilir, onu söyleriz.
Üretseniz zaten başka ülkelere avuç açmaya muhtaç olmazdınız.
1930’larda böyle mi yapıyor Türkiye...
Daha 1920’lerde henüz ayaklarında Kurtuluş Savaşı’nın tozu toprağı varken, bağımsızlığını ekonomiyle taçlandırmanın yolunu yöntemini konuşuyorlar. Ayaklarının üzerinde duracaklar, onun için kurşun sıkıyorlar emperyalizme.
Emperyalizm hâlâ, Türkiye’yi teslim almak için her on yılda bir; hem siyasi hem ekonomik darbe üstüne darbe yapıyor. Üretimden ve bağımsızlığımızdan vazgeçirmeye çalışıyor.
Hükümetler ve ekonomi kısa süreli “hizaya girse” de “biz” yani, “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk milleti” buna izin vermiyoruz. “Hizada tutmada” başarılı olamıyorlar. Yıkıyoruz duvarlarını.
Mecburiyetleri dayatıyoruz.
17 YIL ÖNCE SÖYLEMİŞİZ
2001 yılında Vatan Partisi’nin Türkiye’de Türk parası, Türk bayrağı kampanyası.
Şimdi alınmak zorunda kalınan önlemlere bakıyorum.
Geç ama doğru.
Biz ta 2001’de demişiz. 17 yıl önce.
Sakalımız var.
Çok söyledik.
Şimdi, 2018’de söylediklerimiz için neden bekleyelim.
Geliverelim.
Yapıverelim.
Yaparız.
ÇARESİZ MUHALEFET
Bir de “Hiç bir hükümet bunun altından kalkamaz” diyenler var.
Minicik bir örnek:
Yine Şimşek söyledi: “Cari açığımızın milli gelire oranının yüzde 5.5’in üzerine çıkmasının en önemli nedenlerinden biri enerji ithalatı”...
En önemli döviz çıktımız.
Kimden doğalgaz ve petrol alıyoruz? Rusya, İran, Irak, Azerbaycan... Çin’i de katarsanız... buyrun Avrasya’ya... Şunu kendi aramızda kendi paralarımızla çözemez miyiz... Çin bunu sınır komşularıyla ve Afrika ülkeleriyle uzun zamandır uyguluyor.
Yaparız. Ya da örneğin Rusya en önemli tarım ürünleri alıcısı. Neden karşılıklı mahsuplaşmayalım...
Al gülüm, ver gülüm...
Yaparız!
Açılın kapılar dosta gidelim!
Ankara’ya gidelim!
HAFTANIN TİVİTİ
İYİ Parti Gençlik Kolları Başkanı
İyi Parti’nin Gençlik Kolları Başkanı bilgisayarın önünde poz vermiş. Fotoğrafının altına da şöyle yazmışlar:
Daha fazla
“E-Spor dünyasına da iyi geleceğiz. Gençlik Kolları Genel Başkanımız Osman Ertürk Özel e-spor severler ile CS:GO oynadı.”
Nedir o, diye siyaseten çok merak etmiş olabilirsiniz. Bu gençler arasında son dönemde oynanan bir internet oyunu. Bir taraf güvenlik güçleri oluyor bir taraf terörist. Aralarında mücadele ediyorlar.
Genç bunlar, böyle malzeme verirseniz durur mu! Altına döşenmişler.
* Osman yeter bak gözlerin bozulacak, coni amcanlar gelmiş bir selam ver.
* Sis atmayı mı yasaklayacaksın? Parti ödeneğinden şekilli bıçak mı hediye edeceksin? Nasıl iyi geleceksin? Bu nasıl boş beleş bir şovdur.
* Türkiye’nin önündeki sorunlara bu şekilde mi çözüm olacaksınız?
* İYİ Parti Gençliği eğitim programı:
PES oynama
LOL’de karakter seçimi
CS:GO’da prolaşma (ileri eğitim programı)
* Tabi sorarsanız ülkenin siyasi durumu için bir şey yaparlar mı diye onu daha görmedik.
* (E-Republik’ten ülke kurtarmaya kalkmayın bu arada )
* Harita neydi? Afrin mi? Türkiye’nin sorunlarına müthiş çözüm: Bilgisayardan oyun oynamak.
* Yakında komik sahnelere gülmeme videosu da atarsınız siz. Nacizane bir öneride de bulunayım: 10 el atın. 5’ten fazlasını alan yeni gençlik kolu başkanı olsun.
*Süper fikir. TEBRİKLER..!
* Sis atmasın da
* Sn.Osman Başkan!
Lütfen sis atmamak!
* Lisede Counter Strike oynamadığı nasıl belli. Kolej bebesi.
* Gençliğin sorunu cs’de sis atılması zaten. Ya da bir yere geçip pusu atması mı?
* Adam king beyler dağılın.
(Ben en son okuduğumda böyleydi. Sonradan devam etti. Çok özür dilerim, bazılarının söylediklerini buraya alamayacağım kadar seviyesiz. Öyle böyle değil... Öncü Gençlik Başkanı Aykut Diş şöyle bir yanıt vermiş: “Gençliğinizin terbiyesi KÖTÜ ise partinizin adının İYİ olmasının önemi yoktur... Kimlikleri de belli olan İYİ Partili “trol” gençler küfürler ediyor; Gençlik Başkanı ise küfürbazları referans gösteriyor... Biz yöneticilere düşen bu tip yanlışlara izin vermemektir. Düzeltmektir.”)
Öncü Gençlik Başkanı, Reno işçileriyle
Aykut Diş