Asker yemeği konusunda, doğru bilgiye ulaşmak için ilk önce baş vurulması gereken bizzat savaş alanında bulunmuş kişilerin aktarımları yani günlükler, hatıralar ve mektuplardır. Ancak aşağıda ele alınan örneklerden de görüleceği gibi çeşitli kişilerin farklı yönlerde bilgiler vermiş olması, konunun aslında bölgeye, cepheye ve hatta kişiye göre değiştiğinin, öznel bir değerlendirmeye açık olduğunun en önemli kanıtı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu makalede günlük, hatıra ve mektuplardan yani ana kaynak bilgilerden yapılan aktarımlardan sonra, doğrudan savaş alanında tutulan bir rapor şekli olan harp ceridelerinden elde edilen bilgiler doğrultusunda Çanakkale Savaşı’nda Arıburnu cephesinde bulunan 14. Alay askerlerine Mayıs-Haziran aylarında verilen yemek, en doğru ve gerçek hali ile ortaya konmaya çalışılacaktır.
1. Günlük, Hatırat ve Mektuplarda Asker Yemeği
47. Alay 7. Bölük Kumandan Vekili Mehmet Fasih Bey, günlüğünde tuttuğu detaylı notlarla hem savaşa hem de savaş alanında yaşanan bazı sosyal olaylara dair bilgiler vermiş, bu sırada yedikleriyle ilgili de notlar almıştır. Mehmet Fasih
Bey’in günlüğü 11 Ekim 1915’ten 19 Aralık 1915’e kadar cephede yaşananları kapsamaktadır. Arıburnu bölgesinde bulunan Kanlısırt, savaş alanının tam ortasında yer almıştır. Bu nedenle günlüğün tarih aralığı savaşın sonlarına yani çatışmaların hafiflediği bir döneme denk düşse de, iaşe şartlarının savaşın daha yoğun olduğu dönemlere göre çok fazla değişmediği tahmin edilmektedir. Mehmet Fasih Bey günlüğüne aldığı notlar arasında askere verilen yemek konusunda çok açık, net bilgiler vermiştir. Yazılanların içinde öncelikle her gün ve her öğün düzenli olarak yemek dağıtılmış olduğu dikkati çekmektedir. Bunun yanı sıra Mehmet Fasih Bey defterine yemek yediği notunu düştükten sonra pek çok defa, “kemal-i iştahla yedik”, “güzel bir imam bayıldı”, “güzel bir çorba” ifadelerini kullanarak yemekten gayet memnun olduğunu belirtmiştir. Hatta bir defasında beş çeşit yemek yediğini vurgulamıştır. Genelde yemek üstüne kahve ve nargile keyfi yapmayı da ihmal etmemiştir.
2. Harp Cerideleri ve Raporlarında Asker Yemeği
Harp ceridelerinde, günlük olarak gerçekleşen olaylar aktarılırken bazı günlerde askere dağıtılan yemek de not edilmiştir. Aşağıda harp ceridelerinden alınmak suretiyle aktarılan 25 günlük yemek listesi, askerin cephede ne yediğine dair en doğruyu bilgi verecektir. Bu listelerin ilki 14. Alay, 19.Tümen, ikincisi 14. Alay 3. Tabur 12. Bölük harp ceridelerinden derlenmiştir.
Yemek listesinin neden hergün yazılmadığı konusunda resmi bir açıklamaya ulaşılamamışsa da, çatışmaların yoğunluğunun bu derecede detay bilgi verilememesine sebep olduğu düşünülmektedir
Aşağıdaki liste 9 Mayıs 1915’ten 10 Haziran 1915’e kadar olan devreyi kapsamaktadır. Bu dönem içinde özellikle Mayıs ayı, 14. Alay için çok zorlu günlerin yaşandığı bir süreci içermektedir.
14. Alay bu süre zarfında Arıburnu’nda Bombasırtı’ndaydı. 1 Mayıs’ta büyük kayıp vermiş olan 14. Alay , 9-14 Mayıs arasındaki çatışmaları atlatmış, 19 Mayıs taarruzunda yine büyük kayıp vermiş ancak hemen akabinde 29 Mayıs lağım taarruzunu gerçekleştirmiş durumdaydı.
