Diktatörler ve damatlar
Benito Mussolini, 1883 senesinde, Bolonya’ya doksan kilometre kadar mesafede yer alan Predapyo adlı küçük bir kasabada dünyaya geldi. Babası, sosyalist fikirleri olan bir demirci, annesi ise inançlı bir Katolikti.
İlk öğrenimden sonra Roman Katolik keşişlerine bağlı bir okulda eğitimine devam eden Mussolini, derslerinde başarılı ve "çok okuyan" bir genç olarak bilinir. Siyasi görüşleri itibarı ile babasından etkilenmiştir, yüzyıl başında, o zamanlar Avusturya-Macaristan’a bağlı olan İtalyan kenti Trento’da genç bir gazeteci ve ateşli bir sosyalist olarak sivrilir. Çok iyi derecede Fransızca ve Almanca bilmekte, felsefe, Alman edebiyatı, Marksizm ve güncel siyaset üzerine makaleler yazmakta, kitapçıklar yayınlamaktadır. Sonunda İtalyan Sosyalist Partisi’nin yayın organı Avanti’nin yayın yönetmenliğine getirilir. Gazetenin yirmi binlerde olan tirajı onun katılımı ile yüz binlere çıkar.
DUÇE’NİN DOĞUŞU
Birinci Dünya Savaşı gelip çattığında Mussolini, Sosyalist Partinin merkez komite üyesidir. İtalya’nın savaşa katılmasından yana tavır alınca partiden ihraç edilir. 1915 yılında kurduğu İtalyan birliğini ve milliyetçi-seçkinci bir yönetimi savunan Faşist Parti hızla güçlenir, yüzbinlerce üye ile ülkenin en büyük siyasi güçlerinden biri haline gelir.
1922’de, 27 Ekim’i 28 Ekim’e bağlayan gece, Mussolini beraberindeki 30 bin sadık taraftarı ile Roma’ya yürür. Pek çoğu silahlı olan bu adamların ortak özelliği siyah gömlekler giymeleridir. İtalya’ya politik belirsizlik hakimdir, hükümet zor durumdadır. Tarihe Kara Gömlekliler İhtilali diye geçen bu yürüyüşün sonunda kabine istifa eder ve Kral 3. Viktor Emanuel, başbakanlık görevini Mussolini’ye verir.
Bundan sonrası İtalya’da, merkezinde adeta kutsal bir figür olarak tek bir adamın, Benito’nun yer aldığı, büyük oranda baskıya dayalı bir rejimin inşasıdır. Ekonomik anlamda bir nebze rahatlayan ve sosyal olarak daha güvende hisseden İtalyan halkının çoğunluğu uzun süre Mussolini’ye ve onun partisine destek olur, ta ki 1943 yılındaki yenilgiler gelip çatana dek.
YENİLGİ, İHANET VE DÜŞÜŞ
1943 başında, önce Yunanistan sonra Afrika’da yenilen İtalyan ordusu, ağır kayıplar vermişti. 9 Temmuz’u 10 Temmuz’a bağlayan gece, müttefik orduları Sicilya’ya ayak bastı. Mussolini’nin peşinde maceralara sürüklenen İtalya, şimdi evdeki bulgurdan olmak üzere idi.
Yıkılmaz gibi görünen Mussolini’nin ayaklarının altındaki zemin bir anda kaymaya başladı. İsyan işaretleri en önce en yakınından, Faşist Parti yönetiminden geldi. Mussolini, 24 Temmuz’da parti konseyini toplamak zorunda kaldı. Kendisi yenilgiye mazereteler üreten uyduruk istatistiklerle dolu iki saat süren bir konuşma yaptığı sırada, başını en sadık yoldaşı Dino Grandi’nin çektiği bir grup, Duçe’nin tüm yetkilerinin alınmasını öneren bir karar metnini hazırlıyordu. Mussolini, kendi partisinden böyle bir darbe yiyeceğini tahmin ediyor muydu bilinmez, ancak karar 19 kabul, 8 red ve 1 çekimser oy ile kabul edildi. Yirmi bir yıllık faşist makinenin ana dişlisinin sökülüp atılması sadece birkaç saat sürmüştü.
Faşist parti konseyi eni konu bir danışma örgütü idi. Mussolini, kararın ciddiyetini kavramakla beraber, ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi yönetim ofisine gitti. Öğleden sonra Kral tarafından saraya çağrıldı, durumu izah etmeyi düşünüyordu. Buna fırsatı olmadı. Kral, Mussolini ile görüşmesini kısa kesti, istifasını aldı ve onu tutuklattı.
BAŞKAN VE DAMADI
Öykünün en dramatik yeri neresidir biliyor musunuz? Mussolini’nin görevden alınması için oy kullanan 18 kişi arasında damadı Galeazzo Ciano da vardır. On üç yıldır Mussolini’nin sevgili kızı Edda ile evli olan Ciano, kayınpederi tarafından dışişleri bakanlığına getirilmişti ve o tarihte İtalya’da en çok nefret edilen siyasetçi olarak gösteriliyordu. İtalyanların kısaca "damat" (genero) diye andıkları Ciano, Almanların desteği ile kuzeyde yeni bir hükümet kuran Mussolini’nin yanına gitmiş, ihanetinin bedelini 1944 yılının Ocak ayında kendi yoldaşları tarafından kurşuna dizilerek ödemiştir.
Dünyayı demir yumrukla yöneten adamlar, sırtlarına saplanacak hançerin en yakınlarındaki birinin elinde olduğunu bilirler.