Mustafa Kemal Atatürk’ü iki kez dergi kapağına taşıdı. Atatürk’ün Time’da yer alan ilk fotoğrafı İzmit’te çekildi. 24 Mart 1923 tarihli dergi kapağında yer alan bu kare, Halide Edip Adıvar ve Mustafa Kemal Atatürk’ün sohbeti esnasında yakalanmıştı.
Atatürk o sırada kadınlara seçme ve seçilme hakkı verileceğini belirtiyordu. Henüz erken bir tarih olmasına rağmen Cumhuriyet’in kurucusu, kadın haklarıyla ilgili devrim niteliğinde yenilikler yapacağının sinyalini vermişti.
Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra dünyanın en başarılı liderlerinden biri olarak görülmekteydi. O dönem Time dergisi Atatürk’ü şu sözlerle okuyucularına tanıttı:
“Mustafa Kemal Paşa; ‘Türk nerede kendisinin efendisidir?’ deyimine, her zamanki ‘cehennemde’ yanıtının yerine, ‘Türkiye’de’ yanıtını vererek bu sözün aksini ispat etti. O hiç şüphesiz modern tarihin en büyük isimlerinden biridir. Ve şimdi Türkiye’nin kazandıklarına sahip çıkmaya azimli olarak Batı’nın gizli güçlerine karşı duruyor.”
1923 yılındaki bu yayından sonra Mustafa Kemal Atatürk, Time dergisinin kapağına ikinci kez çıktığında Cumhuriyet henüz 4 yaşındaydı. Savaş yıkım getirmiş olmasına rağmen ülke ekonomisi yüzde 8.5’lara varan büyüme hızı yakalamıştı.
Bir yandan yerli üretim desteklenirken diğer yandan modernleşme yolunda hızla adımlar atılmaktaydı. Türkiye’nin demokratik adımlar atması ve yeni bir güç olarak ortaya çıkması dünya kamuoyunun gündemine oturmuştu.
21 Şubat 1927 tarihinde Time dergisi bu başarıyı bir kez daha kapağına taşıdı. Dergi kapağında kullanılan fotoğrafın ise hüzünlü bir hikayesi vardı. Gelin o fotoğrafın hikayesine yakından bakalım.
İstiklal mücadelesi
Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra büyük bir hızla İtilaf Devletleri’nin işgaline uğradı. Yunanistan 1919 yılında Ege Bölgesi’ni kendi topraklarına katmak için büyük devletlerin koruması altında İzmir’e girmişti. İngilizler Musul’da, Fransızlar ise Urfa, Antep ve Maraş’taydı. Öte yandan bu hareketlilik, Doğu Anadolu’daki Ermeni nüfusu da harekete geçirdi. Kısacası Anadolu toprakları parçalara ayrılmış, kontrol tamamen İtilaf Devletleri’nin eline geçmişti.
Aynı zamanda 1918 ve 1920 yıllarında İstanbul iki kez işgale uğramıştı. Mustafa Kemal Atatürk, düşman kuvvetlerinin geldikleri gibi gideceklerini söylemişti. Öyle de oldu. Bu sırada Kurtuluş Savaşı büyük bir mücadele azmiyle devam ederken tarih de kendi kaydını tutuyordu.
Askeri raporlar, belgeler, mektuplar, telgraflar, toplantı tutanakları, resmi yazışmalar ve daha nice doküman…
Ancak tüm bu belgeler Mustafa Kemal için yeterli değildi. Türkiye deyim yerindeyse ölüm kalım savaşı veriyordu. Bu büyük olay sadece tarihçilerin belgeleri yorumlamasına bırakılamazdı. Bir gün Mustafa Kemal Atatürk, yaverini yanına çağırdı ve savaş cephesinde her zaman yanında olacak bir fotoğrafçı bulunmasını istedi.
İşte o meşhur fotoğrafı çeken Asteğmen Esat Nedim bu şekilde görevlendirildi. Henüz 23 yaşında olan genç fotoğrafçı o günden sonra her zaman Mustafa Kemal’in yanında olacaktı.
Esat Nedim Tengizman
Adı pek bilinmese de Esat Nedim’in Türk tarihinde özel bir yeri vardır. Çünkü o, tüm Kurtuluş Savaşımızı fotoğraflarla belgeleyen isim. 9 Ocak 1897 yılında İstanbul’da doğan Nedim, muallim mektebinden mezun olduktan sonra askeriyede telsiz zabiti olarak çalışmaya başladı.
Kısa bir süre sonra ise Başkumandanlık Fotoğraf Zabitliğine geçti. Esat Nedim, Kurtuluş Savaşı fotoğraflarının tamamını 10 x 15 Reflex makinesiyle çekmişti. Mustafa Kemal Atatürk’ün isteğiyle hem cephede hem de Ankara’da görev yapan Nedim, uzun yıllar Atatürk’ün yanından ayrılmadı. Hatta bugün tarih kitaplarında gördüğümüz hemen hemen tüm fotoğraflar onun objektifinden çıkmıştı.
Simgesel fotoğrafın hikayesi
Mustafa Kemal Atatürk, büyük zaferin ikinci yılında Dumlupınar’daki savaş meydanına gitti. Burada iki yıl önce savaşın ortasında, bedeni yarısına kadar toprağa gömülmüş bir askerin eliyle bayrak sancağını tutmaya çalıştığını görmüştü. O askerin kimliği ve künyesi bulunamadığı için “Meçhul Asker” olarak adlandırılmıştı. Atatürk, savaştan iki yıl sonra Meçhul Asker anısına bir abide yaptırmak istedi. Mustafa Kemal, Dumlupınar’da savaş meydanını gezerken fotoğrafçı Esat Nedim’de oradaydı.
Atatürk Dumlupınar’da gezerken muhtemelen kanlı çarpışmalar tekrar gözlerinin önünde canlanıyordu. İçinde büyük zaferin gururu varken, yüzünde savaş meydanında kaybettiği silah arkadaşlarının üzüntüsü vardı. Düşünceli ve bir o kadar da hüzünlü görünüyordu.
O an Atatürk’ün en yakınında olan kişilerden biri de fotoğrafçı Esat Nedim’di. Atatürk cepheyi gezdiği ve düşüncelere daldığı bir sırada deklanşörüne bastı. Üç sene sonra Time dergisine kapak olan bu fotoğraf, işte böyle bir ortamda çekilmişti.
Seneler sonra fotoğrafın ortaya çıkması
Esat Nedim’in çektiği bu fotoğraf Time muhabirlerinin eline nasıl geçti bilinmiyor. Öyle ki 1957 yılına kadar bu fotoğraftan Türkiye’deki gazetecilerin dahi haberi yoktu.
Esat Nedim’in oğlu İnal Tengizman, Hayat gazetesinde çalışıyordu. 10 Kasım Atatürk’ü anma etkinliklerinde kullanmak üzere babasının çektiği fotoğrafı dergiye götürmüştü
Böylece Time kapağında yayınlanan o fotoğraf ve diğer görsel materyaller tekrar gün yüzüne çıktı. Esat Nedim Tengizman, Atatürk fotoğraflarından oluşan albümünü 1972 yılında yayınladı. 1980 yılında İstanbul’daki bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Ondan geriye tarihe tanıklık etmiş yüzlerce belge kaldı.