Halk arasında Alzheimer başlangıcı olarak adlandırılan demansı yalnızca hafıza problemi olarak tanımlanmaktadır. DHA'da yer alan habere göre, yanlış olarak yayılan alzheimerda kişiler bellek kaybının yanında şu belirtileride yaşayabilirler:
Başlangıçta hastanın genellikle hafızasıyla ilgili belirgin bir şikayeti olmaz. Bireyin ailesi hastanın daha önce yaptığı işlerde bir miktar zorluk yaşadığını belirtebilir. Fakat yapılan bellek testlerinde belirgin bir fark ortaya çıkmayacaktır. Dolayısıyla bu evre, hafif bilişsel bozukluk ya da hafif hafıza bozukluğu olarak da adlandırılır.
Alzheimer bir demans türüdür fakat her demans Alzheimer değildir. Alzheimer haricinde demansa sebep olan pek çok durum ve hastalık bulunur.
Alzheimer olan bireyin en çok ve öncelikle hafızası etkilenir. Zamanla hafıza kaybına yön bulamama, idrar tutamama, giyinememe ve karar verememe gibi çeşitli davranış bozuklukları dahil olur.
İleri yaşlılık, Alzheimer’da en önemli risk faktörüdür ve hastalığın görülme oranı yaşla birlikte artar.
Öncelikle hasta ve onu iyi gözlemleyen bir yakınıyla görüşülerek bireyin hayatında nelerin değiştiği ya da neleri unuttuğu tespit edilir. Daha sonra çeşitli nöro-psikolojik testler yardımıyla bireyin bilişsel hafızası ve kapasitesi test edilir.
Demans hastalığı konusunda emin olabilmek için hastanın tiroit hormonlarına ve B12 vitamini düzeyine de bakılır. Tüm testlerin sonucunda demans teşhisini destekleyen bulgulara ulaşılırsa, hastadan MR görüntüsü istenebilir. Çünkü beyindeki yapısal bozulmalar, MR görüntülerinde ortaya çıkacaktır.
PET şeklinde isimlendirilen beynin çalışmasını gösteren teknikler ve fonksiyonel MR (fMRI) görüntülemeleriyle demans hastalarının beyinlerindeki yavaşlayan bölgeler daha hızlı şekilde tespit edilebilir. Böylelikle hem tanı desteklenirken hem de tedavi süreci kapsamlı şekilde planlanabilir.
Beyinde ödem oluşumuna, tiroit hormonlarının az salgılanmasına ya da B12 vitamini eksikliğine bağlı şekilde oluşabilen unutkanlıkların tedavisi mümkündür.
Alzheimer’da kullanılan ilaçlar, sinir hücreleri arasındaki iletimde bulunan maddelerin aynı düzeyde kalmasını sağlar ve ayrıca hücre ölümünü yavaşlatır. Fakat Alzheimer sürecini durdurmak veya geri döndürmek günümüzde ne yazık ki mümkün değildir.