Cehennem reklamları
ABD’li diplomatın biri, “2018 yılında Türkiye’yi cehenneme çevirecekler” buyurmuş. Öyle söylenti falan değil, diplomatın ağzından duyan dostumdan öğrendim bunu. Diplomat efendi, zebaninin adını da vermiş, “Almanya devleti Türkiye’yi cehennem yapacak” diyor.
Suçlu, suçunu kimin üzerine atacağını bile planlamış.
KORKU FİLMLERİ
“Cehennem” gelmeden reklâmları geldi.
Gerçeklerle bütün bağlantılarını kesmiş bir iç savaş çığırtkanlığıyla karşı karşıyayız. Bilinçsizliğin kol gezdiği her karanlık kuytuda o korku filmi gösterime girdi. Seyreden de seyretmeyen de, her an kapısını kırıp girecek eli satırlı yobazını bekliyor.
Dehşet yangınına odun taşıyanlar, niyetleri ne olursa olsun, iç çatışma kışkırtıcılarının hizmetindeler. Öyle ki karşıdan gelen sakallı, her an bıçağını koynundan çıkarıp boğazınızı kesebilir!
İç çatışma kışkırtmalarının en önemli dayanağı, 696 Sayılı KHK’nın 121. maddesi. Öyle yorumlar yapılıyor ki, ne hukuk bilgisine rastlanıyor, ne de okuduğunu anlama yeteneğine. Bu hüküm, gazete ve televizyonların yazdığına göre, “suçluya dokunulmazlık”, “sivillere yargı muafiyeti” getiriyormuş. “Yargı bitti” söylemleriyle yaratılan sanal dehşet ortamında, feleğini şaşıranların güveneceği bir savcı da yok, yargıç da. Tek güvenceleri var: ABD’nin adaleti!
Gelin mektuplardan, telefonlarda konuşulanlardan, gazete köşelerinden bir derleme yapalım ve korku filmleri yaşadığımız gerçeklerle ne kadar uyumlu ona bakalım.
‘AKP YANDAŞLARINI SOKAĞA SALACAK!’
İki okuyucumuz şöyle yazıyor: “AKP’nin asla ve asla koltuğu terk etmeyeceği açıktır. İlk yapılacak seçimlerden olumsuz sonuç almaları halinde, yandaşlarını sokağa salacaktır. KHK, onların yapacakları katliamları meşru hale getirmektedir. Vatan Partisi’nin, Ulusal Kanal’ın ve Aydınlık’ın bunları görmemesi inanılır gibi değil.
Gerçekler: AKP, önümüzdeki seçimleri kaybedecektir. Sokak gücüne dayanarak iktidarda kalma yeteneği yoktur. Türk devletinin yaptırım gücünün ve milletin sağlam duruşunun karşısında hiçbir sokak gücünün şansı bulunmuyor. KHK 121. Madde, “15-16 Temmuz 2016 günleri darbenin bastırılması kapsamındaki eylemlerin suç oluşturmayacağını” öngörüyor. Bu maddenin katliamları meşrulaştırmak için uygulanması mümkün değildir. Siz kendi kendinizi ve çevrenizi korkutuyorsunuz. Çözümünüz yok, yalnız ve yalnız korku salıyorsunuz. ABD’yi imdada çağırmaktan başka çareniz kalmamış. Çünkü millet, sizin dayandığınız güç değil, korktuğunuz güç! AKP’ye teslim olmanın toplumsal-ruhsal koşulları işte bu korku ortamıyla yaratılıyor.
‘SİLAHLA EV BASIP ADAM ÖLDÜRMEK ARTIK SUÇ DEĞİL!’
Bir başka eposta: Tayyip Erdoğan iktidarı, militanlarını silahlandırarak muhalefeti sokaklarda boğmaya hazırlanıyor. Bundan sonra, AKP’li militanlar ellerine silah alıp bir evi bassalar ve oradakileri katletseler, ‘Terörü önlemek için öldürdük!’ deseler suçlanamayacaklar. 121. madde, bu dokunulmazlığı getiriyor.
Gerçekler: AKP iktidarını can ve mal güvenliği sağlayamadığı için devirme planının uygulanmasına 2016 yılı sonunda başlandı. Tutmadı, geri çekildi, şimdi yeniden sahneleniyor. Seçimleri askıya aldırtacak bir sokak savaşları senaryosu piyasaya sürülüyor. Muhalefeti sokaklarda boğma hazırlığı yapan varsa, kendi iktidarının sonunu getirir. Can ve mal güvenliğini sağlayamayan bir hükümet iktidarda kalamaz. 696 sayılı KHK’nın 121. maddesine dayanarak, hiç kimse ev basamaz ve adam öldüremez. Hiçbir mahkeme, bu tür eylemlerde suç işlenmediğine karar vermez. Çünkü o madde, yalnızca 15-16 Temmuz 2016 günlerindeki darbeyi bastırma eylemleriyle sınırlıdır. Maddeyi okumadan milleti dolduruşa getirenler, AKP’ye karşı muhalefet yapmıyorlar, ancak ABD’nin cehennem planına hizmet ediyorlar.
