Kandilli Sırtlarından Rumeli Hisarı
Stockholm’de doğan İsveç asıllı Guillaume Berggren, fotoğrafçılığı Berlin’de öğrenir, Hamburg, Dresden, Lubliyana, Bükreş gibi kentleri gezer.
Dikilitaş Kaidesi
1866’da Marsilya’ya gitmek üzere başladığı gemi yolculuğunu İstanbul’da yarıda bırakır ve yaşamının sonuna kadar bu kentte kalır.
Kağıthane
1870’de Pera Caddesi’nde bir stüdyo açar ve özellikle manzara fotoğrafçılığı konusunda faaliyet gösterir.
Atmeydanı - Dikilitaş
Büyükdere civarına ilişkin fotoğrafları ile 1875-76 yıllarında Asya yakasından çektiği Boğaziçi panoraması, en önemli yapıtları arasındadır.
Edirnekapı
1880’lerde Berggren’in Pera’daki stüdyosu, hatıra fotoğrafı çektirmek isteyen İskandinav, Alman ve Avusturyalı gezginler arasında ün yapmıştır.
Galata Köprüsü Üzeri ve Atlı Tramvaylar
1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Yeşilköy sahilinde kamp kuran Rus askerleri, Anadolu demiryollarının inşası, Orient-Express’in açılışı gibi olayları fotoğraflarıyla belgelemiştir.
Tarabya
Turistik taleplerin azalmasıyla, geçimini ancak dergilere sattığı klişelerle sağlar. 1914 yılında dağıttığı arşivinin bir kısmını Alman Büyükelçiliği satın alır. Arşiv halen Alman Arkeoloji Enstitüsü’nde muhafaza edilmektedir.
Sultan Mahmut Türbesi, Divanyolu
Osmanlı fotoğraf sanatı birçok stüdyo ve ismi içine alarak gelişimini sürdürmüştür. Gülmez Biraderler, Nikolaos Andriomenos ve daha birçokları…
Dolmabahçe Sarayı
Valide Çeşme sokağındaki bir evde çıkan ve hızla Tarlabaşı istikametine yayılarak Pera’nın yarısının yıkımını hazırlayan 1870 yangını, birçok fotoğraf stüdyosunun da sonunu hazırlamıştır.
Sultan Ahmet Camii
Fotoğraf tekniğini Berlin’de öğrenen Berggren İstanbul’a gelene kadar pek çok farklı Avrupa kentinde çeşitli işler yaparak yaşamını sürdürür.
Fransız Elçiliği Sarayı ve Tarabya Sahili
1866’da Marsilya’ya gitmek için bindiği gemiden yaşamının sonunda kadar kalacağı İstanbul’da iner ve kente yerleşir.
Üsküdar çarşısı
1870 yılında Grand Rue de Péra (bugünkü İstiklal Caddesi) 414 numarada bir stüdyo açar.
Dolmabahçe Sarayı Saltanat Kapısı
1883’te İsveç’ten getirdiği yeğeni Hilda Ullin ona asistanlık yapacaktır
Eyüp
Parasal sorunlar yaşamaya başlayacağı 1900 yılına kadar son derece yoğun bir tempoyla çalışan Berggren, teknik becerisini açığa vuran çekici kompozisyonlarında, modernleşen Osmanlı’daki yeni gelişmeleri, Boğaz kıyılarını, şehrin sokaklarını ve insanlarını belgelemiştir.
Ayasofya Meydanı
Turistlerden gelen talepler, portre çekimleri ve dergilere sattığı klişelerle geçimini sağlayan sanatçı, 1914’te ekonomik nedenlerle arşivlerini dağıtmak zorunda kalır ve 85 yaşında sefalet içinde ölür.
Beyazıt Kulesi'nden Süleymaniye
Kariye Camii
Beyazıt Kulesi
Eminönü ve Galata Köprüsü Panoraması
Yeni Cami
Galata Kulesi'nden Panorama
Bebek
Tekfur Sarayı
Kurbağalıdere
Kız Kulesi
Piyer Loti'den Haliç
Rumeli Hisarı
Sultantepe'den Üsküdar
Ortaköy Camii
Kandilli, Boğaziçi
Haydarpaşa Kavak İskelesi’nden Tarihi Yarımada