I.Dünya Savaşı sırasında cepheden cepheye koşan başarılı zabit Mustafa Kemal en çok da Çanakkale'de tanınmıştı.
Özellikle de Türk halkı, Çanakkale'deki başarıları sebebiyle onu 'Anafartalar Kahramanı' namıyla tanır olmuştu.
Harbin sonralarına doğru Mustafa Kemal Paşa önce 7. Ordu daha sonra da Yıldırım Orduları Kumandanlığında görev aldı.
1918 yılının Kasım ayında Yıldırım Ordularının kaldırılması üzerine, İstanbul'da Genelkurmay'da görevlendirildi. 13 Kasım 1918'de başkente ayak bastığında, boğazda kümelenmiş İngiliz zırhlılarını gördü. Yanındaki yaveri Cevat Abbas'a dönerek ''geldikleri gibi giderler'' dedi.
Mustafa Kemal Paşa İstanbul'da evvela meşhur Perapalas Oteli'ne yerleşti. Daha sonra ise Şişli'deki evde oturacaktır.
İlk iş olarak Rauf (Orbay) ve Ali Fethi (Okyar) Beylerle birlikte Sadrazam Ahmet İzzet Paşa ile görüştüler. Mustafa Kemal Paşa, Sadrazama görevinden istifa etmemesi tavsiyesinde bulundu.
15 ve 22 Kasım 1918 tarihlerinde de bizzat Sultan Vahdettin ile görüşen Mustafa Kemal Paşa, memleketin istikbaliyle ilgili kaygılarını ve çözüm tavsiyelerini ortaya sundu.
Ayrıca 9 Kasım 1918'de çıkartılmaya başlanan Minber gazetesi de Mustafa Kemal Paşa'nın fikirlerini beyan etmesine vasıta oldu.
Daha İstanbul'a gelmeden evvel bu gazeteye son parasını yatırarak ortak olan Mustafa Kemal Paşa, buradan görüşlerini halka yayma imkanı bulacaktır. Ayrıca planlı bir şekilde yazdığı İngilizlere ve mandaya taraftar yazıları da, onun İstiklal Mücadelesi emellerini İngilizlerden ve diğer İtilaf Devletlerinden gizlemesine imkan verecektir.
Mustafa Kemal Paşa'nın burada planlı bir şekilde yazdığı İngiliz taraftarı yazılar, daha sonra kendisinin 9. Ordu Müfettişi sıfatıyla Samsun'a atanmasında İngilizlerin hiçbir mahsur ve şüphe duymamasına olanak sağlayacaktır. Bir başka deyişle Mustafa Kemal Paşa zihnindeki bütün tasarıları gizlemeyi başarmıştı.
Mustafa Kemal Paşa ilk zamanlarda hükumette görev alarak siyasi bir mücadele içerisine girmek düşüncesindeydi.
Bilhassa Harbiye Nazırlığı vazifesine gelebilirse, memleketin istikbali için zihninde oluşturduğu çözüm yollarını rahat bir şekilde uygulayabilirdi. Zira devrin çarpıntılı siyasi zemini buna müsaade vermedi. Mustafa Kemal Paşa ne mevcut ne de kurulacak hükumetlerde bir vazife almadı. Nitekim bütün siyasi yolları denedikten sonra, işgallerden tek kurtuluş yolunun Anadolu'ya geçerek Milli Mücadeleyi başlatmak olduğuna karar verdi.
İngilizler, Anadolu'da halkın Mondros'a karşı verdiği tepkileri bir isyan olarak değerlendiriyorlardı. Bunun üzerine doğu illerindeki asayişsizliğin hemen giderilmesi, aksi taktirde 7. maddeye dayanarak bölgeyi işgal edeceklerini bildirdiler. Bu duruma müdahale amacıyla ordu müfettişlikleri kuruldu.
Mustafa Kemal Paşa'nın da 9.Ordu Müfettişi sıfatıyla Samsun'a gönderilmesine karar verildi. Harbiye Nazırı Şakir Bey ve Sadrazam Damat Ferid'in imzası bulunan görev yazısındaki yetkilerin çoğunu, Mustafa Kemal Paşa bizzat kendisi yazdırmıştı.
Dönemin İngiliz subaylarından Godolphin Bennett, Samsun'a gidiş için gerekli vizeyi imzaladı.
Bennett, bu kadar fazla savaş subayının Samsun'a gidişinden gayet şüphelenmişti. Durumu İngiliz Yüksek Komiserliğine dahi danışarak kaygılarını belirtti. Buradan endişelenecek bir şey olmadığını ve bu durumdan bizzat Osmanlı hükumeti ve padişahın haberdar olduğunu öğrenince, Bandırma Vapuru ile Samsun'a gidecek kişilerin vizesini imzaladı.
Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul'da geçirdiği bu 6 ay Milli Mücadele fikrinin şekillendiği bir süreçti.
16 Mayıs 1919 günü İstanbul'dan ayrılıp 19 Mayıs'ta Samsun'a ayak bastıktan sonra ise işgallere karşı fiili mücadele başlayacaktır. Sırasıyla Amasya, Erzurum ve Sivas kongreleri, ardından ise TBMM'nin kuruluşu ile İstiklal Harbinin temeli atılacaktır.
Alev Coşkun'un 6 Ay isimli kitabı, Atatürk'ün İstanbul'daki altı ayını tüm detaylarıyla işlemektedir. Daha fazla bilgi için okuyucularımızın bu kitabı incelemesini öneririz.