Antik Mısır, binlerce yıllık köklü bir medeniyet. Bu kadim medeniyetten günümüze ulaşan ve hatta modern yaşamı bile şekillendiren pek çok şey var. Matematik alanındaki çığır açıcı buluşları, devasa piramitleri ve firavunların şaşaalı hayatları… Peki ama Antik Mısır’da gündelik yaşam nasıldı? Firavunların veya zenginlerin yaşamı az veya çok binlerce yıl sonrasında bile biliniyor. Peki ya, sıradan halk ve yoksullar Antik Mısır’da hangi şartlar altında yaşıyorlardı. Günlerini nasıl geçiriyorlardı?
Her şeyden önce Antik Mısır, çoğunlukla yoksul çiftçilerin oluşturduğu bir nüfusa sahipti. Ve Antik Mısır’da yaşam özellikle sıradan insanlar için hiç de kolay değildi! Kadınlar için ortalama yaşam süresi 30, erkekler için ise 34 yıl kadardı. İnsanlar, hayatta kalmak için pek çok engelle mücadele etmek zorundaydı. Bunların başında bütün Mısır’daki hijyen sorunları geliyordu! Öte yandan Antik Mısır’da yaşayan halkın büyük çoğunluğu son derce dindardı. Yiyecekleri, kıyafetleri ve hatta makyaj malzemeleri bile tanrıların armağanı olarak görüyorlardı. Bu sebeple, Antik Mısır’da gündelik yaşam büyük oranda dini kurallar çerçevesinde şekilleniyordu. Yine de, Antik Mısır coğrafyasındaki insanlar, masa oyunları oynamak gibi “dünyevi” şeylerden de uzak değillerdi. İşte, Antik Mısır’da gündelik yaşamın parçası olan 14 şey…
Antik Mısır’da yaşayan insanlar, ekin yetiştirmek, kıyafetlerini yıkamak ve hatta yolculuk etmek için bile Nil Nehri’nde bağımlıydı! O dönemde düzenlenen bir cenaze töreni bile, bu “kutsal” nehirde başlıyordu. Ölen kişinin cesedi, bir tekne ile Nil Nehri’ne getiriliyordu. Mezar yerine buradan taşınıyordu. Ancak Nil Nehri bütün önemine rağmen Antik Mısırlılar için son derece tehlikeliydi. Özellikle de yoksullar için! Firavunlar ve zenginler görece daha güvenli teknelerle seyahat ediyorlardı. Fakat yoksullar nerdeyse hiçbir güvenlik önlemi olmayan kayıklar kullanıyordu. Bu sebeple pek çok Antik Mısır vatandaşı, nehrin soğuk sularında boğularak veya acımasız timsahlara yem olarak yaşamını yitirdi! Üstelik Nil Nehri’ndeki tek tehlike acımasız timsahlar değildi! Öfkeli su aygırları da Nil’in bir diğer tehlikeli unsuruydu. Hatta, birden fazla firavun su aygırlarının saldırısı sonucunda yaşamını kaybetmişti…
Bira, Antik Mısır’daki gündelik yaşamın en önemli unsurlarından biriydi. Çünkü bira, ekmek ile beraber o dönemde yaşayan insanların temel tüketim maddesiydi! Hatta Antik Mısır’daki işçi ücretleri bile hem ekmek hem de bira yapımında kullanılan tahıllarla ödeniyordu. Ancak, Antik Mısır’daki insanlar birayı içerek değil, yiyerek tüketiyorlardı! Çünkü o dönemde bira, bugünkünden oldukça farklıydı. Antik Mısır’da tüketilen bira daha çok yoğun bir çorbaya benziyordu. Ve muhtemelen tatlıydı. Antik Mısırlılar birayı o kadar çok seviyorlardı ki, onu tanrılarla ilişkilendiriyorlardı. Bu sebeple birden fazla bira tanrısı ve tanrıçası vardı. “Ra” ise biranın yaratıcısı olarak kabul ediliyordu.
Antik Mısır’daki insanlar gündelik yaşamlarında pek çok sıkıntıyla karşılaşıyorlardı. Fakat, hasta oldukları zaman endişe etmelerine gerek yoktu! Çünkü diş hekimliği, jinekoloji ve cerrahi gibi alanlarda pek çok uzman doktora sahiplerdi. Üstelik Antik Mısır’daki sağlık sistemi son derece eşitlikçiydi. Yoksul köleler bile, sağlık hizmetlerine rahatlıkla ulaşabiliyorlardı.
Çünkü hastalıklardan korkuyorlardı. Ayrıca, kirliliğin pek çok hastalığa sebep olduğunun farkındaydılar! Bu sebeple duş almak, o dönemde yaşayan insanların gündelik yaşamında önemli bir yer tutuyordu. Çeşitli bitkisel ve hayvansal yağlardan ürettikleri sabunları vardı! Hem kadınlar hem de erkekler, saçlarını ve vücut kıllarını tıraş ederdi. Öte yandan, Antik Mısırlılar nasıl koktuklarına dikkat ediyorlardı. Başta zambak olmak üzere pek çok bitkiden çeşitli parfümler üretiyorlardı. Ayrıca dünyadaki ilk deodorantın da Antik Mısır’da icat edildiği düşünülüyor. Bu deodorant narenciye ve tarçın karışımından hazırlanıyordu.
