FETÖ ‘operasyonel hat’ları kullandı
MİT tarafından hazırlanan raporda, FETÖ’nün ‘örgüt içi örgütleri’ olduğu, gizlenmek için ‘haram’ olan şeyleri yaptıkları ve temasları için ‘operasyonel hat’ kullandıkları belirtildi.
Milli İstibarat Teşkilatı (MİT)’nın Meclis 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’na sunduğu ve darbe davalarının dosyasına giren gizli raporunda FETÖ’ye ilişkin önemli bilgiler yer aldı. Raporda, örgütün gizliliğe çok önem verdiği kaydedilerek, “Hususiler içerisindeki şahıslar, görev yaptıkları yerlerde kendilerini deşifre etmemek adına dünya görüşlerine tamamen zıt bir yaşam tarzı içerisine girmekte, F. Gülen’in söylemlerinde İslam Dini’ni esas aldığını belirtmesine rağmen, gerektiğinde İslam Dini’nin haram kıldığı şeyleri yapmaktadırlar” denildi.
TEKNOLOJİDEN EN ÜST SEVİYEDE YARARLANIYORLAR
FETÖ/PDY’nin ‘gizlilik’, ‘takiye’ ve ‘tedbir’ prensiplerini en üst seviyede hayata geçiren ve örgüt içinde dahi bilinmeyen/tanınmayan elemanlar olduğu vurgulanan raporda, şu ifadeler yer aldı: “Hususileri, bir nevi ‘örgüt içinde ayrı bir örgüt’ olarak tanımlamak mümkündür. Hususiler, devletin emniyet ve istihbarat gibi en hassas kurumlarında görev yapmaları nedeniyle devletin ilgili kurumlarının kendilerini takip etmeleri halinde hangi imkan ve kabiliyete sahip olduklarını bildikleri için ona göre hareket etmekte, teknolojinin irtibat-muhaberede sağladığı imkanlardan en üst seviyede yararlanmaktadırlar.”
Raporda, Hususilerin önde gelen mensuplarının, 17-25 Aralık’ın ardından MİT tarafından deşifre edildiklerini anladıkları bu nedenle Ocak-Şubat 2014’te Türkiye’yi terk ettikleri belirtildi. Raporda “FETÖ/PDY, Hususiler dışındaki illegal yapılanma unsurlarını ülkede tutmasına rağmen, hassas operasyonları yürüten ve örgütün kritik bilgilerine haiz Hususileri ivedilikle ülke dışına çıkarmıştır” bilgisi verildi.
HABERLEŞME
Örgütün haberleşme konusunda çok dikkatli olduğu vurgulanan raporda şu noktalara dikkat çekildi:
“Hususiler dışındaki illegaller, FETÖ/PDY’nin Türkiye Mütevellisi altında faaliyet göstermekte olup görev aldıkları yerlerdeki faaliyetleri diğer FETÖ/PDY mensuplarınca bilinmektedir. Ancak anılanlar da güvenlik terminolojisinde ‘operasyonel hat’ olarak tabir edilen ve gizli faaliyetlerin icrasında yararlanılan, başkalarının ya da FETÖ/PDY kontrolündeki bir kurum/kuruluş adına kayıtlı telefonlar kullanmakta, her bir hat için ayrı cihaz temin etmekte ve bunları belirli dönemlerde değiştirmektedirler. Hususiler dışındaki söz konusu illegal yapılanmaların il ve ilçe sorumluları ise kendi adları yanında kod isim de kullanabilmektedirler. Bir yerleşim yerindeki orta düzey bir FETÖ/PDY mensubunun o il ya da ilçeden sorumlu abiyi (imam) bilme imkanı varken, orada görev yapan Hususi örgüt mensubunu bilme imkanı bulunmamaktadır.”
ÖRGÜTÜN YURTDIŞI VARLIKLARI
Raporda örgütün yurtdışı varlıkları hakkında da şu bilgiler anlatıldı: “170’e yakın ülkede eğitim yapılanmaları haricinde örgüte bağlı; 520 şirket, 269 vakıf, 147 yazılı medya (internet siteleri, haber portalları ve sosyal medya uzantıları dahil), 58 görsel ve işitsel medya kuruluşu, 252 iyi ilişki geliştirdikleri STK ve güç odağı, 327 dernek, 216 hastane, etüt merkezi, dil merkezi, kültür merkezi vb. tespit edilmiştir (Söz konusu sayılar Temsilciliklerimizin sorumluluk sahası ile sınırlı olup bu sayıların daha fazla olduğu değerlendirilmektedir).
“FETÖ/PDY’nin faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki okul müdürleri, genel olarak aynı zamanda o ülkeden sorumlu FETÖ/PDY imamıdır. Anılanlar, eğitimci gibi gözükmelerine rağmen, o ülkedeki tüm siyasi, ekonomik ve sosyal gelişmeleri takip etmek, ülke yöneticileriyle iyi ilişkiler tesis etmek, o ülkeye Türkiye’den gidip gelen misafirleri karşılayıp ağırlamak, Türkiye’deki FETÖ/PDY mensubu iş adamlarına yeni iş imkanları araştırmak, gerektiğinde örgüt lehine o ülkenin etkin şahısları aracılığıyla Türkiye üzerinde baskı kurdurmak gibi faaliyetleri yürütmektedir. Ancak sanıldığının aksine, FETÖ/PDY okullarının faaliyet gösterdikleri ülkelerde İslam Dini’ni yayma/İslam adına tebliğ/irşad faaliyeti yürütmek gibi bir amacı ve hedefi bulunmaktadır.”
'BYLOCK'U İTİRAF ETMEYİN’ BASKISI
İzmir’de, FETÖ soruşturması kapsamında yargılanan ve 6 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum edilen sanık, ByLock kullandığını kabul eden örgüt mensuplarına cezaevinde baskı yapıldığını söyledi.
İzmir 17. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tutuklu sanık M.Ö. ve avukatı hazır bulundu.
İddia makamı, M.Ö’nün “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan cezalandırılması ve tutukluluk halinin devamına karar verilmesi yönünde mütalaa verdi.
FETÖ’ye katıldığı için pişman olduğunu söyleyen sanık M.Ö, örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock’u kullandığını da kabul etti. Etkin pişmanlık hükümlerinden yargılanmak istediğini beyan eden M.Ö, FETÖ tarafından cezaevinde itirafçı olmak isteyenlere psikolojik baskı kurulduğunu ifade etti. Tutuklu sanık M.Ö, şunları anlattı: “Kapatılan bir yurdun müdürü olan S.Ç. adlı örgüt mensubu, koğuştakilere, ‘etkin pişmanlıkta bulunanları kötü şeyler bekliyor. FETÖ yeniden güçlenecek ve itirafçılar yapının dışına itilecek’ şeklinde tehditlerde bulundu. S.Ç, bizim koğuşa yaklaşık 15 gün önce geldi. Kendisinin Rize’de yargılandığını biliyorum. S.Ç. adlı örgüt üyesi bana, ‘eğer itirafçı olunursa bu ByLock er ya da geç çökecek. ByLock kullandığını itiraf edenler cezaevinde kalmaya devam edecek. ByLock kullandığını kabul etmeyenler cezaevinden çıkacak. FETÖ geri gelecek, itirafçı olanlar kabul edilmeyecek’ diye söyledi.”
Mahkeme, “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdığı M.Ö’nün tahliyesine karar verdi.