FETÖ kumpasına imza atmayın

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden 28 Şubat dönemine ilişkin 103 kişinin yargılandığı davanın 104’üncü celsesinde sanıklar ve sanık avukatları savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunmalarını tamamlamıştı. 13 Nisan 2018’de görülecek olan duruşmada sanıkların son sözlerini söylemesi ve ardından da kararın açıklanması bekleniyor. 28 Şubat soruşturması, Necmettin Erbakan’ın 27 Şubat 2011 tarihinden hayatını kaybetmesinin ardından başlatılmıştı. 1997 yılında TSK’dan atılan Tamer Tatar kendisine gönderilen belgeleri eski savcı Fikret Seçen’e vermesinin ardından Seçen de bu belgeleri özel kurye ile eski savcı Mustafa Bilgili’ye gönderdi. Mustafa Bilgili 103 sanık hakkında iddianame hazırlayarak mahkemeye gönderdi. Mahkemenin iddianameyi kabul etmesinin ardından dava 2 Eylül 2013 tarihinde Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.

EN ÖNEMLİ DELİL İÇİN ODTÜ RAPORU

28 Şubat davasının en önemli delili olarak görülen ve imajı sanık avukatlarınca yaklaşık 3 yıl sonra temin edilen 5 No’lu CD ile ilgili olarak mahkeme ODTÜ’de görevli kişilere bilirkişi incelemesi yaptırmıştı. ODTÜ bilirkişi heyeti yaptığı 7 aylık inceleme sonrasında mahkemeye gönderdiği raporda, CD’nin adli bilişim açısından güvenilir olmadığından delil niteliğinin bulunmadığını değerlendirmişti.

İDDİANAME SAVCISI SAHTE KİMLİKLE YAKALANDI

28 Şubat iddianamesini yazan ve ‘Kozmik Oda’olarak anılan soruşturmayı yürüten eski savcı Mustafa Bilgili, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından firar etmişti. Bilgili firar etmesinin ardından yaklaşık 4 ay sonra sahte kimlikle yakalanarak tutuklanmıştı. 28 Şubat soruşturması sırasında iddianameyi yazan savcı Mustafa Bilgili’ye destek niteliğinde tutumlar sergilediği iddia edilen eski Genelkurmay eski Adli Müşaviri Muharrem Köse de FETÖ’nün darbe girişiminin ardından tutuklanmıştı.

‘28 ŞUBAT KARARLARI FETÖ’YE KARŞI’

FETÖ’nün nasıl ince hesaplarla çalıştığı ortadayken mahkemenin bunu gözden kaçırmayacağını düşündüğünü söyleyen Erol şunları söyledi:
“Dava dosyasındaki belgelerin birçoğunun sahte olduğu yönünde bilirkişi raporu da var. Milli Güvenlik Kurulu, MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı ve Genelkurmay İstihbarat Başkanlığının raporları sonucunda 28 Şubat kararları alınmıştır. Yani FETÖ’ye karşı yapılmıştır. Örneğin İbrahim Okur’un adı dahi dosyada bulunmaktadır. 1990’lı yıllarda bu kişi tespit edilmiştir. Hukuken düşüncem böyle bir davanın görülmemesi yönünde.”

BU DAVANIN GÖRÜLMEMESİ GEREKİR

Eski savcı Mustafa Bilgili ve Kemal Çetin’in iddianameyi hazırlarken müdahil olmak isteyen FETÖ’cülerin ifadesini alarak müşteki haline getirdiğini bildiren Erol, “Müşteki olarak ifadesi alınan FETÖ’cülerin ordudan atılma sebeplerine ilişkin düzenlenen dosyalar dava dosyasının içerisinde bulunuyor. Biz bunları biraz emek harcayarak bulduk. Bu FETÖ’cüler ordudan atıldıklarına ilişkin mağduriyetlerini belgelemek için şura kararlarını dosyaya sunmuşlar. Bu isimlerden yaklaşık 60’ının ismini FETÖ üyesi oldukları için mahkemeye hem yazılı hem de sözlü olarak bildirip haklarında suç duyurusunda bulunulmasını istedik. Mahkeme de bu talebimizi savcılığa gönderdi. Bu dava FETÖ talimatıyla açtırılmıştır. Bu nedenle bu davanın görülmemesi gerekir” ifadelerini kullandı.

FETÖ KUMPASI

Davayla ilgili olarak Aydınlık’a açıklamalarda bulunan sanık avukatlarından Şule Nazlıoğlu Erol, 28 Şubat iddianamesinin halen FETÖ üyesi olmaktan tutuklu bulunan eski savcı Mustafa Bilgili ve eski savcı Kemal Çetin tarafından düzenlendiğini belirterek, “Bu dava geçmişte yine savcılık soruşturmasına konu olmasına rağmen takipsizlik kararı ile sonuçlandı. Geçmişte yapılan bu soruşturmayı yeniden hayata geçirecek yeni deliller ortaya çıkmamasına rağmen FETÖ tarafından ele alınarak yeniden dava haline getirilmiştir. Dava dosyası içerisinde 90’lı yıllara ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığının, Genelkurmay Başkanlığının, FETÖ ile ilgili raporları vardır” diye konuştu.