22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Direksiyondaki asıl katil!..

Mehmet Faraç

Mehmet Faraç

Eski Yazar

A+ A-

Derin, sinsi ve ezeli rant hırsının adım adım uygulandığı o kanlı plan var ya, işte asıl mesele!..

Bir ateş çemberinin içine alındığında; çöllerle kaplı o coğrafya, petrolün isine karışmış bağnazlığın karanlığına da sürüklendi hızlıca... Hem de göz göre göre... Hem de ısrarla!..

Şehirler, ilçeler, köyler, mezralar ve uçsuz bucaksız sahranın toz bulutuna karışmış, kan ve ölüm kokan kerpiç evleri...

Briket cehenneminin enkaza dönüşmüş halleri; yaşam rengini yitirmiş gri şehirler, çarpılmışçasına kaderine yaslanmış gecekondular ve de zifiri loşluğa mekan olmuş çadırlar...

Velhasıl insanlığa potansiyel mezar yapılan, geleceği tüketilmiş, toprağa karışmışçasına bombalarla ve kurşunlarla dümdüz edilmiş viraneler...

Sebebi kim tüm bunların?.. “Öndeki katil” bellidir aslında; kan deryasının “insanım” diyen acımasız taşeronları, kendi dindaşlarına aman vermeyen kiralıkları, ölümün forsaları ve siyah giyinmiş cellatları!..

İşte yıllardır susmayan, susturulmak istenmeyen sinsi patlayıcılar, “canlı” (!) ya da cansız “bomba”lar, silahlar, roketler, mayınlar ve kurşunlar...

Bebeklerin arasında bile kendini infilak ettirecek kadar insanlıklarından soyunmuş intihar komandoları...

Ve petrol bulanmış rant uğruna, kendi dindaşlarını “tekbir” getirerek katleden maskeli pusucular, cellattan beter insanlıktan çıkmış infazcılar...

Çökmüş şehirlerin şiddeti!..

Yukarıdaki kahredici, enerji düşüren ve de çok düşündüren tasvirlerin -fırça yerine silah taşıyan ve şehirleri kanlı manzaraların gözyaşı tuvallerine çevirenler bellidir aslında;

Yani, “Büyük Ortadoğu Planı”na (BOP) hizmet için, coğrafyaları “insansızlaştırma” ihalesi almış kan süpürgecileridir onlar!.. Korku ve öfke saçarak, insanları vatanlarından eden zavallılardır onlar...

Görünürde onlar yapıyorlar her şeyi; Durmayan dehşetengiz patlamaları, şehirleri yok eden çöküşleri, insanlığı tarumar eden savrulmaları... Canlara nefes aldırmayan çatışmaları ve o zalimce,insafsızca kıyımları!..

Ve bu manzaraların ortasında en masum olanlar, bir hiç uğruna tüketilen çaresizlerden başkası değil!.. Hedef ne yazık ki hep insanlar çünkü... Bebekler, çocuklar, kadınlar, yaşlılar, yani topyekun masumlar...

Hiç bitmeyen, dahası durdurulmayan ve alçakça seyredilen zavallıca ölümlerin masumlarıdır onlar...

Önlenmek istenmeyen yokoluşlar ve ısrarla körüklenen tükenişlerin çaresiz figüranlarıdır oradaki insanlar!..

Velhasıl yukarıda resmedilen manzaradan aşağıya süzülen kirli görüntülerin şavkı net olarak bellidir; İhale, rant, öfke, şiddet, terör ve kan...

Sonuçta her zamanki gibi üzerinde kan kurumayan kefenler, ölüm dökülen tabutlar, şehirlerden daha büyük alanları kaplamaya başlayan devasa ve çok ürkütücü mezarlar...

Oralarda geriye kalan tablo hiç değişmiyor vesselam; İnsanlığın zulüm altında inlediği, huzurun ölüme teslim edildiği ve artık ne yazık ki insan alamayan mezarlıklar...

Susanlar, izleyenler, gafiller!..

