16 Temmuz 1627'de İzlandalıların “Tyrkjaránið” dediği, “Türk istilası” olayı gerçekleşti.
İzlanda'da Türk öldürmek neden serbestti diye soranlar bizim kaynaklarımızda İzlanda seferi olarak geçen olayın hikayesini merak ediyor.
16. yüzyıldan sonra Akdeniz'de Osmanlı sancağı çekerek yağma eylemlerine katılan çok sayıda korsan gemisi bulunmaktaydı.
Bu korsan gemileri Osmanlı sancağı çekmesine rağmen kökenleri Türk değildi. Çoğu zaman Kuzey Afrikalı denizci kabile mensuplarından oluşuyordu.
Korsanlar, yağma yaparken kendileri için bir güvence teşkil ettiği için Osmanlı sancağı çekerken, Osmanlı idaresi de kendi nam ve hesabına yağma yapan korsanlardan yüklü miktarda vergi alıyordu.
Zamanla Türk gölü haline gelen Akdeniz'de yağmalanmayan gemi ve liman kenti bırakmayan Kuzey Afrika asıllı korsanlar, bir süre sonra Akdeniz'e sığmaz hale gelirler.
Bunun neticesi ile Cebelitarık Boğazı'ndan geçerek Atlantik Okyanusu'na açılmaya başlar korsanlar. Avrupa'nın okyanus kıyısındaki el değmemiş sahil kentlerine göz dikmeye başlarlar.
Osmanlı sancağı altında savaşmak için Müslüman olmak gerektiğini öğrendikten sonra Müslüman olan Jan Janszoon, "Genç Murat Reis" ismini alarak Osmanlı donanmasında rütbeli bir denizci oluverir.
Yıllar önce İspanya ile Hollanda arasında yapılan Seksen Yıl Savaşları'nda İspanyollara kan kusturan Jan Janszoon, Hollanda'nın savaşı kaybetmesinin ardından karada yaşar ve kendisini atıl hissetmeye başlar.
Boy göstereceği bir donanmayı sonunda bulan Hollanda asıllı korsan, kısa bir süre sonra kendisine tahsis edilen kadırga ve toplarla yağmalayacağı yeni liman ve gemiler aramaya koyulur.
1620'li yılllarda Genç Murat Reis komutasındaki dev kadırgalar İskandinav ülkeleri üzerine bir sefer başlatır. Danimarka ve İsveç'in liman kentlerine yaklaşmaya çalışan Murat Reis, kökeni Vikinglere dayanan ve savaşçı denizcilerden oluşan İskandinavlardan sıkı bir savunma gücü görür.
Kuzey denizlerinde geçen ve yıllar süren seferler sonucu tek bir liman kenti ya da gayrimüslim gemisi yağmalanamaz; bu yüzden hem Murat Reis'te, hem de tayfada büyük huzursuzluk baş gösterir.
Murat Reis'in içinde uzun süre bekleyen ve patlamak için fırsat arayan bu enerji, en sonunda kendini savunma gücü bulunmayan, yalnızca balıkçılıkla geçinen, küçük bir ada ülkesine yönelir. Bu ülke İzlanda'dır.
Diğer İskandinav kabilelerden farklı olarak buzullardan oluşan bir adada yaşayan İzlandalılar, binlerce yıllık tarihlerinde o döneme kadar kimseyle savaşmamışlardır. Çünkü adına "Iceland" yani "buz adası" denilen ada için kendilerine meydan okuyan kimse çıkmıyordu.
Savaşçı yetenekleri gelişmeyen ve sadece balıkçılıkla hayatlarını idame ettiren İzlandalıların Murat Reis'in güçlü kadırgalarına karşı koyması mümkün değildi.
İzlanda'nın güney ve batı kıyılarını istila eden Murat Reis komutasındaki korsanlar ilki 1627 yılında gerçekleşen İzlanda yağmasında ada halkının tüm değerli eşyalarına ganimet olarak el koyarlar.
Ayrıca Murat Reis, genç ve sağlıklı olan erkekler ile kadınlardan oluşan yaklaşık 800 ila 1000 kişiyi yanına alarak adadan ayrılır.
İnsanları köle olarak almak için tekrardan bir sefer daha düzenler. Bu kez daha fazla insan taşıyabilmek için daha büyük kadırgalarla yola çıkan Murat Reis, 2. İzlanda seferinde 2000 genç kadın ve erkeği yanına alarak önce Cezayir'e, ardından da İstanbul'a doğru yola koyulur.
O dönem nüfusu 60.000 civarında olan İzlanda, sadece iki seferde genç ve üretken nüfusunun büyük bölümünü, değer ifade eden milli servetinin de tamamını kaybeder. Bunun üzerine savaş eğitimi alan genç İzlandalılar önce silah kullanmayı, ardından da kendilerini savunmayı öğrenirler.
İzlanda'da Türk öldürmek neden serbestti sorusunu merak edenler cevabı burada bulurlar; İzlanda tarihi, "Tyrkjaránið" olarak bilinen Türk seferleri sonucuyla adeta yeniden yazılır. 17. yüzyılın ortalarında çıkarılan bir yasa ile ülkede Türk öldürmek yasal bir eylem olarak kabul edilir ve Türk öldürenlere hiçbir ceza verilmeyeceği duyurulur.
Bu yasa yaklaşık 350 yıl boyunca yürürlükte kalmıştır. Ancak 1990’larda başkent Reykjavik'te Türk milli hentbol takımı ile İzlanda arasında oynanacak Dünya Kupası eleme maçı öncesi bu yasa fark edilerek apar topar yürürlükten kaldırılır.