Kapalı ortamlarda yetersiz hava sirkülasyonu nedeniyle virüslerin havada asılı kalması, kişilerin birbirlerinin nefesini daha fazla soluyor olmaları ve daha fazla yüz yüze gelmeleri, virüslerin ortama yayılmaları için uygun bir ortam oluşturuyor. Bunun sonucunda da boğaz ağrısına yol açabilen hastalıklar gelişebiliyor. Bu nedenle kapalı ortamlarda fazla zaman geçirmeyin ve maskenizi asla çıkarmayın.
Boğaz ağrısına karşı her gün düzenli olarak bol bol su içmeniz çok önemli. Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Mahmut Ozan Fındık, su içmenin vücudumuzun, dolayısıyla hava yollarımızın da nemli kalmasını sağladığını belirterek, “Bolca su içildiğinde boğazdaki kuruluk ve virüs ile bakterilerin boğazda tutunmaları önlenebiliyor. Böylece boğazdaki tahriş azalıyor, varsa mukus daha kolay çözülebiliyor. Dolayısıyla her gün 2-2.5 litre su içmeyi alışkanlık haline getirin. Boğazınızın kurumaması için suyu gün içinde yudum yudum içmeye dikkat edin” diyor.
Vücudunuzda herhangi bir virüs veya bakteri olmasa bile sigara içmek veya sigara dumanına pasif olarak maruz kalmak boğazda tahriş yaparak ağrıya neden olabiliyor. Sağlığınız için asla sigara içmeyin, içilen ortamlarda da bulunmayın. Dikkat etmeniz gereken bir başka önemli konu da, alkol tüketmemek ve kafeini sınırlandırmak olmalı. Bunun nedeni ise alkol ile kafeinin vücuttan su atılımına, bunun sonucunda da boğazın kuruyarak boğaz ağrısının artmasına neden olabilmesi. Ayrıca alkol ve kafein reflüyü tetikleyerek boğazdaki tahrişin daha da artmasına yol açabiliyor.
Reflü hastalığı da boğaz ağrısının sebepleri arasında yer alıyor. Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Mahmut Ozan Fındık, bu nedenle reflü yapan besin ve içeceklerden uzak durmanız gerektiğine işaret ederek, “Dolayısıyla çikolatayı, baharatları ve yağda kızartılmış besinleri fazla tüketmekten kaçının. Midenizi çok fazla doldurmamak için yemekleri az porsiyonlar halinde tüketin. Yatmadan en az 3-4 saat önce sıvı ve katı gıda tüketimine de son verin.” diyor.
İç mekanlarda havada yeterli nem olmaması da boğazda kuruluğa ve bunun sonucunda da boğaz ağrısının şiddetlenmesine neden olabiliyor. Düşük nem oranı (yüzde 35-40) virüs ve bakteriler için uygun ortam sağlıyor. Dolayısıyla odanızın nem oranının ortalama yüzde 65 olmasına dikkat edin. Fakat unutmayın ki nem oranının çok yüksek olması da akar ve mantarlar için ideal ortam oluşturuyor.
“Bazen çevresel faktörler de boğaz ağrısının sebebi olabiliyor” uyarısında bulunan Dr. Mahmut Ozan Fındık, şöyle devam ediyor: “Evcil hayvan kepeği ile tüyü, küf, toz, polen ve bazı temizlik malzemelerinin kimyasal buharı gibi nesnelere karşı oluşan alerjiler, boğaz ağrısına yol açan etkenler arasında yer alıyor. Alerji sorunundan yakınıyorsanız bu çevresel faktörlerden mümkün olduğunca uzak durmayı ihmal etmeyin.”
Doğal yöntemler de boğaz ağrısının hafiflemesinde etkili olabiliyorlar. Dr. Mahmut Ozan Fındık, bu yöntemlerden bazılarını şöyle anlatıyor:
Pastil çeşitleri ve hafif ağrı kesiciler boğaz ağrısının hafiflemesine yardımcı oluyor. Bunların yanı sıra gargara yapmak da boğaz ağrınıza karşı etkili oluyor. Bunun için kaynamış bir bardak suyun içine bir çay kaşığı kadar iyotsuz tuz ekleyerek gargara yapabilirsiniz. (İyot boğazda ve ağızda yanma hissi oluşturuyor) Bu yöntem boğazınızda bozulan pH oranının düzelmesine yardımcı olarak; bakteri, virüs ile mantarların üremeleri ve yaşamaları için uygun ortamın oluşmasını engelleyebiliyor. Ayrıca boğazda şişliğin hafiflemesine ve mikropların yok olmasına karşı da etkili olabiliyor. Boğazınız ağrıdığında gargarayı sabah, öğlen ve akşam olmak üzere günde 3 kez uygulayabilirsiniz.
Elma sirkesi asidik yapısıyla mukusun daha kolay çözülmesine yardımcı olabiliyor. Böylece bakterilerin ve virüslerin yayılmalarını önleyebiliyor. Dolayısıyla boğazınız ağrıdığında bir fincan ılık suyun içine ekleyeceğiniz 2 çorba kaşığı elma sirkesiyle, günde 3-4 kez gargara yapabilirsiniz. Ancak gargarayı gereğinden fazla yapmamaya dikkat edin, çünkü mide hasarına ve reflü problemlerine sebep olarak boğaz ağrısını tetikleyebiliyor.
Zencefil antibakteriyel ve antiinflamatuar etkisiyle boğaz ağrısının hafiflemesine yardımcı olabiliyor. Balın içeriğindeki propolis gibi maddeler de bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlıyor. Ayrıca bal boğazı kaplayarak yumuşatıyor ve değdiği noktalarda virüs ile bakterilerin tutunmasını yavaşlatabiliyor. Sabahları bir tatlı kaşığı balın içine az bir miktar, örneğin yarım çay kaşığı toz zencefil ekleyerek tüketebilirsiniz. Ancak dikkat! Bal içerisinde yer alan şekerden dolayı kan şekerinin yükselmesine yol açtığı için diyabet hastaları için risk oluşturuyor.
Ihlamur, papatya çayı, ada çayı veya nane çayı da boğaz ağrısına karşı etkili olabiliyor. Boğazı nemlendirmelerinin yanı sıra anti-inflamatuar, antibakteriyel ve antiviral özellikleri sayesinde boğaz ağrısının hafiflemesine katkı sağlayabiliyorlar.