Hürriyet yazarı Nedim Şener, 1 Aralık 2021 tarihli köşe yazısında Kumpas davaları sırasında ekonomiden sorumlu devlet bakanı olarak görev yapan Babacan’ın, “İzmir Askeri Casusluk davası iddianamesini hazırlayan FETÖ’cü savcı Zafer Kılınç’ın, dönemin Hazine Müsteşarı İbrahim Halil Çanakçı ve dönemin Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’ya iddianamede adı geçen kurum çalışanları hakkında brifing verdiğini” aktardı.
BABACAN’A BAĞLI KURUMLARDAKİ BÜROKRATLARA ‘CASUSLUK’ İFTİRASI
Şener yazısında, “Çanakçı ve Başçı’nın iddiaları Babacan’a aktarmasıyla adı geçen bürokratlar hakkında soruşturmalar başlatıldı ve bir kısmı görevden alındı. FETÖ’cü Savcı Zafer Kılınç’ın tüm kurumlarda görev yapan bürokratlarla ilgili işlem yapılması isteğine yalnızca, dönemin Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a bağlı kurumlar uydu.” ifadelerine yer verdi.
İddialar sonrası birçok kurumda FETÖ eliyle “görevden almalar” yaşandığını dile getiren Şener, Merkez Bankası’nda 3’ü üst düzey olmak üzere 11 bürokratın görevden alındığını, BDDK’da ise 3 bürokratın casusluk suçlamasıyla mesleğinden olduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Babacan’a bağlı Hazine Müsteşarlığı’nda fişlenen 19 bürokrattan altısı görevden alındı. Birçoğu pasif görevlere gönderildi. Müsteşarlık, 10 bürokratın davada yargılanması için İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na haklarında suç duyurusunda bulundu. Bu kişilerin yerlerine atananların tamamı ise FETÖ mensuplarından oluştu.”
3 BİN 100 KİŞİ MAĞDUR EDİLDİ
Ayrıca Şener, “TBMM’de kurulan 15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu’na gelen bilgilere göre; mesleki hayatları yanında, özel hayatı, aile hayatları kararan bürokratlar dahil İzmir Casusluk kumpasında mağdur olanların toplam sayısı 3 bin 100’ü bulduğunu” kaydetti.
Askeri Casusluk davasının 2016 yılında beraat ile sonuçlandığını hatırlatan Nedim Şener, yazısında gazeteci Cüneyt Özdemir ile DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan arasında 2020 yılında o günlere ilişkin geçen diyaloğu şöyle aktardı:
BABACAN KENDİNİ SUÇLU HİSSETMİYOR
“Cüneyt Özdemir, Babacan’a, “İzmir Askeri Casusluk ve Şantaj davası nedeniyle pek çok üst düzey bürokrat sizin soruşturma izni vermeniz dolayısıyla görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Gerek Hazine Müsteşarlığı gerekse Merkez Bankası’nın gelecek vaat eden bir nesli bu davadaki suçlamalar yüzünden kamuya küstü. Pek çoğunun suçsuzluğu da bugün kanıtlandı. Bu yüzden kendinizi suçlu hissediyor musunuz?” diye sorunca, “Bunlar epey bir geçmişte kalan konular” diye geçiştirdi.
“Keşke soruşturma izni vermeseydim dediğiniz oluyor mu?” sorusuna ise “O gün itibarıyla hukuk devletine yakışan neyse o yapılmıştır. Devlet yönetiyorsunuz, kurallar ve kurumlar çok önemlidir. Kurallar ve kurumlar iyi çalışmalıdır ve o günkü şartlarda hukuk devletine yakışan ne varsa o yapılmıştır. O konuda ben çok rahatım.” karşılığını verdi.
Geçtiğimiz ay partisinin İzmir İl Kongresi'nde konuşan Babacan, FETÖ tarafından Türk ordusunun hedef alındığı Balyoz ve Ergenekon davalarını iktidara geldikleri takdirde yeniden başlatacağı sinyalini vermişti.
"Devletin resmi belgelerinde dahi kayda geçen Gladyo ve benzeri çetelerden hesabı, bağımsız ve tarafsız yargı soracak" diyen Babacan, "Bu noktada, bağımsız ve tarafsız yargının altını özellikle çiziyorum. Hukuka aykırı işler yapanlar, demokrasimize kasteden, hukuk sistemimizi felç eden FETÖ’nün bulandırdığı suda temizlenemezler" ifadelerini kullandı.