Alman televizyonundan fikir özgürlüğüne sansür
Fikir özgürlüğü röportajına sansür!
Almanya’da yayın yapan RTL televizyon kanalı Avrupa Atatürkçü Düşünce D Birliği yöneticileriyle gerçekleştirdiği röportajı yayınlamadı.
Konu hakkında bilgi veren Avrupa ADD Birliği Basın Yayın Sorumlusu Gonca Sarıkartal, ‘RTL televizyonu, geçtiğimiz hafta Avrupa ADD Birliği’ne röportaj yapmak üzere başvurdu. Büromuzda yaklaşık bir buçuk saat bizlerle röportaj yaptıktan sonra programın yayınlanacağını söylediler. Programı izleyinde sadece AKP seçmenine ve PKK yanlısı bölücü zihniyete yer verildiğini gördük. RTL Atatürkçülerin sesini kısmış, sansür uygulamıştır’ dedi.
Avrupa ADD Birliği, olayın ayrıntılarını bir basın açıklamasıyla kamuoyunun da dikkatine sundu.
İşte o açıklama:
“Geçtiğimiz hafta 02.03.2017 tarihinde Türkiye'nin siyasi gündemi alman medyasının odak noktası oldu. Çalışmalarda sözde Almanyada yaşayan Türk toplumunun fikirleri alınacak ve tarafsız olarak Pazar akşamı 05.03.2017 tarihinde yayınlanacaktı. Sonuç maalesef beklendiği gibi olmadı, toplanılan fikirler salt propaganda aracı olarak kullanıldı. Bir tarafta muhafazakâr AKP seçmenini, diğer yanda ise kalıpsal Türkiye düşmanı ve bölücü zihniyeti göstererek, Türkiye'nin ikiye bölündüğünün propagandası yapıldı.
Türkiye için bu süreçte objektif ve yapıcı bir tutum içerisinde olan Almanya'daki türk toplumunun sesini kesti alman medyası. Türkiye'nin ve mevcut hükümetin örneğin Ekonomi politikasını doğru bulan, fakat tek adam rejimine hayır diyen, veya Türk Silahlı Kuvvetlerin PKK ve İŞİD Terör örgütlerine karşı dik duruşu ve aynı zamanda FETO'ye karşı istikrarlı bir şekilde sürdürülen siyasi savaşı kesinlikle destekleyen fakat Halk oylamasında oyunu Başkanlık Sisteminden yana kullanmayacağını belirten türk toplumunun sözlerine sansür getirildi.
Anlaşıldığı üzere vatanseverlik ve vatanın refahı için yapılan tüm girişimler alman medyasında yazılmak, çizilmek ve gösterilmek istenmiyor. Bizler, beklentisiz bir şekilde alman medyasının Almanya'daki türk toplumunu Türkiye'ye karşı teşvik ettiği nefret kampanyasından ve türk toplumunu polarize etme çabasından ne zaman vazgeçeceğini merakla bekliyoruz.
Spiegel TV isimli program, Türkiye'de Basın Özgürlüğü ve Fikir Özgürlüğü konulu röportajına lokalimizde 1.5 saatini ayırmıştır. Röportajın yapıldığı kurum, Avrupa çapında binlerce üyesi olan Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Birliği'dir. Avrupa'daki Atatürkçülerin fikirlerini açık ve net bir şekilde ifade etmesine rağmen sözlerimizin hiç bir kısmı Spiegel TV adli yayınlanan röportajda yer bulamamıştır.
Dikkat çeken nokta, Basın ve Düşünce Özgürlüğü konulu bir röportajda salt Atatürkçülerin fikirlerine sansür getirilmiş olmasıdır. Peki sebep nedir?
Sebep, Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Birliği'nin (AADDB) kararlı ve istikrarlı biçimde Mustafa Kemal Atatürk'ün fikirlerini savunmasıdır. AADDB net bir tavır sergileyip, Türkiye'ye karşı yürütülen nefret kampanyasında yer almanyacağını daha önce basın aracılığıyla ifade etmiş ve pratikte de kanıtlamıştır. AADDB Türkiye'ye karşı kullanılmaya asla izin vermeyecek, kurumunu bir araç olarak kullandırtmayacaktır.
