Ülkemizin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk çok yönlü bir lider olarak tarihe geçmiştir.
Atatürk senaryo da yazdı.
Atatürk’ün senaryosunu yazdığı Ben Bir İnkılap Çocuğuyum filminin arka planındaki çarpıcı hikayeye gelin birlikte bakalım!
Atatürk, Türkiye’de sinemanın gelişeceği yönünde öngörülere sahipti. Sinemayla ilgili olarak:
“Sinema gelecekteki dünyanın bir dönüm noktasıdır. Şimdi bize basit bir eğlence gibi gelen radyo ve sinema bir çeyrek asra kalmadan yeryüzünün çehresini değiştirecektir. Japonya’daki kadın Amerikan artistine benzeyecek, Afrika’nın göbeğindeki siyah adam Eskimo’nun dediğini anlayacaktır. Tek ve birleşmiş bir Dünyayı hazırlamak bakımından si nema ve radyonun keşfi yanında tarihte devirler açan matbaa, barut ve Amerika’nın keşfi gibi hadiseler birer oyuncak mesabesinde kalacaktır.” Onun bu sözü, ne kadar ileri görüşlü bir lider olduğunu anlatmaya yeter de artar bile!" dedi.
Atatürk sanatla ilgili birbirinden önemli sözler söyledi. Söz söylemenin dışında sanatsal faaliyetler için çaba gösterdi. Sinema faaliyet gösterdiği sanat dallarından biriydi.
Atatürk’ün 1936 ve 1937'de yazdığı bilinen bir senaryosu var.
Senaryo şu an Ankara’da Milli Kütüphane’de bulunuyor ve senaryonun bulunduğu kasa iki anahtarla açılabiliyor.
Mustafa Kemal Atatürk, dönemin önde gelen sinemacılarından Münir Hayri Egeli’nin senaryo yazma fikrini duyduğunda eseri kendisi kaleme almaya başlıyor.
O dönem Cumhuriyet Halk Partisi’nin umumi rejisörü olan Egeli, o yılları dokunaklı bir şekilde anlatıyor.
Egeli, 1954’te yazdığı “Atatürk’ten Bilinmeyen Hatıralar” adlı kitabında Ata’nın senaryoyla ilgili söylediklerini ayrıntılı bir şekilde aktardı.
Senaryosu askeri film niteliğinde yazılmış olan filmle ilgili Atatürk “İnkılabı gelecek nesillere götürecek kıvılcım, öğretmenlerden fırlayacaktır. Tarık’ın bir öğretmen olması daha uygundur. Ona göre düzeltmeli” diyerek eğitime verdiği değeri vurguluyor.
Atatürk, filmde sadece öğretmen ve eğitim unsuruna yer vermekle kalmıyor filmde aşkın da ele alınmasını sağlayarak senaryoyu sağlamlaştırmayı hedefliyor.
Atatürk senaryoyu iki kez düzenleyip Münir Hayri Egeli’ye “Bay Münir Hayri’ye gönderilecek” notuyla göndererek talimat veriyor.
Ancak film ekibinde yer alan dönemin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Recep Peker ile fikir ayrılıklarına düşünce ve Atatürk hastalanınca çekimler durduruluyor.
Bir öğretmen ailesi üzerinden yer yer Atatürk’ün fikirlerine ve inkılaplarına da bağlı kalınarak ele alınan bu enfes senaryo, ne yazık ki hayata geçirilemiyor. İpek Film Stüdyosu’nda başlatılan çalışmalar sonuçsuz kalsa da aradan geçen 72 yılın bir şeyler değişiyor. 2008’de “Ben Bir İnkılap Çocuğuyum” adlı film ve senaryo konusu tekrar gündeme geliyor. Sarı Zeybek adlı kısa belgeselin ekibi ve 10 kişiden oluşan bilim kurulunun işbirliğiyle gerçekleştirilmesi planlanan filmin yönetmeni ve senaristi ise Biray Dalkıran oluyor.
Biray Dalkıran ve ekibi film için 8-10 milyon dolarlık dev bir bütçeye sahip oluyor.
O dönem, "Atatürk'ü canlandıracak oyuncu Rutkay Aziz mi yoksa Uğur Dündar mı olsun" tartışmaları sinema dünyasını karıştırıyor.
Atatürk’ün “Bu senaryonun ruhuna sadık kalınması elzemdir” dediği film çekilecek mi?
Merakla bekliyoruz.
Kaynak: Listelist.com