Bu süre zarfında 19 Mayıs sürecinde yemek kaydı olmayışı ve daha sonraki tarihler için sadece ihtiyat birliği olan 12. Bölük’e ait olan harp ceridesinin bulunması, savaşın yoğunluğuyla harp ceridelerinde verilen bilgilerin niteliğinin değişmesi konusundaki
tahminleri doğrular niteliktedir.
Bu listeyi doğrulayan bir bilgiye, 14. Alay Komutanı Ali Rıfat Bey’in 24 Mayıs ateşkes günü için 5. Tümen Komutanlığı’na yazdığı rapor aracılığıyla ulaşılmıştır. Bu raporda Ali Rıfat Bey aynen yukarıdaki listenin 24 Mayısı’nda yer aldığı gibi askere “sabahleyin çay, konserve çorbası; öğlen fındık, üzüm; akşam etli fasulye, etli nohut” verildiğini bildirmiştir.
Yemek konusunda özellikle belirtilmesi gereken bir başka konu da taarruzlar öncesinde komutanların askere mutlaka sıcak yemek çıkarılmasını sağlamalarıdır. Örneğin 5. Tümen Komutanı Hasan Basri Bey büyük taarruzlardan biri olan 19 Mayıs taarruzu öncesinde yayınladığı tümen emrinde “askerin gece sıcak yemekle karnı doyurulmalı torbalarına ekmek ve katık, mataralarına su koyulmalıdır” talimatını vermiştir. Aynı şekilde Cemil (Conk) Bey de 8 Ağustos’ta Conkbayırı’nda taarruz emri verirken “mümkünse efrada hemen sıcak yemek yedirilmelidir” maddesini eklemiştir
Çanakkale’de savaşın başında askerin besini günde 3.000 kalori olarak belirlenmiştir. Ancak incelenen örnekler aracılığıyla zamanla savaş koşullarının zorlaşması nedeniyle bunun tam olarak uygulanamadığı anlaşılmaktadır. Gerek miktar gerekse çeşit olarak gıda maddelerinin kısıtlanması başlangıçtaki hedeflerden uzaklaşılmasına yol açmıştır. Ancak diğer yandan savaşın en zorlu zamanlarında askere çıkarılmış olan yemek listesi yukarıda gözler önüne serilmiş durumdadır.
Bu listede protein, karbohidrat, yağ, şeker olarak bütün besin
türlerinin sağlanmaya çalışıldığı görülmektedir. Bu durumda, zaman zaman veya cepheden cepheye değişen uygulamalar olduğu dikkate alınsa bile, listenin “buğday çorbası, ekmek, üzüm hoşafı” üçlüsünden daha iyi ve çeşitli olduğu açıktır. Yukarıda verilen yemek listesindeki tarihlere dikkat edildiğinde savaşın en zorlu günleri olduğu, buna rağmen belli bir standartta, kalori ve besin dengesine dikkat edilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca subaylara ve erlere farklı yemek verilmesi, bu iki grup arasındaki sayı farkı nedeniyle doğal görülmelidir. Buna rağmen zaman zaman aynı yemeği yedikleri de tespit edilmiştir. Dolayısıyla bugüne kadar ulaşılabilen belgeler sayesinde Çanakkale Savaşı sırasında askere verilen yemek konusunda olumlu veya olumsuz yönde abartılı yorumlara kaçılmaması gerektiği, savaş ortamında ve Osmanlı İmparatorluğu’nun kısıtlı imkanlarıyla yapılabilecek olanın en iyisinin yapılmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır.
Bu Harp Ceridesinde düşmanla olan çarpışmalar, şehit ve yaralı sayıları, hava durumu gibi bilgiler aktarılırken son üç paragrafta 23-24-25 Mayıs 1915’te (10-11-12 Mayıs 1331) verilen yemekler bildirilmiştir.
Kaynak: ATASE (Askeri Tarih ve Strateji Etüt Başkanlığı) arşivleri.