80 Milyon nüfusa sahip olan Türkiyemiz, Demokrasi'yi ve parlamenter rejiminin tecrübesini 150 yıllık bir deneyimle sabitlemiş, demokrasi fikriyle bir bütün haline gelmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi de bugün bu tecrübeyle halk nazarında da büyük önem taşımaktadır. Bu tecrübeye dayanarak Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Birliği olarak diyoruz ki, hiç bir kuvvet, halkın, ve yine halk tarafından seçilen Milletvekillerinin seçiminin önüne engeller koyamayacak, halkın karar verme yetkisini kısıtlayamayacaktır. Yine bizler, bu inançla türk halkının hiç bir kesiminin birbirine karşı kışkırttırılmasına ve polarize edilmesine müsade etmeyeceğiz. Biliyoruz ki, bizler yanlız güçlü bir meclisle ve ortak akılla zor süreçlerin üstesinden gelip bu süreçlerin içerisinden daha güçlü çıkabiliriz.
AADDB Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Birliği
Açıklamanın almanca metni şöyle;
-ZENSUR BEI DER REPORTAGE ÜBER MEINUNGSFREIHEIT-
Es handelte sich um eine Sendung über die aktuelle Lage in der Türkei. Angeblich sollten Meinungen und Eindrücke der türkischen Community in Duisburg eingeholt werden und objektiv reflektiert werden.
Was daraus entstanden ist, ist wieder einmal einfaches Propaganda-Material. İnstrumentalisiert wurden die radikalen Seiten. Auf der einen Seite der konservative und nicht-integrierbare treue AKP-Anhänger, auf der anderen Seite der prototypische Türkei-Hasser und Separatist.
Was ist jedoch mit den vielen Menschen, die eine differenzierte Meinung zu der aktuellen Lage in der Türkei haben?
Was ist zum Beispiel mit den Menschen, die die Wirtschaftspolitik der Regierung gutheißen aber einen One-Man Staat ablehnen?
Oder was ist mit den Menschen, die ihr Land lieben und den Kampf der Sicherheitskräfte gegen die Terrororganisationen PKK, İSİS und den politischen Kampf gegen die Gülen-Bewegung unterstützen aber bei der Volksabstimmung sich gegen das Präsidialsystem stellen?
Kein Wort!
Ein gesunder Patriotismus mit kritischem Blick ist in den deutschen Medien nicht erwünscht. Wir fragen uns verzweifelt, wann die deutsche Medienlandschaft aufhören wird die türkischen Mitbürger in Deutschland gegen die Türkei zu polarisieren.
Die Sendung Spiegel TV über Pressefreiheit und freie Meinungsäußerung zensiert ein İnterview, welches über 1,5 Stunden geht. Es handelt sich explizit um ein Interview mit dem Dachverband ATA, bestehend aus vielen tausenden Mitgliedern. Es wird jedoch kein einziges Wort über ihre Sicht der Dinge ausgestrahlt.
İst das nicht skuril, dass eine angebliche Bericherstattung über Pressefreiheit und die Meinung eines Verbandes komplett ignoriert und zensiert wird?
Warum?
Ganz einfach! Denn dieser Verband steht entschlossen zu den Idealen des Staatsgründers Mustafa Kemal Atatürk. Denn dieser Verband hat eine sehr differenzierte Meinung und nimmt an der Hetzkampagne gegen die Türkei nicht teil. Dieser Verband lässt sich diesbezüglich nicht instrumentalisieren.
Die Türkei, mit seinen 80 Millionen Einwohnern, ist ein Land mit einer erfahrenen Demokratie. Das parlamentarische System hat mit Unterbrechungen eine 150 jährige Geschichte hinter sich. Die türkische Nationalversammlung genießt innerhalb der Gesellschaft eine große Akzeptanz.
Es wird keiner Kraft gelingen das Mitbestimmungsrecht der Bürger -Vertreten über demokratisch gewählte Abgeordnete- einzuschränken.
Wir als ATA werden nicht zulassen, dass sich beide Seiten, sowohl Pro als auch Contra Verfassungänderung radikalisieren und weiterhin polarisieren lassen.
Nur ein starkes Parlament und ein breiter Konsens kann die Herausforderungen mit allen Klassen einheitlich meistern.
Die türkische Öffenlichkeit ist mit all seinen Strömungen über die aktuelle Lage im Bilde und wird zu seinem Mitbestimmungsrecht weiterhin stehen und seine Demokratie schützen.
ATA (Verband der Atatürk Bildungs- und Kulturzentren in Europa)