24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

El koyuldu mu, el konuldu mu?

Kemal Ateş

Kemal Ateş

Gazete Yazarı

A+ A-

Şu cümle Fox ana haberden:
“İki yüz adet sahte bileziğe el koyuldu.”
Yanlış bir cümle bu... Doğrusu: “İki yüz adet bileziğe el konuldu.” olmalı.

Bu yanlışı yapanlar çatı ekleriyle ilgili dil konularını yarım yamalak bilenlerden bir şeyler okumuşlar.

Keşke hiç okumasalardı o yazıları.

Yukarıdaki yanlışın sorumluları dil konusunda yazan yazarlardır bence.

Yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder derler ya, yarım dilci de sizi dilden edebilir.

Yazmaktan yoruldum, dil konusunda yazanlar önce dil-kural ilişkisini doğru anlamalılar.

Dilbilgisi bilmeliler, ama dilbilim de bilmeleri gerekir.

Sonra edebiyatı iyi izlemeliler.

İleri sürdükleri kural ile ilgili yeterli derleme ve tarama çalışması yapılıp yapılmadığını iyi anlamalılar.

Bu yazarlar önce şunu yanlış biliyorlar. Çatı eki olan “n” ve “l” eklerinin ikisinin de “edilgenlik” eki olduğunu sanıyorlar. Dolayısıyla aynı sözcükte (eylemde) iki edilgenlik ekinin birlikte yer alamayacağını buyuruyorlar. Bu iki ekin hem “edilgenlik” hem de “dönüşlülük” eki olduğunu, iki ayrı işlevi bulunduğunu söylemeliyim önce. Kaldı ki dilde pekiştirme amaçlı öğelere başvurulur, pekiştirme, güçlendirme gereksinmesi duyulur bazen. Dilimizde “denmek” de vardır, “denilmek” de… “Denen” de deriz, “denilen” de…

Örneklere bakalım: Açılmak, dizilmek, anılmak örneklerinde özne geneldir, belirsizdir, dolayısıyla “l” eki edilgendir; boğulmak, büzülmek, koyulmak örneklerinde dönüşlülüktür, yani eylem özneye dönüktür.

Boşanmak, bezenmek, bakınmak örneklerindeki “n” dönüşlü çatı ekidir. Çiğnenmek, okşanmak örneklerindeki “n” ise edilgendir.

Bu iki ekin öncelikle iki ayrı görevi olduğu yukarıdaki örneklerden de anlaşılacaktır.

“Şuraya uzanıldı, şurada dinlenildi.” deriz. “Bu konudan yakınıldı” demek yanlış değildir. Bu sözler doğrudur, siz kuralınızı bu örnekleri de esas alarak koyacaksınız. Kendisi de dil yanlışları üzerine çok yazmış bir yazarımızdan, Nurullah Ataç’tan örnek verelim bir de:
“O beynelmilel denilen bilim sözleri Latince…” (Günce)

Tekrar tartıştığımız örneğe dönelim.

“Taş yola koyuldu.” denmez, “Taş yola konuldu.” denir. “Halı yola koyuldu” denmez, halı yürüyüp gitti gibi anlaşılır. “Halı yola konuldu” denir.

Öyleyse, “İki yüz adet sahte bileziğe el koyuldu.” değil; “İki yüz adet sahte bileziğe el konuldu” demek daha doğru olur.
Bu örneklerde “n” ekinin edilgenliği yetersiz ya da aşınmış olduğundan, pekiştirmek, güçlendirmek amacıyla “l” ekine gereksinme duyulmuştur. Buna da “pekiştirmeli edilgenlik” diyebiliriz.