'Emperyalizm Aleviciliği' dayatması
Önce habere bir bakalım: 10 Aralık 2020 tarihinde Almanya'nın Nordrhein-Westfallen (Kuzey Ren Westfalya Eyaleti-KRW) Eyalet Meclisi, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu'nun hukuksal statüsünü “Kamu Tüzel Kişiliği” olarak oy birliği ile kabul etti.”
Berlin derin devleti uzun yıllardır Almanya’da yaşayan Alevilerimiz üzerinden bölücü faaliyetlerini ara vermeden sürdürmüştür. Eğer, siz Türkiye’ye sahip çıkıyor, Türk Bayrağı’nı eylemlerinizde dalgalandırıyorsanız ve Atatürkçü dernek kurmaya yeltendiyseniz tüm kapılar yüzünüze kapatılır. Türkiye karşısına dikilecek Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu kurarsanız o zaman devlet kapıları ardına kadar açılır ve talepleriniz doğru dürüst incelenmeden kabul edilir. KRW Eyaleti’nin başkenti Düsseldorf’ta açıklanan kararın ana hedefi Türkiye’dir.
Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) yıllardır her eyalette “İslam dışı” olduklarını kabul ettirmek için başvurularda bulunur. PKK ve sahte solun cirit attığı federasyon Almanya’da Türk/Kürt karşıtlığı ve Sünni/Alevi karşıtlığının derinleşmesinde önemli rol üstlenmiş ve bu yönde çalışmalar içinde olmuştur. AABF’yi Türkiye’yi savunan tek bir eylemlilik içinde göremezsiniz.
AABF tüm gücünü “Alevi dini” yaratmak ve Türk kimliğini olabildiğince dimağlardan silmek için harcıyor. Eylem ve söylemlerini takip eden herkes anında bunun farkına varır. AABF Almanya’nın belli başlı eyaletlerindeki girişimleri dikkati çekiyor: “Ülkedeki Alevilerin çatı örgütü Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF), daha önce Hamburg eyaletiyle 2012’de, Aşağı Saksonya eyaletiyle 2013’de, Bremen eyaletiyle de 2014’de ve son olarak geçen yıl Rheinland-Pfalz eyalet hükümetiyle "Hak Eşitliği Anlaşması" imzalamıştı. Bu anlaşmalara göre, söz konusu eyaletlerde, AABF tarafından belirlenen öğretmenler Alevilik dersi verebiliyor, Aleviler kendi inançlarının Aşure Günü, Nevruz ve Hz. Ali’nin doğumgünü gibi dini günlerinde izin alabiliyor. Hastahanelerde, hapishanelerde Alevilere yönelik ibadethane gibi hizmetler sunulurken, üniversitelerde Alevi öğretisiyle ilgili kürsü açılması hedefleniyor. Bavyera, Berlin, Baden-Württemberg ve Saarland eyaletlerinde de, anlaşma olmaksızın Alevilik dersleri veriliyor.”
KARARA ÖVGÜ
Anadolu Alevileri ülkelerine, ülkelerinin değerlerine bağlı, sağlam duruşlu vatandaşlarımızdır. Onlar üzerinden değişik senaryoların üretilmesi ve uygulanmaya çalışılması dikkatle takip edilmesi gereken meseledir.
Türkiye içinde de sazan gibi KRW Eyalet Meclisi’nin aldığı karara atlayanlar oldu. Günler öncesinden Odatv.com haberi olumlayarak, sevinç içinde duyurdu: “Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde Cemevleri, Kiliseler ile eşit statüde temsil edilecek. - Alevilik diğer din ve inanç grupları gibi eşit haklara sahip olacak.- Alevilerin hakları, Alman devletinin güvencesinde olacak.”
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Eşit (Eş değil!) Başkanı Hüseyin Mat, Evrensel Gazetesi’ne verdiği ropörtajda: “Kendi ülkelerinde inançları inkâr edilmesine, kabul görmemesine karşın, Almanya’da 30 yıllık kısa bir örgütlenme sonucunda Almanya, Aleviliği kendine özgü bir inanç olarak tanıdı ve cemevlerini Alevilerin ibadet yeri olarak kabul gördü. Bu gelişme dünya Alevi tarihinde bir ilktir. Sadece Almanya açısından değil, başta Türkiye olmak üzere dünyada Aleviler hangi ülkede yaşıyorsa, onlar açısından da emsal oldu” dedi.
