Hala dediklerinde akla Adile Hanım gelir Tarsus’ta. Yani Adile Hanım… Bakmayın Hala’lığına o bir askerdir ve rütbesi de onbaşıdır.
Savaşların içinde bulunmuş, aç ve susuz, barut kokusu, mermi vızıltıları içinde ömür tüketmiştir.
Adile Hala 1870 yılında Tarsus’ta doğdu. Serpildi, gelişti, elleri nasırlı Anadolu kadını olarak ortaya çıktı. 1919 yılında Fransızlar Çukurova’yı işgal edince silaha sarılarak Kuvayı Milliye saflarına katıldı ve kadınlığını aklına getirmeden vatan deyip erkeklerle aynı safa girdi ve omuz omuza savaştı.
Adile Hala savaşta ön saftadır. Matarası belinde, mavzeri elinde belâ gelecekse gâvurdan gelsin, benim vatanım var, bana yar olmuş beni var eden, sonra yanına alacak ALLAH’ım var diyerek gözünü sakınmadan vuruşur durur.
Dört yıl kalır kuvayı milliye saflarında. Üzerinde milis kıyafeti vardır. Elinde mavzeri, başında siyah kalpak, belinde fişeklikleri ve ayaklarında deri çizmesi! Gören kadın olduğuna hükmetmez, yaman bir çetecidir deyip geçer.
Adile Hala her silahlı çatışmada ve her baskında ön saflarda yer aldı. Her yerde hazır ve nazır olup görev bekledi. Hangi görev verildiyse başarı ile yaptı.
Zoru gören Fransızlar 20.10.1921 de Ankara Antlaşması ile Çukurova’dan çekilince bölgedeki Milis Kuvvetler, Batı Cephesindeki düzenli ordu emrine girdiler. Adile Hala boş durur mu? On arkadaşı ile milis kuvvetlerin içinde yer alıp cepheye koştu.
ATATÜRK'Ü KARŞILAMAYA KOŞTU
Büyük taarruza katılan Adile Hala, cephane ve silah taşınmasında önemli hizmetler yaptı veo onbaşı rütbesi aldı.
Savaş ve elde edilen zafer sonrası Adile Onbaşı Tarsus’ta evinde anıları ile baş başadır. Mustafa Kemal’in Tarsus’a geldiğini duyunca giyer Milis elbiselerini dışarı fırlar ve onu karşılayanlar arasına katılır.
TOPRAĞI ÖPMEK İSTEDİ
Mustafa Kemal kalabalık arasından ilerlerken, halk onu daha yakından görmek için yanına gitme uğraşı veriyordu. İşte böylesi bir anda bir kaynaşma olur, halkın arasından fırlayan milis kıyafetleri içindeki Adile Onbaşı (Adile Hala) Mustafa Kemal’in önüne çıkarak ayaklarına kapanarak gözyaşları içinde “Bastığın toprağa kurban olayım paşam” diyerek, bağırarak ayaklarını öpmek ister.
Mustafa Kemal kadını yerden kaldırmak için eğilirken, yanındakilerden biri “Paşam bu kadın Kara Fatma Lâkaplı Adile Onbaşı, Adile Hala’dır” deyince, gözleri yaşaran Mustafa Kemal, Adile Onbaşı’nın elinden tutarak ayağa kaldırıyor ve kadının yaşlı gözlerinin içine bakarak: “Ey Kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın. Dünyada hiçbir milletin kadını “Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluş ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim diyemez” diyerek Türk kadınının kahramanlığını dünyaya haykırıyor ve Adile ile Onbaşı’nın şahsında tüm Türk kadınlarını selamlıyordu.
Adile Onbaşı anıları ile beraber yaşadı. Öldüğü güne kadar milis üniformasını sırtından çıkarmadı. Her milli bayramda törenlere katıldı ve 1948 yılında 78 yaşında hayata gözlerini yumdu.