Prof. Dr. Onur Yaprak, ciltteki değişikliklerin karaciğer hastalıklarının belirtisi olabileceğini belirterek önemli açıklamalarda bulundu. Toplumda çoğu insan ciltte oluşan sivilcelerin karaciğerde bir sorundan kaynaklanıp kaynaklanmadığını merak ediyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Yaprak, sivilce ve karaciğer hastalıkları arasında herhangi bir ilişki bulunmadığını ancak karaciğer hastalıklarının ciltte bazı benzer sorunlar ile birlikte olabileceğini bildirdi.
ERKEN TEŞHİS İÇİN ÖNEMLİ
Prof. Dr. Yaprak, derideki bazı değişikliklerin karaciğer hastalığının ilk ipucu olabildiğine dikkati çekerek, “Bu belirtileri tanımak, karaciğer rahatsızlıklarını erken teşhis etmek için çok önemlidir. Karaciğerin protein sentezi, karbonhidrat ve yağ metabolizması, kolesterol sentezi, pıhtılaşma faktörlerinin sentezi, safra üretimi, toksik maddelerin vücuttan uzaklaştırılması, vitamin depolanması da dahil olmak üzere yüzlerce yaptığı işlev vardır. Vücudun en büyük ikinci organı olan karaciğerdeki problemler sıklıkla vücudun en büyük organı olan deride bazı değişikliklere yol açar. Ancak cildimizde görülen değişiklerin çok az bir oranının karaciğer hastalıkları ile ilişkisi kurulabilir. Gebelikten tiroit hastalıklarına, alerjik hastalıklardan kan hastalıklarına, romatolojik ve otoimmun hastalıklara kadar birçok sistemik durum ciltte benzer sorunlara yol açabilir. Karaciğer hastalıklarına yol açan sorunlar içinde özellikle cilt bulgusu veren durumlar kronik alkolizm, hepatit C ve primer biliyer sirozlardır. Kronik alkol kullananların yüzde 43’ünün, alkole bağlı siroz olan kişilerin ise yüzde 72’sinde ciltte bazı bulgular gelişir” diye konuştu.
Karaciğerin işlevlerinde olan bozulmaların ciltteki 8 belirtisini Prof. Dr. Yaprak, şu şekilde açıkladı:
CİLTTE SARARMA
“Hiperbilirubineminin ana belirtisi olan sarılık, genellikle serum bilirubin seviyeleri 2.5 veya 3.0 mg/dL'yi aştığında fark edilir. Bilirubin safraya sarı-yeşil rengi veren maddedir. Safra atılımının bozulması cilt ve göz akında sararma ile kendisini gösterir.
KAŞINTI
Karaciğer hasara uğrarsa karaciğer tarafından ifraz edilemeyen safra tuzları ve toksik maddelerin deride birikimi şiddetli kaşıntıya yol açar. Kaşıntı avuç içi, el ve ayaklarda daha fazladır.
CİLTTE NOKTASAL KIZARIKLAR
Küçük kılcal damar genişlemelerine bağlı olan noktasal eritemler gözlenebilir. Bu kızarıklıklar genellikle yüz ve gövdede gelişir. Karakteristik olarak merkezi damar ve simetrik olarak yayılan ince dallar şeklindedir. Üzerlerine baskı uygulandığında solar, baskı kaldırıldığında tekrar görünür hale gelirler. Bu duruma neden olarak vücutta östrojen artışı sorumlu tutulmaktadır. Karaciğer hastalıklarında östrojenin karaciğerde yıkılımının azalmasına bağlıdır. Bunun dışında karaciğer hastalarında dalak büyümesine bağlı trombosit yıkılımı olur. Düşük trombosit sayıları da purpura ismini verdiğimiz benzer cilt lezyonlarına yol açarlar.
AVUÇ İÇLERİNDE KIZARMA
Bu bulguya palmar eritem denilir. Yüksek prostosiklin ve nitrik oksit nedeni ile kaynaklı olup karaciğer sirozu olan hastaların yüzde 23’ünde gözlenir.
SAÇ DÖKÜLMESİ
TIRNAK ŞEKİL BOZUKLUKLARI
CİLTTE KAŞINTILI VE SERT NODÜLLER
Sıklıkla kollarda, omuzlarda ve bacaklarda gelişir. Birkaç mm’den 1 santime kadar değişen çaplarda olur ve sıklıkla hepatit C sirozu olan hastalarda saptanır. Nodüllerin olduğu alan çizildiğinde veya tahriş olduğunda bunun oluşma riski daha yüksektir. Bu nedenle de cildini kaşıyan kişilerde nodüller daha fazla görülür.
CİLTTE MORLUKLAR
Karaciğer hastalarında pıhtılaşma bozulduğu için en ufak darbelerde deride morluklar oluşur.
SABunların dışında Porphyria cutanea tarda isimli çok nadir görülen genetik bir metabolizma hastalığının karaciğer tutuluşunda ağrılı kabarcıklar, yara izi, cilt renginde değişiklikler oluşur. Karaciğerde porfirin adı verilen ve kan dolaşımına giren ve teninize zarar veren proteinlerin birikmesinden kaynaklanır. Güneşe maruz kalma durumunda genellikle eller, kollar, kulak, boyun ve yüz gibi açıkta kalan ciltte kabarcıklar, cilt renginde değişiklikler, ciltte kalınlaşma veya incelme, kızarıklık, kaşıntı, döküntü ile karakterizedir.”
KAYNAK: İHA