Antalya'da kenti çevreleyen sur üzerindeki anıtsal kapılardan biri konumunda bulunan ve Üçkapılar olarak da bilinen Hadrianus Kapısı'nı her yıl milyonlarca turist ziyaret ediyor.
Anadolu'nun en eski yerleşimlerinden olan, antik çağlardan itibaren tarihe tanıklık eden kapının inşası milattan sonra 130 yılına dayanıyor.
Üç kemer ve yanlarında bulunan yaklaşık 15 metre uzunluğundaki iki kuleden oluşan üç kapılı eser, üzerindeki desen ve motiflerle de dikkati çekiyor.
Bitki temizliği yapıldı
Eserin korunarak gelecek nesillere aktarılması için üzerinde çıkan bitkilerin, toz ve egzozdan kaynaklı kirliliğin temizlenmesi için çalışma başlatıldı.
Antalya Müze Müdürlüğü, Muratpaşa Belediyesi ile Antalya Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı Müdürlüğünce, Anıtlar Kurulu kararıyla aralarında uzman ve teknik personelin de bulunduğu 25 kişilik ekip, önce bitki temizliği gerçekleştirdi.
Ardından iskele kurulup püskürtülen suyla mikro tanecikler göndererek eserin temizliğine başlandı. Çalışmayla motiflerin, desenlerin üzerinde uzun yıllarda oluşan kirlilikten temizlenerek daha görünür hale getirilmesi, siyahlaşan bölümlerin de renginin aydınlatılması hedefleniyor.
Kapının restorasyonu için de ileriye dönük proje hazırlanacak
Antalya Müze Müdürü Mustafa Demirel Antalya Müzesi'nin 100. kuruyuş yıl dönümü kapsamında kentteki Roma dönemi yapılarından Hadrianus Kapısı'nın temizliğini programa aldıklarını söyledi.
Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu'ndan gerekli izinleri alarak çalışma yaptıklarını anlatan Demirel, "Yapıya zarar vermeyecek şekilde çalışma yapıyoruz.
Suyun basınç oranını ayarlayarak eserin yüzeyinde oluşan doğal kirlenmeleri temizliyoruz. Yapı daha görünür hale gelmiş olacak. Antalya Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğünce Üçkapılar'ın restorasyonu için ileriye dönük projeler hazırlanacak." diye konuştu.
Antalya Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı Müdürlüğünden tarihi alan ve eser koruma onarım uzmanı, konservatör Murat Karatağ, 1882'de eserin önünde yapılan kazı sırasında çökme olduğunu, geçici sütunların dikildiğini ifade etti.
Eserin tekrar ayağa kaldırılması için o dönemde restorasyon yapıldığını belirten Karatağ, 1959'da eserin bugünkü haline kavuştuğunu, o tarihten sonra ilk detaylı temizliğin yapıldığını belirtti.
Yapıya zarar vermemek için yüzey ve bitki temizliğinin titiz yürütüldüğünü vurgulayan Karatağ, "Eserin üzerinde ciddi anlamda büyük bitkiler vardı. Onların temizliğini yaptık. Yüzey temizliği sonrası yeniden bitkilerin oluşmaması için ilaçlama yapacağız." dedi.
İnsan ve araç trafiği çok yoğun olduğu için eserin bazı desenlerinin pas ve tozdan görünmediğini dile getiren Karatağ, "Yapının hassasiyetini göz önünde bulundurduğumuzdan kimyasal uygulama yapmıyoruz.
Atomize suyla mikro tanecikleri göndererek mümkün olduğu kadar kararmayı yapıdan uzaklaştırmaya çalışıyoruz. Desenler ve kapıyı daha görünür kılmak istiyoruz." ifadesini kullandı.
Muratpaşa Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürü Feyyaz Yıldırım da eserin çevre düzenlemesinin yanı sıra temizliğini gerçekleştirdiklerini anlattı.