‘RECEPLER VE RECEP PEKERLER AYAĞINA VE BEYNİNE SIKACAK’
İnternette dolaşan Paris çıkışlı bir yazı: Herif ‘savaşını ilan’ etti bile. Sabah kapın çalındığında, kapıcı mıdır sütçü mü diye düşünmene gerek yok. Polis de değil jandarma da değildir gelecek olan. Boynu kalınlar olacak boynu kalınlar. ‘15 Temmuz gazileri’ de denilebilir. Recep’giller, yani Dr Recep’ler ve Recep Peker’ler. Artık ayağına mı sıkarlar, o boş beynine mi, o kadarını bilemem. Hepsini geçtik, ama o 16 Nisan ‘Halkoylaması’ gecesi, sokakta olacaktın. ‘Millet’imizin çoğunluğu’ ‘evet’ demiş olsa bile, ki yemin billah olsun ‘hayır’ demişti, sen olmaz diyecektin. ‘Halka rağmen’se, halka rağmen olsun! ‘İç savaş’ o gün çıkacaktı ise, o gün çıksındı. Ancak sen ‘taarruz’da olacaktın, onlar ‘savunma’da. Bugün ‘hâlâ’ Atatürkçü olan herkesin, ama yediden yetmişe herkesin öyle davranması gerekir. ‘Erken seçim’, geç seçim falan olmayacak. Seçim-meçim yok aslında. Türkiye ‘iç savaş’a girmiş bulunmaktadır. 2018 yılı ‘savaşın sokağa inmesi’yle devam edecek. Bu kez, taarruz, ‘boynu kalınlar’dan gelecek. Artık ‘ya herro ya merro’ dönemine girmiş bulunuyoruz. Naçizane önerim olsun: CHP ve IYI Parti ve koalisyona girecek başka hangi parti varsa, bir ‘Geçici Hükûmet’ kurmalıdırlar. Bu ‘hükûmet’i tanımadıklarını ilan etmelidirler.”
Gerçekler: Cehennem ateşi bu örnekte Paris’ten yakılıyor. Düşman da Norveç’teki NATO tatbikatı standartlarına göre belirlenmiş: Recepler ve Recep Pekerler. Yani Tayyip Erdoğanlar ve Atatürk Devrimcileri. Paris’ten öğreniyoruz, iç savaş başlamış bile. 16 Nisan Halk Oylaması gecesi sokağa çıkılsaymış, bu hallere gelinmeyecekmiş. Paris’te barikatların tepesine çıkan kahraman, sokak savaşı 16 Nisan gecesi başlatılmadığı için hayıflanıyor. Neyse ki 2018 yılında herkes sokağa inecekmiş. Çare de Saint Michael bulvarından buyuruluyor: CHP ve IYI Parti, bu hükümeti tanımamalı ve Geçici Hükümet kurmalıymış. Peki hangi güçle? Parisli savaşçımız var ya, revolverini çekti mi, kapıya gelen sütçüyü beyninden vurup yere serecektir! 16 Temmuz gazisi olan sütçü, bu kez şehit mertebesine yükselecektir! Parisli kahraman, tıpkı FETÖ Gladyosu gibi 16 Temmuzdaki halktan korkuyor! Sokak savaşı çağrısı yapanlar, bakıyoruz FETÖ ve PKK ile aynı cephedeler. Çünkü FETÖ’nün ve PKK’nın son umududur iç savaş!
CEHENNEM SENARYOSUNUN KIŞKIRTMA TİMLERİ
ABD Gladyosunun bozguna uğratıldığı koşullarda, Türkiye’nin hızla bir yobaz diktasına sürüklendiği propagandasıyla insancıklarımız birbirini korkutuyor.
On binlerce FETÖ mensubu hapislere atılırken, gericiliğin her köşede karanlık pusular kurduğuna dair rivayetler yüzünden Türkiye’den kaçan kaçana. Elbette Miami’de villa alacak kabiliyeti olan takımı.
AKP iktidarına karşı ciddî eleştiri yapacak dünya görüşü olmayan yazarlar da, ellerinde benzin bidonlarıyla sahnedeler.
AKP kesimindeki “Yeni bir Gezi kalkışması başlayacak, biz de sokak gücümüzü hazırlayalım” yaygarası, ne kadar tehlikeli ise, “İç savaş geliyor” yaygarası da o kadar tehlikelidir.
Cehennem senaryosunun kışkırtma timlerinin dedikleri olmayacak.
İÇ SAVAŞ GİRİŞİMLERİ BOZGUNA UĞRADI
Türkiye’de iç savaş olması için, Türk Ordusunun karşısında ikinci bir ordu gerekir.
PKK hendeklere gömüldü ve ABD’nin iç savaş planı bozguna uğradı.
ABD’nin FETÖ Gladyosunun darbe girişimi, Ordunun ve milletin dayanışmasıyla yerle bir oldu. ABD’nin iç savaş senaryosu bir kez daha bozguna uğradı.
Aklımızı başımıza toplayalım: ABD’nin cehennem senaryosunun kışkırtma timlerine alet olmayalım.
AKP iktidarı önümüzdeki seçimi kaybedecek ve oturduğu koltuklardan inecek. Bunu önleyebilecek bir sokak gücü yok!
Sokak çağrılarını kim yaparsa o kaybedecek.
Ne AKP iktidarı, ne Amerikancı iktidar!
Vatan ve Üretim için Millî Hükümet
YARIN: KORKUTULAN TOPLUMU BEKLEYEN DÖRT TEHLİKE