1917 yılının soğuk bir Şubat günü, İstanbul'daki Başkomutanlık Karargâhı'ndan, Suriye'deki 4. Ordu Komutanı Cemal Paşa'ya bir telgraf geldi.
Medine bölgesini kontrol altına alan Hicaz Savaş Gücü Komutanı Fahrettin Paşa'nın, Suriye-Diyarbakır bölgesindeki ordu komutanlarından biriyle yer değiştirmesi hakkında görüş soruluyor ve Medine için bir kumandan önermesi isteniyordu.
Cemal Paşa, 1. Dünya Savaşı'nda epeyce ünlü olan Hicaz Bölgesi komutanı Fahri Paşa'nın yerine ancak üstün nitelikte bir komutanın getirilmesi koşuluyla görev değişiminin uygun olacağını belirterek, bu kritik komutanlık için Diyarbakır'daki 4. Kolordu Komutanı İsmet Bey'i önerdi.
Başkomutan Vekili Enver Paşa'nın bu öneriye verdiği yanıt ise şu oldu:
Miralay İsmet Bey'in, küçük yaşı dolayısıyla Hicaz Savaş Gücü komutanlığına atanması uygun değildir.
Enver Paşa bu göreve onun yerine, İtalya ile olan savaşta Derne ve Bingazi'de Arapları pek güzel yönetmiş ve Çanakkale'de üstün vazifeler yapmış olan 2. Ordu Komutan Vekili Mustafa Kemal Paşa'yı görevlendirmek istediğini belirtir.
Cemal Paşa bu öneriye karşı çıkmaz ve Mustafa Kemal Paşa, 23 Şubat 1917'de Şam'a davet edilir ancak bu çok önemli vazifeyi kabul etmez.
Peki Atatürk'ün bu görevi kabul etmemesinin nedeni neydi?
Bilindiği üzere, stratejik bir deha olan Mustafa Kemal, o dönem Hicaz'ın, Mekke ve Medine'nin kaybedileceğini öngörmüştü.
Bunun üzerine sonradan Fahri Paşa'nın başka göreve atanmasından vazgeçildi. Mustafa Kemal Paşa ise 2. Ordu Komutanlığına asaleten tayin edildi.
İsmet Bey ise 4. Kolordu Komutanlığı görevine atandı.
Kaynak: Asker İnönü, Alev Coşkun, s.164-165, Kırmızı Kedi Yayınevi