İslam alemi açısından en hayırlı ve bereketli gecelerden biri olan Berat gecesi, Allah (c.c)'un katında çok makbul ve üstün bir yere sahiptir.
Amel defterlerimizin yazıldığı bu çok önemli geceye Berat gecesi demesinin asıl kaynağı da; sonsuz bir merhamete sahip olan yüce Allah (c.c)'un affının ve bağışlamasının çok olacağının müjdesinden gelmektedir. Bu kıymetli geceden istifade edememek, dua ze zikirden uzak bir şekilde geceyi boş işlerle geçirmek aklı başında olan bir Müslüman kimse için oldukça ziyandır.
Dua kapısının sonuna kadar açık olduğu bu gecede Kur'an-ı Kerim, Levh-i Mahfûz'dan Dünya semasına bütün bir şekilde indirilmiştir. Allah (c.c)'un kelamı olan Kuran-ı Kerim, böylesine mübarek bir gecede indiği için Mümin bir kimse tarafından okunarak her zamankinden daha çok sevap kazanılabilir.
Gecesini ibadetle gündüzünü ise oruçlu geçirmemizi isteyen Alemlerin efendisi Sevgili Peygamberimiz (SAV), bu gece Allah (c.c)'a çok özel dualarda bulunmuştur.
Bizlerde hayatımıza ışık tutan Sevgili Peygamber Efendimiz (SAV)'in izinden giderek onun yaptığı gibi ibadetler edip, bizzat onun ettiği sözlerle dualar edebiliriz.
PEYGAMBER EFENDİMİZ (SAV)'İN BERAT GECESİNDE OKUDUĞU DUA:
Hz. Ebubekir'in kızı ve Sevgili Peygamber Efendimiz (SAV)'in de eşi olan Hz. Aişe (r.a)'un naklettiği rivayetlere göre; o gece çok uzun bir süre secdede kalmış, yaşadığından emin olmak için de ayağına dokunduğunu bildirmektedir.
Hz. Peygamber (SAV), ayağını hareket ettirdi ve onun şu duayı okuduğunu duydu:
“Allahümme e’ûzü bi rızâke min sehatike ve bi muâfâtike min ‘ukûbetike ve e’ûzü bike minke lâ uhsi senâen ‘aleyke ente kema esneyte ‘ala nefsike.”
Anlamı: “Allah’ım! Öfkenden (gazabından) rızana; Azabından (cezandan) affına sığınırım. Senden yine sana sığınırım. Sana övgüyü saymakla bitiremem. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin.” (Muslim, Ebu Davud, İbn Mace, An-Nesa’i, Sahih-i Tirmizi, Muhammed Nâsırüddin el-Elbânî, İbn Mace)