Yaklaşık 30 bin kişinin yaşadığı, Nokoue Gölü üzerindeki köye, ülkenin en büyük şehri Kotonu'dan yaklaşık yarım saat süren sandal yolculuğuyla ulaşılabiliyor.
Göl üzerinde bazı alanlarda kara parçaları bulunurken, günlerinin büyük kısmını kayıklar üzerinde geçiren yerel halk "su adamları" olarak anılıyor.
Okul, cami ve kilise gibi yapıların bulunduğu köyde, vatandaşlar hayatlarını asırlardır su üzerinde sürdürüyor.
Yerel kaynaklara göre, Avrupalı tüccarlara köle olarak satılmamak için 17. yüzyılda Fon ve Dahomey krallıklarının askerlerinden kaçan Tofinu kabilesi, gölün kutsal sayılması ve askerlerin dini nedenlerle suya girmemesi nedeniyle Nokoue Gölü'nde uzun tahta ayaklar üzerine evler inşa etti.
Zamanla büyüyen köy, bugün ülkenin turistler tarafından en çok ziyaret edilen yerlerinin başında gelmesinin yanı sıra hikayesiyle köleliğin karanlık tarihini yansıtıyor.
Köyde yaşayanlardan Edmon Adissa, AA muhabirine, uzun süredir köyde yaşadığını söyleyerek, "Balıkçılıkla geçiniyoruz. Kölelikten kaçmak için buraya yerleştik. Turistler de geliyor." dedi.
Leonard Teofil ise adanın karaya 4 kilometre uzaklıkta olduğunu ve hayatlarının su üzerinde geçtiğini belirtti.