Aslında Antik Mısır anatominin oldukça geliştiği bir coğrafyaydı. Buna rağmen o dönemdeki insanlar bazı organların işlevini tam olarak bilmiyorlardı. Örneğin insandaki düşünme yetisinin kalpten geldiğine inanıyorlardı.
Hukuk, insanların yaşamında bugün olduğu kadar o zaman da önemliydi. Antik Mısır’daki hukuk sistemi iki farklı mahkeme içeriyordu. Kenbet ve Büyük Kenbet ismi verilen mahkemeler, insanlar arasındaki anlaşmazlıkları ortadan kaldırmak için hizmet veriyordu. Kenbet mahkemelerinde ufak tefek davalara bakılıyordu. Büyük Kenbet isimli mahkeme ise hırsızlık ve cinayet gibi büyük suçlarla ilgileniyordu. Ayrıca, firavun hukuk sisteminin başıydı ve nihai gerektiği zaman son sözü o söylüyordu. Öte yandan bazı davalarda kahinlere veya tanrılara başvuruluyordu.
Antik Mısır’daki çocuklar 6 yaşına gelene kadar hiçbir kıyafet giymezlerdi. Ancak kolye benzeri takılar takarlardı. Büyüdüklerinde ise toplumsal statülerine göre değişen kıyafetler giymeye başlarlardı.
Bu kadim medeniyet, tıp alanında son derece ileri olmasına rağmen bazı şeyleri yanlış anlamışlardı. O dönemde yaşayan insanlar, kadınların rahimlerinin beslenme kanallarına bağlı olduğun düşünüyorlardı! Bu sebeple, bir kadının doğurgan olup olmadığını anlamak için cinsel organına sarımsak koyuluyordu. Eğer kadının nefesi sarımsak kokarsa, doğurgan olduğu kabul ediliyordu. Kadının nefesi sarımsak kokmuyorsa, üreme kanallarında tıkanıklık olduğuna ve hamile kalamayacağına inanılıyordu.
En popüler masa oyunu Senet adındaki oyundu. Senet, temelde atılan zarlara göre, oyun tahtasındaki figürlerin ilerlemesine dayanıyordu. Bu masa oyunu, Mısır’ın gündelik yaşamında epey popülerdi. Hatta, firavunlar bile sık sık bu oyunu oynuyordu
Kadınların yanı sıra erkekler de makyaj yapmaktan çekinmezlerdi! Erkekler ve kadınlar gözlerine kurşun bazlı bir sürme çekiyorlardı. Bugün, kurşun insan sağlığı üzerindeki olumuz etkileri ile biliniyor. Ancak Antik Mısır’daki insanlar hazırladıkları özel formülle, kurşunun olumuz etkilerini ortadan kaldırmayı başarmışlardı.
Antik Mısır’da et tüketmek, gündelik yaşamda kolayca karşılaşılan bir şey değildi. Diyetleri büyük oranda buğday ve arpaya üzerine kuruluydu. Ayrıca hurma, kereviz ve nar gibi gıdalarda çok tüketiliyordu…
Nil Nehri yakınlarında doğal kendiliğinden yetişen keten bitkisi, Antik Mısırlıların yaşamında büyük bir öneme sahipti. Çünkü o dönemki insanlar, kıyafetlerinin büyük bir bölümünü bu bitki sayesinde üretiyorlardı. Ketenden üretilen kıyafetler Antik Mısır’daki kavurucu güneşten korunmanın en etkili yoluydu. Ayrıca kıyafetin kumaşı ne kadar ince ve rengi ne kadar açıksa, kıyafeti giyen kişinin statüsü o kadar yüksek demekti…
Kız çocuklarına da en az erkek çocuklar kadar sempatiyle bakılıyordu. Ayrıca kadınlar mülk ve köle sahibi olabiliyorlardı. Öte yandan, kadınların herhangi birine karşı dava açma hakları da vardı. Ve istedikleri zaman boşanabiliyorlardı.
İyi eğitim görmüş bir Antik Mısır vatandaşı, zengin bir aileye mensup Antik Mısır vatandaşı demekti! Zengin ailelerin çocukları okuma yazma öğrendikten sonra matematik ve coğrafya dersleri alıyorlardı. Eğitim hayatları ilerledikçe tıp ve tarih dersleri de görüyorlardı. Eğitim, yalnızca zengin ve soylu ailelerin erişebildiği bir ayrıcalıktı. Ancak, olağanüstü yetenekli yoksul çocuklara da eğitim imkânı sunuluyordu.
Kaynak: Listelist