Alman devletine sadakat ama geldikleri ülkeye düşman bir çevre yaratılmasında, konfederasyon üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirmiştir. Üyelerini Türk milletinden, Sünni kardeşlerinden uzaklaştırmak için her yola başvurdu. Avrupa’da her inanç grubuyla dost ama İslam’la az da olsa kavgalı bir topluluk yarattılar.
Alevici çevreler içinde yer alan İbrahim Solmaz Alman devletini öve öve bitiremedi ve hızını alamayarak şu inciler ağzından döküldü: “Ey Aleviler, sizler bizim toplumumuzun (Alman. Mİ) bir parçasısınız. Sizin varlığınız ve haklarınız anayasamızca garanti altındadır. Ey Aleviler, sizler geldiğiniz ülkede kabul görmüyor olsanız da, biz sizlere inanıyor, sizlerle birlikte kardeşçe yaşamaya ikrar veriyoruz.”
'ALEVİLİK KÜRESEL SORUNDUR'
Almanya’da AABK ve bağlı federasyonların dışında, PKK da Alevileri bölmek için kendine bağlı FEDA isimli federasyonu kurdu. Yıllardır PKK, sahte sol ve AABK elele kolkola Alevileri içten parçalamış ve tanınmaz hale getirmişlerdir. PKK aynı yöntemi ülkemiz içinde de uygulamış DAD ile beraber diğer Alevici federasyonları da etkilemiş ve HDP’nin kuyruğunda bölücülüğün yıkıcı aleti olmalarını sağlamıştır.
KRW Eyalet Meclisi’nin aldığı kararın ardından PKK/HDP vekili Kemal Bülbül aşağıdaki açıklamayı yapmıştır: “Anayurdunda yasaklı bir inanç Avrupa ülkelerinde diğer inançlar gibi kabul ediliyor. Türkiye eğer hukuktan yanaysa bu gelişmeyi hukuksal bir ders olarak görmeli. Aksi halde utanılması gereken bir durumdur. Alevilik küresel bir sorundur. Azerbaycan, İran, Irak, Suriye, Türkiye, Kıbrıs, Balkanlar ve Avrupa’da Alevi toplumu var. Ve Alevilerin yaşadığı her yerde inançları inkâr ediliyor. En çok da Türkiye’de. Türkiye’de ‘Aleviyim’ demek suçtur. ‘Aleviyim’ dediğiniz zaman siyaset yapmış oluyorsunuz. Alevi kimliğini devlet, inkâr ve rencide ederek; nefret suçu işleyerek siyasal hale getirdi. Türkiye gibi ana yurdunda yasaklı bir inanç Avrupa ülkelerinde bütün diğer inançlar gibi kabul ediliyor. Türkiye hukuktan yanaysa eğer bundan hukuksal bir ders alınarak gereğinin yapılması lazım. Aksi halde utanması ve yerin dibine geçilmesi gereken bir durumdur.”
Asıl utanması gerekenler, Alevilerimizi Türk/Kürt diye bölen Amerikancı PKK/HDP’lilerdir. Birlik ve kardeşliği baltalayan, iç çatışmaları kışkırtan, ABD/İsrail destekçiliğinde faaliyet sürdüren Kemal Bülbüller utanmalıdır. Dün PKK nasıl ki “Kürt sorunu”nu uluslararasılaştırdı, emperyalizmin hizmetine soktu; şimdi de olmayan “Alevi sorununu” uluslararasılaştırma çabası içindedir. Daha doğrusu, başta ABD/İsrail olmak üzere emperyalizmin müdahalesine açık hale getirmek için Aleviliği peşkeş çekmektedir.
Kemal Bülbül nerede yaşıyor? Ay’da mı? Türkiye’de Aleviliğin yasak olduğunu söyleyebilecek kadar yalancı biri ancak PKK/HDP’li olur! Şu yukarıda ki sapkın cümlelere kim inanır? Kışkırtıcılıkta başı çeken PKK/HDP’nin vekili (TBMM’nin milletvekili değil) Kemal Bülbül gibiler yüzünden Kürdümüz ve Alevimiz büyük zorluklar ve acılar çekti.
HÜSEYİN MAT’IN AÇIKLAMASI
Alevilerin İslam dışı kendine özgü bir din olduğu, Müslümanlarla aynı kefeye konulamayacağı yönlü ilk girişimlerin sahibi Alevicilik yapan işbirlikçilerden değil; bizatihi Alman derin devletinin araştırmacılarından, kiliselerden, üniversitelerin oryantalizm savunucusu profesörlerinden geldi. 1975 yılında Peter Heine’lerle başladı ve büyüyerek günümüze kadar ulaştı. “Eşit Başkan” Hüseyin Mat ise bu görüşlerin en son halkasını oluşturuyor. Dün Alman İslamı’na karşı tavır almada ürkek davranan Aleviciler, bugün kendilerini Alman Aleviliği’nin kucağında buldular. Berlin, Türkiye’den, Müslümanlıktan uzaklaşmış bir Aleviliği amaçlıyordu ve bunu kısmen hayata geçirdi. Hüseyin Mat aynı zamanda Türkiye’de yaşayan Alevilerimiz ile Almanya’da yaşayan Alevilerimizi karşı karşıya getiren konuşmasıyla Alevilere zarar vermektedir.
