Yakın bir zamana kadar dişi ve erkekten yavrusuna sadece genlerin aktarıldığı ve kalıtımın bu yolla olduğu varsayılıyordu. Gen ötesi, genetik dışı, genetik olmayan anlamına gelen epigenetik bilimiyle birlikte durumun tamamen öyle olmadığı; çevresel deneyimlerin, yaşam tarzının, alışkanlıkların, davranışların, psikolojik durumun, hatta büyük baba ve babanın yediklerinin-içtiklerinin olumlu ya da olumsuz sonuçlarının da yavruya aktarılabildiği ortaya çıktı.
DNA’dan bağımsız olan epigenetik bilgiler bitkilerden böceklere, solucanlardan insanlara kadar birçok organizmada, organizmaya göre değişen mekanizmalar ve yollarla, birkaç nesil boyunca kalıtsal olabiliyor.
Genetik determinizm, epigenetikle birlikte ağır bir darbe yiyor. İnsanı insan yapan faktörlerin ve atalarından aldığı mirasın çok boyutluluğu ve karmaşıklığı öğreniliyor.
Epigenetiğin bize sunduğu verilerden yola çıkarak insanı ortaya çıkaran etkenlerin tek boyutlu olmadığını ve gen-çevre-yaşantı gibi karşılıklı etkenlerin etkileşiminden meydana gelen diyalektik-çelişmeli bir süreç ve sentez olduğunu görüyoruz.
Determinizmin değil ama diyalektik materyalizmin bilimden beslenmesi ve bilimi yönlendirmesi de epigenetikten yola çıkarak tartışmamız gereken önemli bir konu. Sonuç olarak epigenetikle gördüğümüz olgu birçok yaşamsal deneyimin ebeveynler aracılığıyla çocuklarına aktarılabilmesidir. Bu gerçekten de heyecan verici ve devrimsel bir gelişme!
Epigenetik devrimi, tarım ve iklim değişikliği de dâhil olmak üzere bütün boyutlarıyla Bilim ve Ütopya dergisinde ele alındı, ayrıntıları dergiden okuyabilirsiniz.
Temmuz sayımız Epigenetik Devrimi haftasonu raflarda!
Kalıtım Sadece Genlerle Gerçekleşmez,
Dişilerin ve Erkeklerin Gen Dışında Yavruya Etkisi,
Tarihi, Mekanizmaları ve Hastaklıktaki Rolüyle Epigenetik,
Epigenetik: Psikolojinin Kayıp Parçası Ve daha fazlası Temmuz sayımızda!
Mağaza: https://magaza.bilimveutopya.com.tr/index.php?route=product/product&product_id=492
'dan adresinize sipariş vererek temin edebilirsiniz.