Abdülhak Hamit ilk eşi olan Fatma Hanım (Fatma Pirizade) ile tanışmıştı. Ünlü şair kısa sürede Fatma Hanım ile dünya evine girmişti. Onu o kadar seviyordu ki, kaybetmekten korkuyordu.
Tarhan, eşi Fatma Hanım için "Beraber gezerken düşecek diye tutacak oluyordum. Uyurken bir akşam uyanmayacak, ölecek gibi duruyordu. Güldüğü zaman güzelliğini uçacak sanıyordum.” diyordu.
Hayatı epey hareketli olan Abdülhak Hamit Tarhan, Paris'te bir süre görev aldığı sırada yayınladığı Nesteren eserini yayınlar. Bu eser yüzünden görevine son verilir.
Bu sırada Fatma Hanım vereme yakalanır. Yurt içinde birkaç görev teklif edilse de onları ailesinden uzak kalmak istemediği için bu görevleri reddeder. O günlerde eşi Fatma Hanım rahatsızlanır, hava değişikliğinin iyi geleceğini düşünür ve Mumbai’ye konsolos olarak gider.
Hamit Tarhan, Ne kadar uğraşsa da Fatma Hanım’ı veremin pençesinden kurtaramaz. Kaybetmekten korktuğu eşi Hindistan'dan İstanbul'a dönerken Beyrut'ta hayatını kaybeder.
Abdülhak Hamit karısının ölümü üzerine o kadar üzülür ki ne yapacağını şaşırır. Kaybetmekten korktuğu eşini toprağa verir. 40 gün boyunca mezarını ziyaret eder. Bu 40 gün onu kötü etkiler, hastalanır.
"Her yer karanlık pür-nûr o mevkî? ..
Mağrib mi yoksa makber mi yâ Râb!" dizelerinin de geçtiği Makber’i bu dönemde yazar.
Tarhan, 5 yıl boyunca neredeyse dünyayla iletişimini tamamen keser. Kimseyle görüşmez. 1890 yılına gelindiğinde ise bir İngiliz olan Bayan Nelly'le evlenir.
Tarhan'ın eşinin cenazesinde tanıştığı biriyle evlendiği iddiası sosyal medyada dolaşan bir yalandır. Tarhan, hayatı boyunca dört evlilik yapar. Bunlardan bir tanesi sadece 20 gün sürmüştür.
İlk Evliliği: 1874-1885, Fatma Hanım
İkinci Evliliği:1890-1911 Bayan Nelly (İngiliz)
Üçüncü Evliliği:1911-1911, Cemile Hanım. 20 gün sürmüştür.
Dördüncü Evliliği:1912-1920, Bayan Lüsyen (Lucienne). (Belçikalı)