22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dünya o sistemi kaldıramıyor artık

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

İnsanlık 2018’i yaşarken, siz yönetim sisteminizi 1400 sene geriye götürüp 618 yılını yaşatmaya kalkışırsanız, tepki görürsünüz.
İran’da olan budur.
Doğrudur; işin içinde ABD emperyalizmi, İsrail ajanları vardır.
Ama bu yıkıcı öğelerin çalışmasına uygun ortamı yaratan da İran rejimidir.
Demokrasi yerine İslam devleti modeli getirmek; daha baştan kargaşa üstüne bina kurmaktır.
İster İran’daki gibi Şii modeli olsun...
İster Mısır’da İhvan-ül Müsliminci Mursi modeli olsun...
İsterse Türkiye’de kurulmaya çalışılan Sünni İslam modeli olsun...
Artık bu dünya bu tür dinci modelleri taşıyamaz.
Peki çözüm nedir?
Devleti; etnikçi ve mezhepçi kaygan zemine değil, bunları dışlayan laik zemine oturtmak...
İran halkının mücadelesi, şeriat sistemine dayalı Şii İslam devletine karşıdır...
Ve bu model o coğrafyadan er geç sökülüp atılacaktır.
İran’a birkaç kez gidip gelmiş, halkın arasına karışmış ve onlarla konuşmuş bir yazar olarak şunu açıklıkla söylüyorum: İran halkı, laik hayat tarzına karşı müthiş bir özlem duyuyor. Olayların arkasında Amerika var, İsrail var; diyerek İran halkının laik hayat tarzı için yürüttüğü mücadeleyi kimse değersizleştirmeye çalışmasın. Böyle bir bakış açısı, aynı zamanda Türkiye’deki laiklik karşıtı odaklara gizli destek anlamını taşır.
Ben, İran’a yönelik emperyalist kuşatmaya da İran rejiminin dayattığı çağ dışı hayat tarzına da karşıyım. Çünkü orada, ‘Laiklik, dinsizliktir!’ diyen bir yönetici kadro var.
Nereden mi biliyorum?
Kum kentinde büyük boy mollalardan duydum da ondan...

TÜRKİYE İRAN’LAŞIRKEN

İmam Humeyni’den sonra İran devleti nereye yöneldi ise AKP’nin iş başına gelmesinden sonra da Türkiye oraya yönlendirildi. İran’daki Şii şeriatına karşı Türkiye’de Sünni şeriatı baskın hale getirilmeye çalışıldı. Halen de Türkiye Cumhuriyeti bir din devletine çevrilme sürecinde.
Tarikatların toplumu kuşatması için hükümet tarafından desteklenmesi bu yüzdendir. Okullardan akılcı bilimlerin atılması...İmam hatiplerin ve Kuran kurslarının yaygınlaştırılması; devlet yurtlarının kapatılıp yoksul öğrencilerin dinci yurtlara mecbur bırakılması... Diyanet İşleri’nin müthiş biçimde büyütülmesi; okullarda öğretmen yokken Diyanet İşleri’ne 7500 yeni imam kadrosunun daha verilmesi... İmamların AKP militanı haline getirilmeleri; camilerin parti propaganda merkezleri gibi çalıştırılmaları... Öğretmenlerin şeriatçı biçimde yetiştirilmesi... Bunların okullarda öğrencilere IŞİD marşına benzeyen sloganlar attırması; kız öğrencilerin dışlanması, aşağılanması... Kadınlara yönelik tehdit, tecavüz ve cinayetlerin artması... Mahkeme kararlarında şeriatçı tiplerin korunur olması vb, hep aynı amacın yansımasıdır.

CANİLERE KORUMA KALKANI

İslam tarihi gösteriyor ki; dine yönlendirilen kitleler genelde aklını kullanamaz. Muaviye İslamı dediğimiz saltanat İslamı’nın âlim görünüşlü elemanları tarafından kandırılan yığınlar; baştaki kişi ne derse onu yapar. Bu da iktidarı sürekli başta tutar. İşte Erdoğan’ın hedefi böyle bir ortam yaratmaktır. Bu sistemi gerekirse zorla kurmak için AKP; kendi silahlı milis güçlerini bile oluşturmaya başlamıştır. Suriye’ye gidip orada cinayet işleyen yobaz militanlar, dönüp bu ülkede Halk Özel Harekat adı altında, adam öldürmeye hazırlık için dernek kurmuşlardır. Bu caniler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan, ‘emir-ül müminin’ yani halife olarak söz etmektedirler. Ve, “O emir versin, ne gerekirse yaparız!” diye muhalif kitleleri tehdit etmektedirler.
İşin tehlikesi şuradadır ki bu asker başı bile kesen dinci faşist militanlar, hükümetin son yayımladığı olağanüstü hal kararnamesi ile koruma altına da alınmışlardır.
***
İran’da 1979’da Humeyni imam oldu.
Ondan 40 yıl sonra 2019’da da Türkiye’de Tayyip Erdoğan mı baş imam (halife) olacak?
İşte bu modelleme, Türkiye için de AKP için de en büyük tuzaktır. Unutulmasın ki Türkiye bu modeli kaldıramaz. Demokrasiyi savunan Türk milletini, Suriye’de kelle kesen caniler de engelleyemez.
AKP Lideri Erdoğan’a önerim şudur: Bu dinci devlet modellemesini, halife özentilerini, dünya İslam liderliği havalarını bırak; laik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı ol.
Ol ki biz de sana cumhurbaşkanım diyebilelim...
Son söz: Artık bu milleti daha fazla kandıramayacaksınız. Çünkü:
Dünyanın hiçbir yerinde din üstünden gidilerek demokrasi kurulduğu görülmemiştir.