Kuran-ı Kerim ayetlerine baktığımızda Rad Suresi 28. ayette “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı anmakla huzur bulur.” buyrulur. Manevi anlamda tam bir huşuya erebilmek için devamlı olarak kalbimizi diri tutmalı onu öldürmemeliyiz.
Nitekim Efendimiz (SAV) ölü ile diri arasındaki en büyük farkın zikirsizlik olduğunu şu hadis-i şerifinde beyan etmektedir: “Allâh’ı zikreden kimseyle zikretmeyenin misâli, diri ile ölü gibidir.” buyurmuştur. (Buhârî, Deavât, 66)
Zikrin de tıpkı şükür gibi üç çeşidi vardır. Bunlar, dil ile, kalp ile ve beden ile yapılanlardır. Dilimizde zikrettiğimiz zaman yüce Rabbimiz (c.c)'u birbirinden güzel isimleriyle anmış ve O'nu tesbih etmiş oluruz. Rabbimiz (c.c) 'da bizlerden bunu istemekte olduğunu "Ey inananlar, Allah'ı çokça zikredin ve O'nu sabah akşam tesbih edin" (el-Ahzâb, 33/41, 42) ayet-i kerimesinde bizlere emretmektedir.
Rabbimiz (c.c)'un rızasını ve hoşnutluğunu kazanmak için O'nun sevdiği şekilde amel etmeli, O'nun istediği gibi namazlarımızı kılıp, dualar etmeli ve zikretmeliyiz. Peki zikir olarak Allah (c.c)'un en çok sevdiği zikirlerden birisi nedir?
Ebû Zer el-Gıfârî radiyallahu anh şöyle dedi: Peygamberimiz (SAV) bana şöyle buyurdu: "Allah Teâlâ'nın en sevdiği zikrin ne olduğunu sana söyleyeyim mi? Allah Teâlâ'nın en sevdiği zikir şudur:
سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ
Sübhânallahi ve bihamdihî
"Ben Allah'ın, yüceliğine yakışmayan kusurlardan çok uzak olduğunu söyler ve O'na hamd ederim." -Müslim, Zikir 85
EN FAZİLETLİSİ İSE...
Câbir (r.a), Resûlullah (SAV)’i şöyle buyururken dinledim dedi: “Zikrin en faziletlisi lâ ilâhe illallah’tır.” (Tirmizî, Daavât 9. Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 55)