Tatlılar, pek çok insan için vazgeçilmez lezzetlerdir. Tatlı söz konusu olduğu zaman dünya genelinde en çok tüketilen gıdaların başında çikolatalar geliyor! Ancak çikolataların içeriğindeki yoğun şeker miktarı nedeniyle insan sağlığı üzerinde bazı olumsuz etkileri olduğu biliniyor.
Buna karşın pek çok insan “bitter çikolatanın” sağlıklı olduğunu düşünüyor! Ancak bitter çikolatanın sağlıklı olmadığına inananların sayısı da bir hayli fazla. Peki bu ne kadar doğru? Bitter çikolata, sağlıklı mı yoksa sağlıksız mı? Diğer çikolatalardan farkı ne? İşte bitter çikolata ve insan sağlığı arasındaki ilişkiye dair bilmeniz gerekenler…
Bitter çikolatanın sağlık olup olmadığı konusundaki anlaşmazlığın arkasında da bu tartışma var! Bazı uzmanlar kakaonun herhangi bir katkı maddesi olmadan tüketilmesinin insan sağlığı için son derece faydalı olduğunu düşünüyor. Fakat aksini iddia edenler de var.
Bu bağlamda kakaonun insan sağlığı üzerindeki etkilerini araştıran pek çok araştırma var. Bunlardan en dikkat çekici olanı ise Panama yakınlarındaki San Blas Adaları’nda yaşayan Kuna yerlileri üzerinde yapıldı. Çünkü Kuna yerlileri, düşük kalp krizi, diyabet ve kanser oranları ile dikkat çekiyor.
Ayrıca topluluk üyelerinin kan şekeri yaşlandıkça artmıyor ve yaşam süreleri normalden çok uzun. Üstelik Kuna yerlilerin tuz tüketimi de normalden bir hayli yüksek! Bütün bunlar Marji McCullough isimli bilim insanının dikkatini çekiyor. Böylece McCullough, Kuna yerlilerini beslenme alışkanlıklarını gözlemek üzere topluluğun yaşadığı bölgeye gidiyor…
Yerliler günde 4 bardak kakao veya kakaolu az şekerli su içiyor. Marji McCullough, başlangıçta yerlilerin sağlıklı yaşam sırrının kakao olduğunu düşünse de bundan emin olamıyor. Çünkü yerliler kakaonun yanı sıra, normal bir Amerikalıdan 2 kat daha fazla meyve ve 4 kat daha fazla balık tüketiyor.
Ayrıca yerlilerin son derece hareketli bir yaşam tarzı var. Tüm bu faktörler nedeniyle yerlilerin sağlıklı bir yaşam sürmelerindeki tek etken kakao mu tespit etmek zor! Ancak kakao ve insan sağlığı üzerine yapılan farklı araştırmalar da var.
Kakao üzerine yapılan pek çok çalışma, kakaonun özellikle kalp sağlığı üzerinde son derece faydalı olduğunu ortaya koyuyor. Örneğin 20 bin kişinin dahil olduğu bir araştırmada, günde en az 100 gr çikolata tüketenlerin kalp krizine ve kalp hastalıklarına yakalanma ihtimalinin daha düşük olduğuna sonucuna ulaşıldı. 21 bin kişinin katıldığı başka bir bilimsel çalışmada ise günde 400 ila 500 gram kakao flavonoidli gıda takviyesi almanın bağışıklık sistemini güçlendirdiği ayrıca kalp hastalıklarına karşı koruma sağladığı ortaya çıktı.
Peki nedir bu flavonoid? Flavonoidler pek çok sebze ve meyvede doğal olarak bulunan ve son derece karmaşık bir yapıya sahip kimyasal bir madde. Ancak bu madde, özellikle kalp üzerinde mucizevi etkilere sahip! İşte kakao da içerdiği flavonoidler sayesinde kalp sağlığı için oldukça faydalı…
Bitter çikolatada diğer çikolatalara göre daha fazla kakao bulunuyor. Bu durum bitter çikolatayı doğal olarak özellikle de kalp için sağlıklı bir ürün haline getiriyor.
