Giordano Bruno 1548 yılında İtalya’da dünyaya geldi
Napoli şehrinin yakınlarındaki Nola’da dünyaya gözlerini açan Bruno’nun babası bir askerdi. Bu sayede, rahat bir çocukluk geçiren Bruno küçük yaşta kitaplar ile tanıştı. Zeki ve çalışkan bir çocuk olan Bruno, 14 yaşındayken eğitim almak için Napoli’ye gönderildi. 17 yaşında Domenico Maggiore Kilisesi’ndeki Dominikan Tarikatı’na katıldı. 1572 yılında, 24 yaşındayken rahip oldu. Rahiplik yaptığı dönemde de çalışkan ve zeki biri olarak anılıyordu. Ancak aynı zamanda özgür bir ruha ve yaygın inanışların aksine farklı fikirlere de sahipti!
Onun “aykırı” düşünceleri Engizisyon’un dikkatinden kaçmadı!
Bruno, kilisenin yüzlerce yıllık kadim öğretilerini sorguluyor, Hristiyanlık hakkında yerini teoriler geliştiriyor ve ilahiyattan daha çok felsefe ile ilgileniyordu! Bütün bunlar Bruno’nun başına buyrukluğu ve sivri dili ile birleşti! Böylece, bu genç rahip hakkında bir soruşturma başlatılacağı dedikoduları yayılmaya başladı. Kendisine ait notların kilise tarafından ele geçirilmesi ile Giordano Bruno 1576 yılında Napoli’den Roma’ya kaçmak zorunda kaldı! Böylece Bruno’nun uzun yıllar sürecek sürgün dönemi de başlamış oldu.
Kilise tarafından “istenmeyen adam” haline gelen Giordano Bruno için 16. yüzyıl Avrupa’sında yaşamak hiç kolay değildi
Bu nedenle sık sık yer değiştirmek zorunda kalıyordu! İsviçre, Fransa, Almanya ve İngiltere Giordano Bruno’nun kilise baskısında kurtulmak için dolaştığı ülkeler arasındaydı! Bruno, sürgün yılları boyunca hem kendi felsefesini hem de bilimsel düşüncelerini savunmaya devam etti. Kendi fikirlerini anlattığı pek çok kitap yazmaya sürgünde de devam ediyordu.
Nicolaus Copernicus’un “günmerkezlilik” teorisine destek veren yapıtları, Bruno’nun düşmanlarının sayısını bir hayli artırdı.
Günmerkezlilik teorisi kabaca, Dünya’nın ve diğer gezenlerin Güneş’in etrafında döndüğünü savunan bir astronomi teorisiydi. Üstelik Giordano Bruno’nun savunduğu “rahatsız edici” düşünceler bununla da sınırlı değildi. Bruno, yıldızların uzak güneşler olduğunu, evrende güneş sisteminden başka sistemlerin de olduğunu ve evrenin bir merkezi olmadığını da savunuyordu! Ne yazık ki o dönemde bu düşünceler, sadece kilise için değil, pek çok bilim insanı için de kabul edilmezdi. Bu fikirleri, Bruno’nun hem kilise ile hem de pek çok bilim insanı ile arasının açılmasına neden oldu ve 1585 yılında İngiltere’den Fransa’ya dönmek zorunda kaldı. 1589 yılında Almanya’ya yerleşen Giordano Bruno, 1591 yılında İtalya’ya dönmeye karar verdi!
Bruno’nun ne sebeple İtalya’ya dönmeye karar verdiği bugün bile tartışmalı.
Çünkü o dönem İtalya, kilise baskısının en yoğun hissedildiği ülkelerden biriydi. Ve o dönem kilisenin en çok nefrete ettiği insanların başında Giordano Bruno geliyordu! Bugün, bazı uzmanlar Bruno’nun bu kararının arkasında Venedikli bir soyludan aldığı davetin olduğuna inanıyorlar. Bazıları ise bu meydan okumayı, Giordano Bruno’nun kendine olan yüksek güvenine bağlıyor!
Ancak Venedik’te ihanete uğradı ve kısa bir süre sonra ihbar edildi.
Bazılarına göre bu ihbar, Giordano Bruno’nun arkadaşlarınca yapıldı. Bazılarına göre ise kendisini Venedik’e davet eden soylu tarafından ihbar edilmişti. Neticede Giordano Bruno kilise tarafından tutuklandı ve Venedik’te yargılanmaya başladı! Aslında Giordano Bruno ile Venedik’teki mahkeme arasında bir uzlaşma mümkün görünüyordu. Ancak yıllardır Giordano Bruno’ya karşı büyük bir nefret duyan “Vatikan” davaya müdahil olmaya karar verdi! Bunun üzerine Bruno, Venedik’ten Roma’ya götürüldü.
Giordano Bruno’nun suçları birkaç on yıl sonra Galileo Galilei de yargılayacak olan Robert Bellarmine tarafından derlendi.
7 yıl boyunca devam eden mahkemede Bruno’ya 8 farklı suç atfediliyordu. Katolikliğe ve Mesih’e aykırı olmak, Teslis inancını reddetmek, Meryem’in bakire olup olmadığını sorgulamak… Bruno’nun suçlarından bazılarıydı. Kiliseye göre Bruno, 8 büyük suçu olan bir “sapkındı!” Elbette kilisenin amacı, Bruno’yu felsefi ve bilimsel düşünceleri nedeniyle cezalandırmaktı! Yani Bruno’nun çok daha büyük suçları vardı! Evrenin sonsuz olduğuna inanmak, evrende başka galaksilerin de olabileceğini düşünmek, evrendeki her maddenin atomlardan meydana geldiğini söylemek gibi…
17 Şubat 1600’de Campo de’ Fiori Meydanı’nda diri diri yakıldı!
Üstelik Giordano Bruno’nun idam emri bizzat Papa VIII. Clement tarafından verilmişti! Yüzlerce insan Giordano Bruno’nun diri diri yakılmasını kendi gözleri ile şahit olmuştu! Bruno, yaşamı boyunca kendi düşüncelerini savunmaya, insanların yolunu bilim ile aydınlatmaya çalışmıştı. Yaşamının son anında da kendi felsefi ve bilimsel düşüncelerinden vazgeçmektense ölmeyi tercih etmişti. Böylece Bruno, bilim uğruna ölmeyi göze alan ilk insanlardan birisi olarak tarihe geçti. Bugün yüzyıllar önce diri diri yakıldığı meydanda Giordano Bruno’nu bir heykeli yer alıyor…