Altın ve para piyasaları uzmanı İslam Memiş, köşe yazısında gram altın ve dövizle ilgili çarpıcı iddiaları ortaya attı.
Memiş, "Büyük Plan" uyarısı yapıp “kontrollü yasaklama” iddiasını ortaya attı.
Memiş'in açıklamaları şöyle: "Pazartesi günü haziran ayında yapacakları operasyonu anlatmıştım.
Bugün ise asıl hedefledikleri “Büyük Planı” anlatacağım. Son iki yıldır dünya genelinde merkez bankalarının ortak hareket ettiğini iddia etmiştim.
Bu iddiamı iki yıldır devam ettirdiğimi ve sık sık dillendirdiğimi anımsatmak isterim.
İnanın veya inanmayın. Bugün inanan ya da inanmayanların durumu farklı.
Bu iddiamı “önüne yem atılması” örneği ile vermiştim.
Bugün kafasını kaldıranlar, kendini maalesef kafeste buldu.
Tüm ülkelerde bankalar insanların varlıklara önce erişimi kısıtladı.
Günlük alım-satım-çekim sınırı, alım-satım makas aralıkları, işlem sınırlandırması gibi.
ABD’de bankalar 2 bin dolar üzerindeki para çekimlerinin bir gün önce bildirilmesi gerektiğini ve bu ödemeleri suç dolandırıcılığına karşı reddedebileceklerini müşterilerine duyurdu.
Dünya genelinde tüm bankalardan bu açıklamaları sık sık duyacaksınız!
Merkez Bankası’nın (TCMB) ise döviz talebini azaltmaya yönelik yeni bir adım attığını gördük.
Bankaların günlük döviz alım limitini yüzde 25 düşürdü.
Nakit avans çekme ve kuyum altın harcamalarını sonlandırmış, gelen tepkiler sonrası geri adım atarak kararı bir gün sonra iptal etmişti.
Ancak seçimlerden sonra tekrar yapmayacağının garantisi yok!"
Memiş, “kontrollü yasaklama” iddiasını ise şöyle açıkladı...
"KONTROLLÜ YASAKLAMA"
İslam Memiş, yazısının devamına şöyle devam etti:
Gelelim alım-satım makas aralıklarına: Bu yazımı yazarken (dün) bankada dolar/TL kuru 19,72-21,19, avro/TL kuru 21,27-22,86, gram altın bin 233-bin 339 lira idi.
Serbest piyasalarda ise dolar/TL kuru 20,49-20,60, avro/TL kuru 22,02-22,20, gram altın bin 371-bin 381 lira idi.
Yani, varlıkları sistemde olan makas aralığından dolayı hareket edemiyor. Orada kitlendi.
Yani, artık kafeste. “Uzun vadeli yatırımcı olacaksınız, al-sat yok” diyor sistem.
Aslında bugünün diğer adı sermaye kontrolüdür. Merkez bankaları bunu kabul etmese de adı böyle.
Fizikî varlıkları olan şanslı gibi duruyor. Son iki yıldır “Yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılması” projesi için birçok uygulama devreye girmişti.
Yani, fizikî varlıkların belli bir miktarı sisteme dahil edildi. “Kara gün” dostu olan birikimler “sistem gününe” kurban gitti.
Geçen yıl bu sistemi “desteklemediğimi” belirtmiştim. Düşüncem aynı. Sonraki plan ne?
Yeni küresel finans sistemi, bir sonraki hamlede “kontrollü yasaklama” planlanıyor. Döviz veya altın.
Amaç insanların fizikî varlığa sahip olmaması. Çünkü fizikî varlık özgürlüktür.
Sisteme muhtaç edilenleri yönlendirmek, köle yapmak, sistemin merhametine muhtaç bırakmak daha kolaydır.
Fizikî varlıklar için erişimi hemen bir anda bitirmeyecekler. Kademeli, kademeli.
Önce kota sınırı koyulacak. Bu kota ile her şey istisnasız kayıt altına alınacak. Uluslararası satış sistemini tüm ülkelerde uygulayacaklar. Dünya tek merkezi sistem üzerinden satış sistemi ağı kuracak. Merkez bankaları bunun kararını iki yıl önce vermişti.
Şimdi uygulama zamanı. 2030’a kadar tüm ticarethanelerde yüz tanıma sistemi olacak. Kim ne alıyor, kim ne satıyor net olarak bilinecek. Mahremiyet yok.
Merhamet yok. Her şey yasal olacak. Dijital paraya geçiş dönemi başladı. Büyük resetlemeye hızla gidiliyor. Hazırlık yap. Karşılıksız kâğıt banknotlara, sanal ortamda vakit geçirenler ile kaderi farklı olacaklara selam olsun…
Bu öngörüme komplo teorisi diyebilirsiniz, inanmayabilirsiniz, tedbir de almayabilirsiniz.
Keyfiniz neyi nasıl istiyorsa öyle yapın. Bugünlere hazırlık yapmayan, mide krampı geçirenler ve korku ile yatanlarla bir konuşun.
“Keşke” diye başlayan pişmanlıklarını dinleyin. Belki o zaman işi biraz daha ciddiye alabilirsiniz. Biraz tarih bilenler beni iyi anlar.
Franklin D. Roosevelt tarafından 5 Nisan 1933’te çıkarılan Executive Order 6102 adlı kanun hükmünde kararname ile Amerikan vatandaşlarının ellerinde altın para ve külçe bulundurmaları yasaklandı.
1960’da Türkiye’de halkın parmağından alyansları bile topladıkları, içine 1960 yazan bakır alyansların dağıtıldığı tarihi bilenler iyi anlar beni. Olmaz olmaz deme!