Öte yandan kakao içerisinde insan sağlığı için oldukça faydalı olan başka bir madde daha var. Teobromin isimli madde, kafein ile aynı aileden. Ancak insan sağlığı üzerinde çok daha fazla pozitif etkisi var. Her şeyden önce yapılan çalışmalar bu maddenin öksürüğe ve boğaz hastalıklarına iyi geldiğini ortaya koyuyor. Arıca kakao teobromin bakımdan doğadaki en zengin bitkilerden bir tanesi. İşte başta bu iki kimyasal olmak üzere ihtiva ettiği diğer maddeler, kakaoyu insan sağlığı için oldukça önemli bir ürün haline getiriyor.
Çünkü piyasadaki pek çok çikolata kakaonun yanı sıra yüksek oranda şeker ve doymuş yağ içeriyor. Elbette bitter çikolatalar da bu durumundan muaf değil. Bu nedenle pek çok bilim insanı hem genel olarak çikolatayı hem de bitter çikolatayı bir “sağlık deposu” olarak tanımlamıyor! Bazı bilim insanlarına göre çikolatanın içerisindeki şeker ve yağ, kakaodaki flavonoid faydasını önemsiz kılıyor. Bu nedenle bir bitter çikolatanın gerçekten sağlıklı olabilmesi için daha düşük şeker ve yağ daha yüksek kakao içermesi gerekiyor.
Ayrıca bitter çikolatanın içerisindeki flavonoid oranı çeşitli faktörlere ve çikolata markalarına göre değişiyor! Bu sebeple bilim insanları, gerçek kakao yerine kakao flavonoidi içeren gıda takviyeleri kullanılmasını tavsiye ediyorlar.
Öte yandan bazı bilim insanları, bitter çikolatadaki yağ ve şekerin flavonoid emilimini kolaylaştırdığını iddia ediyor. Ancak şimdilik bu konuda daha fazla bilimsel çalışmaya ihtiyaç duyuluyor.
Endüstriyel üretim tarzı bitter çikolatanın sağlıklı bir ürün olmasını engelliyor.
Çünkü pek çok üretici ürettiği çikolatanın sağlıklı olmasındansa lezzetli olmasını tercih ediyor!
Buna rağmen, son dönemde bitter çikolatada kullanılan kakao oranında önemli bir artış var. Bu artış ilk etapta bitter çikolatanın daha sağlıklı hale gelmesine katkı sağlıyormuş gibi görünebilir. Ancak bu ilişkiyi anlayabilmek için kakaonun üretim ve işleme süreçlerine bakmak gerekiyor.
Normal şartlarda, sağlıklı bir kakao üretimi için kakaonun olgunluğa ulaştığı dönemde hasat edilmesi gerekiyor. Olgunluğa erişen kakao bitkisinin çekirdekleri kurutuluyor ve kakaonun çikolataya dönüşme süreci başlıyor. Ancak son dönemde daha fazla üretim için daha fazla kakaoya ihtiyaç var.
Bu nedenle olgunluğa erişmeyen kakaolar da hasat ediliyor. Haliyle ham kakao çekirdeklerinin daha fazla kurutulması hem de daha fazla işlemden geçmesi gerekiyor. Nasıl ki bir sebze, fazla pişirildiğinde besleyici özelliklerini yitiriyorsa, kakao da aynı şekilde, bu işlemler sonunda faydalı özelliklerini yitiriyor!
Sonuçta halen devam eden tartışmalara rağmen, kakaonun ve saf kakao oranı yüksek bitter çikolatanın insan sağlığı üzerinde olumlu etkileri olduğu düşünülüyor.
Ancak modern üretim ve tüketim sistemindeki pek çok faktör kakaonun dolayısıyla da bitter çikolatanın insan sağlığına faydalı etkilerini azaltabiliyor, değiştirebiliyor veya tamamen ortadan kaldırabiliyor…