İşte Acıların Kadını lakabı ile tanınan Bergen’in asıl adı Belgin Sarılmışer olan ünlü ismin hayatı ve ölümü hakkında merak edilenler
Bergen’in kim olduğu ve nasıl öldüğü merak ediliyor. Acıların Kadını lakabı ile anılan, unutulmaz birçok şarkıya imza atan Bergen Mersin’de dünyaya geldi. Ekim 1982'de İzmir'de çalışırken kocasının azmettirmesiyle yüzüne kezzap atıldı. Bu saldırıda tek gözünü kaybeden ve vücudun büyük bir kısmı yanan Bergen, tedavi sonrası Kibariye'yi meşhur eden Kim bilir? şarkısının bestecisi Cengiz Özşeker tarafından ikna edilip sahneye çıkarıldı.
Asıl adı Belgin Sarılmışer olan Bergen, 16 Temmuz 1960'da Mersin'de doğdu. Anne ve babasının boşanmasıyla annesi Sebahat Çakır'la 1966'da Ankara'ya yerleşti.
Yenimahalle Yunus Emre İlkokulu'ndan sonra Ankara Devlet Konservatuarı Piyano bölümünü girdi ama maddi sıkıntılar nedeniyle ayrılıp yaşını büyülterek bir süre PTT'de çalıştı. İlk aşkı Yalçın’dı. Taksi şoförü Yalçın. Ona zorla sahip olan Yalçın. Bir gün karşısına geçip, başkasıyla evleneceğini söyleyen Yalçın. Belgin, aşkın ilk tokadını ondan yemişti. Yiyeceği tokatların yanında bu hiçbir şeydi elbet. Okulu bıraktı, sahneye çıkmaya karar verdi. Yaşını büyüttüler. Şimdi ona bir sahne adı gerekiyordu. Gazetede Norveç’in Bergen şehrinden bahseden bir haber gördü. Çok sevdi, olmuştu bu iş.1979'da arkadaşlarıyla eğlenmek için gittiği Feyman Gece Kulübü'nde sahneye çıktıktan sonra çalışması için aldığı teklifi kabul etti. Feyman Gece Kulübü'nde Grup Lokomotif orkestrası ile birlikte Türk Sanat Müziği, Türk Hafif Müziği ve dönemin modası olan arajmanlardan oluşan repertuarlarla sahne aldı.
Ne olduysa Adana’da oldu. Halis her gece pavyonda karşısına kurulup bir saniye bile gözünü ayırmadan onu seyretti, her gece usanmadan kulise çiçek gönderdi... Bergen ilk önce istemedi. Şimdi karşısında neredeyse ağlayacak gibi duran adam, hayatının kâbusu ve tabii büyük aşkı olacaktı. “Beni tanısan seversin” diye yazdı bir karta. Bergen, çiçekleri, ilk kez o gece çöpe atmadı. Bergen, taksitle araba almıştı. Senetlerini ödeyemeden yandı, kül oldu. Halis söndürmeye çalıştı yangını. “Ağlama” dedi, “Üzülme. Ben sana yenisini alırım...” O gün âşık oldu Halis’e... Sonra öğrendi arabayı Halis’in yaktığını. Ona yeni bir araba alarak aklını çelmek için yapmıştı bunu. Evlendiler... Defalarca dayak yedi Bergen. Sonra arada eve gelmeyen Halis’in zaten evli olduğunu öğrendi. Nikâh memuru da yalandı, şahitler de, her şey...
1982 yılında Atlas Plak'tan ilk longplayı olan "Şikâyetim Var"ı çıkardı. Sanat yaşamındaki çıkışı devam ederken kocasının şiddet göstermesine dayanamayan Bergen, birçok kez eşinden kaçtı.
Ekim 1982'de İzmir'de çalışırken kocasının azmettirmesiyle yüzüne kezzap atıldı. Bu saldırıda tek gözünü kaybeden ve vücudun büyük bir kısmı yanan Bergen, tedavi sonrası Kibariye'yi meşhur eden "Kim bilir?" şarkısının bestecisi Cengiz Özşeker tarafından ikna edilip sahneye çıkarıldı.
Bütün gazeteler Bergen’in acıklı hikâyesini yazıyordu. Halis hapse, Bergen İstanbul sahnelerine gitti. Kısa süre görüşmediler. Bu bile bitirmedi bu aşkı. Bergen, Halis’i ziyarete gidiyor, para götürüyordu. Şöhreti artık Türkiye sınırlarını aşmıştı. Yurtdışı turnelerine çıkıyor, sahne aldığı yerlerde izdiham oluyordu. Bülent Ersoy’lar, İbrahim Tatlıses’lerle aynı sahnedeydi artık.
Bir gün yine Halis ile bir araya geldiler. Aynı film yeniden çekildi. Kimse değişmiyordu. Boşandılar.
1985'e kadar Özşeker'in sahibi olduğu İzmir Pırlanta Pavyon'da sahne alan sanatçı, patronuyla birlikte "Kardeşiz Kader" isimli bir demo kaset hazırladı ve Yaşar Kekeva'ya gönderdi. Bergen'i beğenen Kekeva, sanatçıyı İstanbul'a davet etti. İstanbul müzik piyasasındaki ilk profesyonel longplay'i olan "İnsan Severse"yi Burhan Bayar'ın müzik yönetmenliğinde çıkaran sanatçı 1986 yılının sonlarına doğru yaptığı "Acıların Kadını" ile şöhrete kavuştu.
Yoğun bir ilgiyle karşılanan albümün tanıtım turnelerine başlayan sanatçı 14 Ağustos 1989'u 15 Ağustos'a bağlayan gece Adana Pozantı'da boşandığı eşi tarafından kurşunlanarak öldürüldü. Memleketi Mersin'e defnedildi.
Bergen'in mezarının kafes içinde olmasının nedeni iddiaya göre, kocası Halis Serbest'in, Bergen'i vurduktan sonra "Seni mezarında bile rahat bırakmayacağım" demesi. Bu sözlerin ardından Bergen'in annesi, kızının mezarını saran kocaman bir kafes yaptırdı.