22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erdoğan’ın 28 Şubat mühendisliği-2

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Dünkü yazıya devam edelim.
Hatırlayalım.
Konu: AKP’nin yeni 28 Şubat kampanyası.
Savcılar 60 ağırlaştırılmış müebbet istedi.
Kararın yakında çıkması bekleniyor.
***
Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım...
Aynı gün konuştular (28.2.2018).
Gündemlerinde, 28 Şubat davası vardı.
Yıldırım: “Hak ettikleri en ağır cezayı alacaklar...”
Erdoğan: 28 Şubat’ın “sivil ayağı”nı işaret etti.
Hedefindeki üç toplum kesimini saydı: “Sendikalar, medya, iş dünyası...”
5 konfederasyonun adını verdi: “Beşli Çete” diye.
Kastettiği: Türk-İş, DİSK, TOBB, KESK, TİSK idi.
Hayıflandı: “Bunlara hiç mi hiç dokunulmadı...”
Talebi: “Şimdi muhtemelen bunlar da gündeme gelecektir.”
***
Şimdi arka planı konuşalım.
Bir: Hangi etkiler altındadır bilmiyoruz.
Şu kesin: Erdoğan bir tercih yaptı.
28 Şubat davasında mahkumiyet istiyor.
Kaynaklarımı tarıyorum...
İlk etapta Erdoğan’ın dediği olacak gibi.
***
İki: Erdoğan burada durmasın...
Operasyonu derinleştirsin... Genişletsin isteyenler var.
Hem “dış”ta... Hem de “iç”te.
Bir “damar” çok teşne buna.
AKP’nin içinde... Erdoğan’ın yakınındaki bir “damar”.
***
Üç: Açıkça telaffuz edilmiyor.
Anlaşılan o ki: Birileri uçmuş...
İkinci “Ergenekon”...
İkinci “Balyoz” rüyaları görüyor.
***
Dört: Biraz etrafı yokluyorum.
İslamcı cenahta bazı değerlendirmeler... Bazı imalar yapılıyor.
Söylenenlerin özeti:
Ergenekon davalarının sonucu...
Hendekler...
15 Temmuz...
Rusya ve İran’la yakınlaşma...
Fırat Kalkanı...
Şimdi de Afrin harekatı...
AKP neler yapıyor?
Perinçeklerin dediğinden farklı bir şey yok.
* * *
Beş: Üstelik, AKP sözcüleri... AKP’li kalemler yaptıklarını anlatamıyorlar.
Yapılanları teorileştirmede...
Meşruiyet geliştirmede... Söylem etkinliği Perinçek ekibinde.
***
Altı: Geçmişte de böyle olmuştu.
Ergenekon operasyonları döneminde...
Söylem geliştirenler liberaller ve Fethullahçılardı.
AKP’nin kadroları yeterli değil çünkü.
***
Yedi: Bunların AKP bünyesine yansımaları oldu.
AKP örgütünde...
AKP tabanında Perinçek’e karşı bariyer, direnç kalmadı.
“Büyük resim”de esas renk bu.
Aynı durum MHP bünyesinde yaşanıyor.
***
Sekiz: Tayyip Bey rahatsız.
Çünkü, durumun farkında
Ulusalcılığa karşı... Perinçek etkisine karşı önlem arayışında.
Bünyeye ideolojik direnç aşılamak istiyor.
***
Dokuz: Açıkça ifade edilmiyor.
İma edilen: 28 Şubat davalarında mahkumiyet hazırlığı...
“Sivil ayak” tartışmaları bu kapsamda görülüyor.
***
Burada biraz duralım.
Ve işin gerçeğine bakalım.
Doğrudur: AKP tabanı da...
MHP tabanı da değişiyor.
Emperyalizme karşı bilinç sıçraması yaşanıyor.
Olanlar, siyasi süreçlerin doğal sonucu.
Görünen: İki partinin liderliği rahatsız değil bundan.
Hatta teşvik ediyorlar.
Çünkü: Emperyalist projelerin hedefinde onlar da var.
***
AKP’de ulus devlete...
Atatürk’e yaklaşımda değişimler gözleniyor
Bizzat Erdoğan’ın açıklamaları oldu.
Kuşkusuz: Atılan adımların tutarlılığı...
Hangi politik hesaplarla yapıldığı tartışmalıdır.
Temennimiz: Sürmesi, ilerlemesidir.
***
Burada şu sorunun cevabı önemli.
28 Şubat’a...
Bunun üzerinden Ulusalcılığa karşı operasyon... Aslında kimin hesabıdır?
Ve kimlere yarar?
***
Tayyip Erdoğan’ın hesabı...
Rahatsızlıkları...
Siyaset tarzı ne olursa olsun...
Bu, ancak ABD projesi olur.
***
15 Temmuz’dan sonra ABD cenahında olanlara bakalım.
Özellikle Michael Rubin’in açıklamalarına.
Hani, Pentagon’un siyaset pazarlamacısı var ya.
İşe o zat, sayısız açıklama yaptı.
Temel tezi... Beklentisi değişmiyor hiç.
Hep: Erdoğan-Ulusalcı... Erdoğan-Perinçek kavgası kurgulamak istiyor.
İnce tahlil bile gerekmiyor.
Her şey ortada.
***
FETÖ’cü kalemler de görev başında.
“Kavga” projesini servis ediyorlar.
***
Hesap basit: “İç”te böyle bir “kavga” çıkarsa...
Kimse hayal kurmasın.
Kazanan: Banko Amerika olur.
Uyarı: Unutmayalım.
Washington Türkiye’de “taht oyunları”ndan vazgeçmedi.
Hem fırsat kolluyor.
Hem de fırsat yaratma peşinde.
Girişimleri olacaktır.
***
28 Şubat davasında mahkumiyetin etkisi ne olur?
Bilelim: Her ordunun gelenekleri vardır.
Yargılananlar, TSK’nın geleneksel yapısının komutanlarıdır.
Mahkumiyet, komutanları FETÖ’cülerle aynı kefeye koyar.
***
Yakın geçmişe bakalım.
15 Temmuz darbe girişimi nasıl bastırıldı?
Polislerimizin, halkımızın direnişi... Hepsi tamam.
Fakat asıl faktör şuydu: TSK’nın geleneksel yapısı darbeyi reddetti.
Amerikancı darbeye karşı meşru hükümetin arkasında durdu.
Bu bir.
***
İkincisi: TSK savaşıyor.
Suriye’de sorunlar... Amerika’nın hesapları Afrin’le bitmeyecek.
Bilenler biliyor: Uzun sürecek bir krizin içindeyiz.
Türkiye, önündeki sorunları ancak silah gücüyle çözecek.
Yani: TSK’yı, savaşma gücünü esirgemek durumundayız.
***
Son bir soru: Tükiye’de iç cephede büyük kırılmalar olur mu?
Yani Atatürkçülere veya Kemalistlere karşı...
Yeniden Ergenekon tarzı operasyonlar olur mu?
***
Bazı şartlarla evet:
Bugünkü dünya ve bölge dengeleri değişirse...
İktidar, bölge ülkeleriyle yakınlaşma yerine... Tekrar ABD’nin peşine takılırsa...
Böylece “iç”te ve “dış”ta... Açılım ve federasyon projelerine “evet” derse...
Türkiye’de her şey olur.
Hem de kanlı bir şekilde.
Devam edeceğim...