Yıllardır Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Almanya’da, vatandaşlarımızın dini ihtiyaçlarının giderilmesi ve tanınması için girişimlerde bulunduğu halde Berlin fazla bir şey yapmadı. Bu olgu bile yalnız başına Alman devletinin niyetini ve amacını ortaya koymaya yetiyor. PKK ve sahte solcuyla birlikte olursan istediğini alırsın ama Türkiye’yi savunursan oyalanırsın taktiği sinsice yürütülmektedir.
'ALEVİ DİN VE İNANÇ TOPLUMU'
Kuzey Ren Westfalya Eyalet Meclisi Aleviliği “Bir din ve inanç toplumu” olarak tanımasının ardından “emperyalizm Aleviciliği” ülkemize karşı daha saldırganlaştı. Dünya çapında büyük zafer kazandıklarını ve arkasının geleceğini belirten açıklamalar art arda gelmeye başladı. Türklerin en yoğun yaşadığı Kuzey Ren Westfalya Eyaleti’nde ki bu gelişme hepimiz açısından uyarıcı olmalıdır. Vatandaşlarımızın bir bölümü Alevilik maskesi altında ülkemizden koparılmak isteniyor. Şimdiden tedbirlerin alınması, Alevi kökenli vatandaşlarımızın uyarılması büyük önem taşıyor.
Eşit Başkan Hüseyin Mat camilerin ve Sünni yapılanmaların dernek statüsünde inanç toplumu olarak görülmediğini "Almanya’nın Alevilik'i kendine özgü bir inanç olarak kabul etmesiyle, Türkiye’deki Alevilerin hak mücadelesine de yeni bir ivme geleceği" söyledi. Mat camilerin ve Sünni yapılanmaların inanç toplumu olarak görülmemesinden memnuniyet duyuyor. Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızın üzerinde değişik şeriatçı, Türkiye düşmanı tarikatların yanı sıra, AABF gibi emperyalizmin desteklediği Alevici örgütlerde demoklesin kılıcı gibi sallanmaktadır! Bu bağlamda Avrupa’da yaşayan Alevi kökenli vatandaşlarımızın aydınlatılması ve bu bozguncu, bölücü örgütlerden uzak durmalarını sağlayacak çalışmalar içine girilmelidir.
SONUÇ YERİNE
Kuzey Ren Westfalya Eyaleti’nde alınan bu kararın ardından aşağıdaki açıklamalara daha sık rastlamaya başladık: “Almanya'da din ve devlet işleri birbirinden ayrıdır. Anayasa gereği devlet dinlere ve dünya görüşlerine karşı tarafsız konumda olmayı taahhüt etmiştir. Ancak 'tarafsız' olsa da, devlet dinlere karşı tamamen ilgisiz bir tutum içinde de değildir. Dinin toplumsal bütünleşmeye katkı yaptığı fikri siyasi bir uzlaşma konumunda duruyor. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi devlete dinleri ve dünya görüşlerini 'teşvik edici bir tarafsızlık' görevinin uygun düştüğüne hükmetmiştir.”
Söz ile fiiliyat arasındaki farkı göremeyenler cümlelere takılırlar. Alman devleti açısından çıkarları, menfaatleri her zaman ön plandadır. Her şeyi kullanırlar. Aleviciliği öne çıkarmaları, desteklemeleri hem Türkiye’ye karşı mesaj içeriyor ve hem de Almanya’da yaşayan Alevilerimize. Önümüzdeki günlerde mesele daha ayrıntılı tartışılacak ve netleşecektir.
Peki, zamanlama da ilginç değil mi? AB’de Türkiye’ye ambargo konuşulurken, Doğu Akdeniz’de gerginlik sürerken, Azerbaycan Ermenistan’a karşı tarihi zaferini ilan ederken ve ABD ambargo uygulamaya kalkışırken, bir eyalet meclisi Berlin derin devletinin icat ettiği “Alevi dinini” kabul ediyor! Bazen “tesadüfler” gerçeği görmede işe yarayabiliyor da!