21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ciner, Kalkavan, Şardan ve Yeşilay...

Çetin Susan

Çetin Susan

Eski Yazar

A+ A-

Yükselen değerler var AKP devrinde, bunlardan birisi de Yeşilay. 1920’de Şeyhülislam Haydarizade himayesinde, alkollü içkilerle mücadele için kurulan Yeşilay’a, kamuya yararlı dernek statüsünü veren kim dersiniz? Bazı densizler tarafından, ödlekçe, isimleri verilmeden “iki ayyaş” diye anılan Atatürk ve İnönü. Yıl 1934; birisi Cumhurbaşkanı, diğeri Başbakan...

Uzun yıllardır İslamcı anlayıştaki yönetimlerin başa geldiği Yeşilay, 2010’da mali anlamda sıçrama yaptı. Dönemin başbakanının talimatıyla, İstanbul’daki Sepetçiler Kasrı, 10 yıllığına derneğe tahsis edildi. Günlüğü 7-8 binden kiraya veriyor Yeşilay burayı.

2012’de Genel Başkanlığa; “Ağaç ve yolsuzluk, iktidarı yıpratmak için bahanedir” sözlerinin sahibi, imam nikahının yılmaz savunucusu, RTE’nin elinden “yılın din adamı” ödülü almış, yobazların baş tacı ettiği Yeni Şafak yazarı Hayrettin Karaman’ın oğlu getirildi. Ki, oğlunun çizgisi de babasından farklı değil.

KİMİ ARARSAN ORADA

Son dönemde Yeşilay, spora fazlasıyla ilgi göstermeye başladı. Keza aynı siyasi havuzda yer alan, spordaki muhataplarından da ilgi görmeye... Spor denilen madeni keşfettiler de diyebiliriz.

Örneğin, iktidara ve iktidarın başına yaranmak için direksiyonuna geçtikleri Kasımpaşa Spor Kulübü’ne, oluk oluk para akıtan büyük sermaye sahipleri, imkânlarını tereddütsüz seferber ettiler.

Bunların başında, Fatih Altaylı’nın, “Ulan bizden daha yandaşı mı var?” diye tanımladığı Habertürk’ün sahibi Turgay Ciner var. Cemaatin gözbebeği Beşiktaşlı İhsan Kalkavan var. Galatasaraylı eski yönetici, reklamcı Yiğit Şardan var. Mesut Yılmaz’ın kardeşi Turgut Yılmaz var. Milyarder Azeri, yine Beşiktaşlı Mübariz Mansimov var. Beyoğlu Belediye Başkanı var. Alo Fatih var, evet evet bildiğiniz Alo Fatih! İstinye Park’ın sahibi Zafer Yıldırım var.

Kombinasyona bakın hele... Hepsi de sosyal sorumluluğu birbirinden yüksek insanlar(!) Aynı zamanda, her şeyi Allah rızası için yapabilecek kadar uhrevi yanları gelişmiş(!) Keza, çalışanlarının gelir düzeyi ve iş güvenliği gibi konularda hassas mı hassas birer işveren her biri(!)

YEŞİLAY SEVGİSİNİN SEBEBİ

Bu zevat tarafından yönetilen Kasımpaşa, geçen sezon formasının sırtında taşıdığı “Yeşilay” reklamını, bu sezonun 7.haftasından itibaren göğsüne aldı. Ayrıca maçlara, Yeşilay sloganlarının yer aldığı pankartlarla çıkıyorlar. Lafı dolandırmadan belirteyim; buradan bakınca tam bir “kaz-tavuk” alışverişi gibi duruyor!

Maça çıkarken taşıyacağınız pankart için, federasyondan izin almanız şart. Hatırlarsınız, tam 1 yıl önce “Yüce Atatürk” yazılı tişörtle seremoniye çıkan Fethiyespor’u, Yeşilaycı Futbol Federasyonu disipline sevk etmişti. Hey gidi Federasyon!..

Tarafların görünürdeki niyetleri belli: “Ağa”ya ve avanesine şirin görünmek... Ama ötesi daha önemli; moda deyimiyle algı operasyonu var işin içinde. Başka deyişle, “subliminal” yani bilinçaltı mesajları, spor gibi şahane bir iletkenle hedefine taşımak var.

GEÇERLİ GEREKÇE HEP HAZIR

Şartlar öyle güzel ayarlanmış ki, kimse gıkını çıkaramaz bu operasyonlara. Çıkarana, “alkolik” damgasını yapıştırıverirler. Tıpkı, Turizm Meslek Liseleri’ndeki çocuklara alkol servisini yasaklayan gerekçeyi, Anayasa hükmüne dayandırmak gibi hep ulvi bir gerekçeleri var ön planda. Yoksa alkole karşı olduklarından falan değil asla! Kim kuşku duyabilir, ileri demokrasi neferlerinin özgürlük ve insan hakları aşkından?..

Yeşilay’ın üyesi olduğu Eurocare(Avrupa Alkol Politikaları Birliği) diye bir örgüt var. Eurocare, Uluslararası Otomobil Federasyonu’na(FIA) bir mektup yazıp, Formula 1 yarışlarında yapılan alkol reklamları konusunda kendilerini uyardı. Tabii adamların art niyetleri yok. Onlar, misyonları açısından, nesnel gerçeğin icaplarının peşindeler.

Bizimki de çıkıp şöyle demiş: “Spor müsabakaları gibi gençlerin bedensel ve zihinsel gelişimini amaçlayan etkinliklerde onlara bedensel ve zihinsel olarak zarar veren alkol tanıtımının yapılması tam bir tezat oluşturmaktadır.” Al bir ulvi yaklaşım daha, kim itiraz edebilir bu lafa?

Başkan, düşünceli adam. Alkol-malkol bahanesiyle alttan alta, İslam propagandası yapıyoruz, bilinçaltına çalışıyoruz çocukların, gençlerin, bak anaokuluna bile din dersi koyduk diyecek hali yok.

Gezi’nin jargonuyla söyleyelim: “Hâlâ anlamdınız mı, esas mesele alkol falan değil! Yeşilay vs. ara istasyonlar...” Ötesi, işbirlikçi, vahşi sermayenin hiç umurunda değil, bu olup bitenler, yitip gidenler... Çanak tutmaya devam!..