Abdi İpekçi yaşamının son günlerinde gelmekte olan darbeyi önlemek ve terör olaylarının kaynağına inmeye çabaladı.
Bu cinayet için seçilen tetikçi Mehmet Ali Ağca’ydı. Kısa süre içinde yakalandı ancak ABD menşeili Gladyo tarafından hapisten kaçırıldı. Daha sonra Papa’ya suikast eyleminde ortaya çıktı.
50 yaşında kurban verdiğimiz İpekçi, Süleyman Demirel’in Adalet Partisi (AP)’si ile Bülent Ecevit’in CHP’sini “güçlü koalisyon” adı altında bir araya getirerek içinde bulunulan kargaşayı yatıştırmayı önerdi.
İkinci olarak da terörün arkasındaki güçlerin peşine düşmüştü. ABD gibi güçlerin büyük rol oynadığı silah kaçakçılığı dosyasını incelerken öldürüldü.
İpekçi, çalıştığı Milliyet gazetesinden evine gittiği sırada kurulan pusuda Nişantaşı’nda katledildi. Ölümü sadece Türkiye değil dünya çapında ses getirdi.
Abdi İpekçi, Cevdet ve Vesime çiftinin son çocuğu olarak 9 Ağustos 1929’da İstanbul’da doğdu.
Babası Cevdet Bey, kardeşleriyle birlikte sinema işletmeciliği yapıyordu.
Abdi İpekçi, Galatasaray Lisesinden 1948 yılında mezun oldu. Okulun mezunlar yıllığını da İpekçi hazırladı.
Yıllıkta kendine ayrılan kısımda en büyük arzusu olarak iki binli yılları görmek istediğini yazdı…
İpekçi, üniversite okurken bir yandan da gazetelerde çalışmaya başladı. Askerlik dönüşü 25 yaşında Milliyet gazetesinin başına geçti.
Kısa süre içinde gazetede büyük değişiklikler yaptı. Ciddi, saygın ve okunur bir gazete var etti. Gazetecilik mesleğinin duayenlerinden biriydi.
Birçok ünlü gazeteci Abdi İpekçi’nin var ettiği Milliyet’te yetişti.
Ölümünden sonra gazete eski etkisini kaybetti.
Gladyocu terör kendisini tehdit etmeye başladığında dahi koruma istemedi. Koruma istemesi için ısrar eden arkadaşlarına ise, “Beni öldürmeye kafalarına koymuşlarsa bunu engelleyemezsin. Yanında polis de olsa yine de öldürürler.” dedi.
Ölümünü üzerindeki perdenin hâlâ aralanmaması ailesini olduğu gibi meslektaşlarını da üzüntüye boğdu.
5 Şubat 1979 tarihli Aydınlık manşeti