Darbe komisyonundan Gül ve Davutoğlu'na 'terleten sorular'
Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun AKP'li üyeleri Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'na Fethullah Gülen hakkında yazılı sorular iletti. Soruların şekli Gül ve Davutoğlu'nun hedefte olduğu iddialarına yol açtı.
AKP'de Gül ve Davutoğlu'nun hedef alındığına ilişkin sinyallere bir yenisi daha eklendi. 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nun AKP'li üyeleri, Gül'e yazılı olarak gönderilen metinde, "Şubat 2012 tarihli MİT Müsteşarı'nın (Hakan Fidan) ifade vermeye çağrılması hadisesinde MİT Müsteşarı'na ifade vermeye gitmesinde bir sakınca olmadığını telkin ettiğiniz şeklindeki iddialara açıklık getirir misiniz?" diye sordu.
Hürriyet'te yer alan habere göre, Üyeler, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'na da "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın izni dahilinde Fethullah Gülen ile bir görüşme yaptığınızdan bahsedilmektedir. Bu konuya açıklık getirebilir misiniz?" sorusunu yöneltti. AK Parti'nin ilettiği sorular şöyle:
Gül'e sorulan 27 sorudan bazıları özetle şöyle: FETÖ örgütlenmesi hakkında istihbari bilgi aldınız mı? MGK toplantılarında, ‘Fethullah' ön adıyla başlayan illegal yapıya dair bir husus gündeme getirildi mi?
Gazeteci Fehmi Koru'nun ABD'ye gitmesi yönünde bir talep sizden mi geldi, yoksa kendisi mi size teklifte bulundu?
2004'te (Eski ABD Büyükelçisi) Faruk Loğoğlu eliyle ABD'li yetkililere bir mektup gönderdiğiniz ve mektupta Gülen'i eğitimci sıfatıyla methettiğiniz iddialarına açıklık getirir misiniz?
Devlet aklı, himmet paraları ile örgüte devasa finansal güç oluşturulmasını nasıl tespit edememiştir?
Görev süreniz içerisinde, FETÖ'yü güvenlik açısından tehdit olarak gören herhangi bir rapor ya da bilgi size sunuldu mu?
Refahyol ve AK Parti hükümetleri döneminde MGK'daki bilgilendirme sunumları FETÖ ile mi yoksa genel irticai faaliyetlerle mi ilgiliydi?
Yetkili makamlarda bulunduğunuz süre boyunca FETÖ'nün kayıtdışı para kaynakları ve transferleri hakkında şüpheleriniz oldu mu? Araştırılması talimatı verdiniz mi?
7 Şubat hadisesinde söz konusu yapının niyeti hakkında bir kanaat edinmiş miydiniz, o tarihte nasıl değerlendirdiniz, bugün nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şubat 2012 tarihli MİT Müsteşarı'nın ifade vermeye çağrılması hadisesinde MİT Müsteşarı'na ifade vermeye gitmesinde bir sakınca olmadığını telkin ettiğiniz şeklindeki iddialara açıklık getirir misiniz?