Stockholm'de yapılan Avrupa Diyabet Araştırmaları Derneği'nin yıllık toplantısında Medical News Today aracılığıyla sunulan bir araştırmanın verileri büyük ses getirdi.
Toplam 1.076.311 kişinin verileri incelenerek önemli sonuçlar elde edildi.
Yaşam tarzı değişikliklerinin, diyabet üzerindeki etkisine dikkat çekildi.
Aynı zamanda araştırmayı yapan kişiler, her gün bir ila üç fincan içen kişilerin, çay içmeyenlere kıyasla tip 2 diyabete yakalanma oranlarının %4 daha düşük olduğunu tespit ettiler.
Üstelik her gün dört veya daha fazla fincan çay içenlerde ise tip 2 diyabet geliştirme riski %17 daha düşüktü.
Klinik Diyetisyen Cheryl Mussato, çalışmanın günde 4 veya daha fazla fincan çay tüketenler için %17 daha düşük bir risk gösterse de, bu kadar çay içmenin neden daha düşük diyabet riski ile ilişkili olduğunun tespit edilemediğini dile getirdi.
Aynı zamanda Mussatto'ya göre; çayın tip 2 diyabet riskini azaltmakla neden ilişkisi varmış gibi göründüğünün en olası açıklamasının, çayda bulunan ve hücrelerin korunmasına yardımcı olan önemli antioksidanlar sağlayan polifenoller adı verilen doğal bileşiklerden kaynaklanıyor.
Bu antioksidanlar, hücreleri hasardan korurken aynı zamanda iltihabı da azaltmaya yardımcı oluyor.
Mussatto, yeşil çayın hücrenin insüline duyarlılığını artırabilen ve insülin direncini azaltabilen bir tür antioksidan olan kateşinler içerdiğinin de altını çiziyor.
Her gün dört veya daha fazla çay içmenin faydaları konusunda ise; araştırmaya katılan katılımcılar, dört fincan çayın neden daha yüksek bir insidans ve diyabet riskini düşürme ilişkisine sahip olduğundan emin olmadıklarını kabul ettiklerini de belirtiyor.
Tüm bu verilerin yanı sıra Mussatto, yeşil, siyah veya oolong çayı içmenin, tip 2 diyabet riskini azaltmak için bazı potansiyel faydalar olduğunu gösterdiğini dile getiriyor.
Ancak bu durum, kişinin yaşam tarzıyla da yakından ilişkili.
Örneğin; çaylarına şeker atan kişiler, bu faydadan yarar sağlayamayacaklardır.
Sağlıksız bir diyetin yanında çay içmenin önemli olmayacağını belirten Mussatto, aynı zamanda obezite, egzersiz yoksunluğu gibi süreçlerin de bu yararlı etkiyi ortadan kaldırabileceğini belirtiyor.