“Doğmuş olmamız saçmadır, ölüyor olmamız da saçmadır” der Sartre. Saçmanın kendine has bir büyüsü, bir albenisi vardır. Aynı zamanda saçma gerçeğin de farkına varmamıza olanak sağlayan önemli bir kavramdır. Saçma olanda çoğu zaman gerçekliğin içerisinden parçalar dağınık ve anlamsız gibi gözükür fakat bir yapboz gibi bu parçaları birleştirebilirsek farklı anlamların esrarına erişme şansımız doğabilmektedir.
59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde absürt komedi alanında kendini kanıtlamış yönetmen Onur Ünlü’nün ‘Bomboş’ adlı filmi, ilk gösterimini yaptı. Filmde bir mesaj/önerme aramak Ünlü’ye göre yanlış olsa da o “eğer bu filmden bir mesaj/önerme çıkarmak istiyorsanız bu ancak hak etmediğiniz şeylerin başınıza açabileceği dertlerdir” dedi. Kara komedi öğelerini diğer filmlerinde olduğu gibi bu filmde de yoğun olarak kullanan yönetmen, Günel (Serkan Keskin) isimli bir adamın şirket çekilişinde birtakım tesadüfler sonucunda kazandığı bedava Kıbrıs tatilinde başına gelen olayları anlatmaktadır. Bu hikâye aslında bir bakıma iş ile ev arasında sıkışmışlığın, bir kadınla duygusal ya da cinsel birliktelik kuramayan sempatik fakat içten pazarlıklı bir adamın da hikayesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Filmde Günel’in yaşadığı tesadüfler bir noktadan sonra ‘saçmalık’ boyutuna ulaşır. Bu saçmalık bizi gerçek iyi ve kötünün sorgulamasına, olmaması daha hayırlı olan bir şeyin ısrarla zorlanırsa sebep olduğu yıkımlara dikkatimizi yöneltmektedir. Yazımızdaki ilk cümleye geri dönecek olursak Günel’in tatile çıkması saçmadır, tatilde başına gelenler de tam bir saçmalıktır. Fakat bu saçmalık içerisinde komedinin yanı sıra hafif de bir dram bulunmaktadır.
Fikir olarak güzel bir hikâye ortada olsa da perdede Onur Ünlü’nün bu filminin zayıf kaldığını ifade etmem gerekir. Serkan Keskin, Settar Tanrıöğren, Hazar Ergüçlü gibi yetenekli oyuncular ellerinden geldikçe iyi bir performans ortaya koysalar da sonuç olarak bu ‘saçma’nın içerisinde anlamsızlığa hizmet eden karakterlere hayat vermektedirler. Sonuç olarak film bana kısa film olsa kabul edilebilir bir yapıtın, uzun metraj olarak çekilmesinin sadece zaman israfını doğurduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Hele bir de Onur Ünlü’nün diğer filmlerine baktığımızda bu film gerçekten ‘Bomboş’ kalmaktadır…