Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Cem Öncüloğlu, sıcak hava, artan sıvı ihtiyacı ve güneşin ultraviyole ışınları gibi üç önemli faktörün anne adaylarının özel önlemler almalarını zorunlu kıldığını belirterek, “Yeterli su tüketimi, sağlıklı beslenme, uygun giyim, hafif egzersizler ve düzenli doktor kontrolleri gibi basit ama etkili önlemlerle sağlıklı ve rahat bir gebelik süreci geçirilebilir. Unutulmaması gereken en önemli nokta ise herhangi bir sağlık sorunu veya rahatsızlık durumunda hemen sağlık profesyonellerine başvurulmasıdır. Bu şekilde, hem anne adayının hem de bebeğin sağlığı en iyi şekilde korunmuş olur” diyor.
En az 8 bardak su şart!
Yaz aylarında artan sıcaklık nedeniyle vücut daha fazla su kaybediyor. Yeteri kadar sıvı alınamadığında ‘dehidrasyon’ olarak adlandırılan sıvı kaybı gelişiyor. Vücutta ciddi sıvı kaybı oluştuğunda anne adayının kan basıncı düşebiliyor, kandaki glukoz ve tuz dengeleri bozulabiliyor. Az sıvı alımı bebeğin içinde bulunduğu amnion sıvısının azalmasına, bunun sonucunda da bebekte büyüme geriliği ve erken doğum riskinde artışa yol açabiliyor. Dr. Cem Öncüloğlu, anne adaylarının vücudun su dengesini korumaları ve dehidrasyonu önlemeleri için günde en az 8-10 bardak su içmeleri gerektiğine işaret ederek, “Suyun yanı sıra, doğal meyve suları, bitki çayları ve ayran gibi sağlıklı içecekler de tüketilebilir. Fazla olmamak kaydıyla soda da içilebilir” diyor.
Su içeriği yüksek besinler tüketin
Yaz ayları taze meyve ve sebzelerin bol bulunduğu bir dönem. Bu süreçte vitamin ve mineral açısından zengin yiyecekler tüketmek, hem annenin hem de bebeğin sağlığı için son derece önemli. Yine bu dönemde az ve sık yemek sindirimi kolaylaştırıyor ve mide rahatsızlıklarını önlüyor. Öğünlerde hafif ve besleyici yiyeceklerin tüketilmesi öneriliyor. Vücuttaki sıvı kaybına karşı özellikle su içeriği yüksek olan salatalık ve karpuz gibi besinleri makul miktarda tüketmenizde fayda var.
Güneşten bu 3 yöntemle korunun!
Hamilelikte cilt hormonal değişikliklere bağlı olarak daha hassas hale gelebiliyor. Özellikle östrojen ve progesteron hormonlarının artışı, melanositlerin (ciltte renk pigmenti üreten hücreler) daha aktif olmalarına yol açıyor. Ciltte renk değişiklikleri ve yüzde melazma adı verilen gebelik maskesi ortaya çıkabiliyor. Melazma, yüzde kahverengi veya gri lekeler olarak gelişiyor ve genellikle alın, yanaklar, üst dudak, burun ile çenede görülüyor. Güneş ışınları bu durumu daha da kötüleştirebiliyor. Dr. Cem Öncüloğlu, dolayısıyla güneşin zararlı UV ışınlarından korunmak için geniş kenarlı şapka, güneş gözlüğü ve yüksek koruma faktörlü güneş kremi olmak üzere üç yöntemi asla ihmal etmemeniz gerektiğini vurgulayarak, “UVA ve UVB ışınlarına karşı koruma sağlayan ve en az SPF 30 olan güneş koruyucular tercih edilmelidir. Ayrıca güneşin en yoğun olduğu 11:00-16:00 saatleri arasında dışarıya çıkmaktan kaçınılmalıdır” diyor.
D vitamini için 10-15 dakika güneşlenin
Güneş ışınlarının olumsuz etkilerinin yanı sıra D vitamini sentezi gibi son derece önemli faydaları da mevcut. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Cem Öncüloğlu, D vitamininin kemik sağlığı ve bağışıklık sisteminde kilit bir rol üstlendiğini vurgulayarak, “Ancak, güneş ışınlarının zararlı etkilerini en aza indirmek amacıyla kontrollü ve günlük 10-15 dakikalık güneşlenme yeterli olacaktır” diyor.
Kıyafetleriniz rahat olsun!
Yaz aylarında rahat ve vücudunuzu serin tutacak giysileri tercih etmeniz çok önemli. Pamuklu ve keten gibi nefes alabilen kumaşlardan yapılmış, bol ve rahat açık renkli kıyafetleri giymeye özen gösterin. Zira sıkı ve sentetik giysiler terlemeyi artırarak rahatsızlık verebiliyor. Vücut ısısını ve sıvı kaybını artırabileceği için koyu renkli kıyafetlerden kaçının.
