Taha Hüseyin Karagöz'ün "2016 yılında darbeden yaklaşık 2 ay önce, milletvekillerinin dokunulmazlığının tartışıldığı dönemde CHP ile HDP arasında yapılan bir görüşmede HDP'nin CHP'ye 'Sizin dokunulmazlıkların kaldırılmasına destek vermeniz hem bizim hem de sizin içerinizdeki bazı milletvekillerinin yargılanmasına ve başka sonuçlara neden olabilir' endişesinin iletilmesine karşı CHP'nin de 'Merak etmeyin dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından iktidar bu tarz bir hamle yapmaya fırsat bulamayacak.' çıkışının geldiğini, bundan bir iki ay sonra bir darbenin gerçekleştiğini biliyoruz. Böyle bir şey oldu mu?" şeklindeki sorusunu yanıtlayan Bilgen, dikkat çeken açıklamalar yaptı.
Kendisinin öyle bir görüşmede bulunmadığını belirten Bilgen, "Ama birkaç ismin özellikle de dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda CHP'yi ikna etmek için özel bir rol oynadığı ve inisiyatif kullandığı bize de yansıyan bilgilerdendi. Özellikle daha Genel Kurmay kökenli bir bilgilendirme olduğu, CHP'nin bir şekilde ikna edildiği yönünde bir bilgimiz var. Bu kaynaklardan teyit edebileceğimiz bir şey değil bugün itibariyle. Askerlerin bu konuda kaygılarını, beklentilerini CHP içine taşıyan bir siyasetçi olduğu, CHP'nin dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda böyle ikna edildiği iddia edildi." dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun o dönemde dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı olduğuna vurgu yapan Bilgen, "Ama daha sonra gizemli biçimde yapılmış, izahı net bir şekilde yapılmamış bir oylama tablosu var. İnsanların dokunulmazlığın kaldırılması yönünde oy kullanmaya ikna edildiği konusunda bir irtibat görevinin gerçekleştiğini ifade etmişlerdi." ifadelerini kullandı.
"Darbeden hemen önce olması konusunda başka spekülasyonlar da var." diyen Bilgen, "Darbeden hemen önce neredeyse darbe beklentisinin bir takım mahfillerde gündemleştirildiği, paylaşıldığı, hatta bir miktar tarih de vererek dışarı çıkılmaması gibi... Spekülasyonlar tabi bunlar. Siyasette her türlü vesayete karşı çıkmak demokratik ahlakın olmazsa olmazıdır. Kim tarafından manipüle edilirse edilsin vesayet odağı neresi olursa olsun siyasetçinin bunun karşısında durması lazım. Bu anlamda iyi müdahale, iyi vesayet olmaz, olamaz. Dolayısıyla demokrasinin olmazsa olmazı galiba her türlü vesayete karşı çıkmaktır." açıklamasında bulundu.
Bahsettiği asker kökenli CHP'linin kim olduğu sorulan Bilgen, isim vermeden CHP'li eski vekil Dursun Çiçek'i kastederek şunları söyledi:
"Galiba izleyenler tahmin etmişlerdir. Zaman zaman Kürt sorunu ile ilgili de cesur söylemler kullanan, son tezkere oylamasından sonra da CHP'nin tezkereye hayır vermesinden sonra da bir televizyon programında 'İhtiyaç olsaydı evet dedirtirdik' anlamına gelecek bir yaklaşımda bulunan biri. Ben bu tip yaklaşımları siyaseten çok şık bulmam. Partinin özgür iradesiyle bir şaibe duyulacak bir pozisyondur. Üniformalarımızı, apoletlerimizi bazen çıkarttığımızı sanıyoruz ama galiba zihin dünyamızda bunu yapamıyoruz."
Dursun Çiçek CNN Türk’te katıldığı bir programda “Eğer ‘Hayır’ gibi bir risk olsaydı biz de devreye girerdik, herkes de devreye girerdi, ‘evet’e çevirirdik. Ama öyle bir risk yok. Daha rahat bir karar verdiler. Ben mesela devreye girmedim, ‘hayır’ demelerine. Çünkü öyle bir risk yoktu.” ifadelerini kullanmıştı.
Kaynak: Yeni Şafak