Ortadoğu’nun en az son 15 yılında, insanlığın herhangi bir viranesinde, korku sinmiş duvarlara asılacak tabloya nakşedilmiş manzaranın köşeleridir yukarıda anlatılanlar...

Ve tüm bunlar uzaklarda yaşanırken; insanlık Amerika’da, Fransa’da, İngiltere’de, Almanya’da, İsviçre’de sustu, sustu, sustukça sustu!..

İşte oralarda; kanlı deniz insanlığı yutarken, cellatlar insanları biçerken, emperyalistler petrol çanaklarından kan içerken sustular Avrupalı pervasızlar!..

Ne yazık ki suspus oldu herkes... Sustu devletler, sustu uluslar, sustu liderler ve adeta dillerini yutmuşçasına sustu cümle alem “insanım” diyen insanlar!..

Dünyanın neredeyse tamamı sustu topyekun; göz yumdular, görmek istemediler, kayıtsız kaldılar, arkalarını döndüler ve de bir köşeden “petrolden nasıl nemelanırız” diye bekleyip durdular...

Irak’ta, Libya’da, Afganistan’da, Suriye’de insanlık yanarken bekledi herkes!.. Gençler boğazlanırken beklediler, “canlı bomba”lar canlı bırakmazken beklediler...

Ve Ortadoğu’da uluslar, devletler, ülkeler kaos bataklığında balçığa dönerken, uzaktakiler insafsızca beklemeye devam ettiler...

Taarruz araçlarında öfke!..

Velakin; Irak’ta Saddam’ın idama götürülmesinin üzerinden 11 yıl ve Suriye’deki iç savaş kışkırtıcılığının üzerinden neredeyse 6 yıl geçmişken artık yollar bitti Ortadoğu’da...

Artık şehirler, göller, nehirler, sarnıçlar, kuyular yani insanı ayakta tutan tüm yollar ölüm tarlası... Geçit vermiyor artık orada yollar...

İşte birbirini “tekbiiiirrrrrrrrrr” getirerek tüketenler, kanlı bumerangı bu kez gaflet sahiplerine döndürdüler...Yani yol değiştirdi şiddet ve terör!..

İntihar kamyonlarının ve minibüslerinin direksiyonları ne yazık Batı’ya döndü bu kez... Hani, neredeyse 6 yıldır Suriye’de insanlığı tüketenlere destek veren liderlerin ülkelerine döndü kamyonlar...

Velhasıl; Fransa’da, Amerika’da, Almanya’da tüm Avrupa’da ve daha geçen hafta Barcelona’da olduğu gibi IŞİD’in taarruz araçları insanların üzerine sürülüyor, kalabalık caddelerde katliamlar yapılıyor...

Ve pusu araçlarından inen dinci teröristlerin geçen ay Londra’da, üç gün önce de Finlandiya’da sokaklarda masum insanları bıçaklarla katletmesi de gösteriyor ki, Irak ve Suriye’de büyütülen terör bumerangı gafillerin de huzurunu kaçırıyor...

Evet; El Kaide-IŞİD saldırılarının çok yakında tüm dünyayı sarsacağını defalarca yazdık bu köşede...

Saddam’ın asıldığı Irak’taki lanetin, Kaddafi’nin linç edildiği Libya’daki öfkenin ve Esad’ın yok edilmek istendiği Suriye’deki vahşetin en kısa sürede tüm dünyayı esaret altına almaya başlayacağını defalarca haykırdık buradan...

Meselenin özeti şudur; Avrupa ve Amerika’nın Ortadoğu’yu şekillendirme planının Şam’da tutmayacağını, bu ülkelerin Suriye’yi parçalamak için kullandıkları taşeronların nihayetinde kendisini yaratan gücü de vuracağını anlatıp durduk...

O halde söyler misiniz; son aylarda Avrupa’da ne yazık masum insanları hedef alan IŞİD kamyonlarının ve minibüslerinin direksiyonlarında aslında kimler oturuyor?..