Besin zehirlenmesine karşı dikkat
Yaz aylarında dışarıda yemek yeme alışkanlığı da artıyor. Dr. Cem Öncüloğlu, ancak bu dönemde besinlerin kolay bozulmaları nedeniyle zehirlenme riski olduğu uyarısında bulunarak, “Dışarıda besin tüketiminde hijyenik kurallara, etlerin iyi pişmiş, çiğ yenen sebze ve meyvelerin de iyi yıkanmış olmasına mutlaka dikkat edilmelidir” diyor.
Bacaklardaki ödem için bunları yapın
Ayaklarda ve bacaklarda hamilelikte zaten var olan ödem sıcağa bağlı olarak daha da artıyor. Ödemi önlemek için rahat ayakkabıları tercih etmeli, bol su içmeli, yürüyüş yapmalı, uzun süre oturmak gerekiyorsa ayaklarınızı uzatmalı, dinlenirken de ayaklarınızı bir-iki yastıkla vücut seviyesinin üzerine yükseltmelisiniz. İhtiyaç halinde bir numara büyük ayakkabılar kullanabilirsiniz. Ayrıca ayak ve bacaklara masaj uygulaması da yarar sağlıyor.
Egzersiz çok önemli, fakat…
Yaz aylarında hafif egzersizler yapmak hem fiziksel sağlık hem de ruhsal denge için şart. Yürüyüş, yüzme ve yoga gibi düşük yoğunluklu aktiviteler yapabilirsiniz. Ancak sıvı kaybı ve buna bağlı olarak kan basıncı düşüklüğü oluşabileceği için egzersiz yaparken aşırıya kaçmayın. Ayrıca güneş ışınlarının yeryüzüne en yoğun geldiği 11: 00 -16:00 saatleri arasında egzersizden kaçının.
Kontrollerinizi ihmal etmeyin
Yaz aylarında hamilelik sürecini etkileyebilecek herhangi bir sorun yaşamamak için düzenli doktor kontrollerinize mutlaka devam edin. Tatil programınızı mümkünse 34. haftadan önce ayarlamaya çalışın. Tatil öncesinde doktorunuzla görüşüp olası riskler hakkında bilgi almayı da ihmal etmeyin.
Sıvı kaybı ve güneş çarpmasına dikkat!
Yaz aylarında güneş çarpması ve az sıvı alımına bağlı olarak dehidrasyon görülme riski artıyor. Baş dönmesi, baygınlık hissi, ağız kuruluğu, az ve koyu renkli idrar ile baş ağrısı, bu iki hastalığın yaygın sinyallerinden. Dr. Cem Öncüloğlu, belirtilerden herhangi biri ortaya çıktığında hemen sıvı alımını artırıp, gölge ve serin bir yerde istirahat etmeniz gerektiği uyarısında bulunarak, “Eğer yakınmalar geçmezse en kısa zamanda hekime başvurmak, anne ve bebeğin sağlığı için çok önemlidir” diyor.
Kirli ve aşırı klorlu havuza girmeyin
Hamilelik döneminde serinlemek amacıyla havuza veya denize girebilirsiniz. Yüzmenin kasları rahatlattığı için hamilelik döneminde çok iyi bir egzersiz olduğunu belirten Dr. Cem Öncüloğlu, ancak kirli ve aşırı klorlu havuzlardan mutlaka kaçınmanız gerektiğine dikkat çekerek, sözlerine şöyle devam ediyor: “Kirli veya aşırı klorlu havuzlar hamilelik döneminde mantar enfeksiyonu gibi çeşitli vajnal enfeksiyonlara yol açabilir. Deniz suyu genellikle daha güvenli olsa da yine aynı nedenlerden dolayı çok kalabalık ve kirli plajlardan uzak durulmalıdır. Denize ve havuza girmek için güneşin çok yakıcı olmadığı sabah veya akşam saatleri tercih edilmelidir. Islak mayo ile durulması da vajinal mantar enfeksiyonuna neden olabileceği için deniz ve havuz sonrası mayonun değiştirilmesine özen göstermelidir.”
Yolculuklarda sık sık mola verin
Yaz tatillerinde ve seyahatlerde bazı kurallara dikkat etmeniz sağlığınız için çok önemli. Sıcak havalar ve bir yerde uzun süre oturmak vücutta ödem ile bacaklarda tromboz olarak adlandırılan pıhtılaşma riskini artırıyor. Bu nedenle uzun yolculuklar sırasında otururken bacaklarınızı hareket ettirerek kan dolaşımını sağlamalı, sık sık mola vermeli ve mola yerinde 5 – 10 dakikalık yürüyüşler yapmalısınız. Uçak ile seyahat etmek istiyorsanız öncesinde doktorunuza danışmayı ihmal etmeyin.