Bu gelenek Hun İmparatoru Attila için de uygulanmış bir ritüeldir. Buna göre imparator doğal ölüm ya da savaş gibi nedenlerle hayatını kaybettikten sonra ordusundaki askerler ve hatta bu ordudaki atlarla birlikte defnedilir. Çin hükümdarı Qin Şhi Huang ile ilişkilendirilen Terracota Savaşçıları'nın hikâyesi de buna dayanmakta.
Tarihi İpek Yolu'nun başlangıcı ve eski Çin'in başkenti olan Xi'an, dünyanın en ilginç anıtsal yapısına ev sahipliği yapıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve hatta Dünyanın Sekizinci Harikası olarak anılan Terracota Savaşçıları, dev bir alanda kilden yapılmış yüzlerce asker heykeliyle görkemli bir manzara oluşturuyor.
Çin'in Yasak Şehir ve Çin Seddi ile birlikte en ünlü tarihi ve turistik yapısı olan Terracotta Savaşçıları yüzlerce yıl boyunca unutulmuş, nerede olduğu bilinemeyen bir hâldeydi. Bunun nedeni gömülen imparatorun defnedildiği yerin sır gibi saklanması ve hatta defnedenlerin bile defin işleminin ardından öldürülmesinde yatmaktaydı.
Benzeri bir durum aniden hayatını kaybeden Hun İmparatoru Attilâ için de geçerlidir. Öldükten sonra askerleriyle birlikte defnedilen Attilâ'nın mezarının nerede olduğu bugün dahi bilinememekte. Uydu tabanlı araştırmalar Orta Avrupa'nın pek çok noktasında hummalı bir şekilde sürdürülmekte.
RASTLANTI ESERİ BULUNDU!
Terracotta Savaşçılarına dönecek olursak; 1974 yılında Xi'an kenti yakınlarında bir köylü, tarlada çalışırken bir takım buluntulara rastlar. Kısa sürede bulduğu şeylerin dikkat çekici eserler olduğunu fark eden köylü durumu hemen arkeologlara haber verir. Bölgede kısa sürede gerçekleştirilmeye başlanan arkeolojik kazılar bugünkü devasa alanı ortaya çıkarır.
Üstü kil askerlerin zarar görmemesi için kubbeli bir yapıyla örtülen Terracotta savaşçıları gün ışığına çıkarılır çıkarılmaz dünya gündeminde oturur. Aslında ilk olarak 1920 yılında fark edilen ancak bu kilden askerleri bulan köylünün yaşadığı korku nedeniyle tekrardan üstüne toprakla örttüğü Terracotta Savaşçıları kısa sürede UNESCO'nun da dikkatini çeker.
1920 yılında tesadüf eseri Terracotta Savaşçıları'na bulan köylüler korkup bölgenin üstüne tekrardan toprakla örtmese insanlık bu tarihi bölgeden çok daha önce haberdar olacaktı. Ancak bu tarihi yerin varlığının dünya çapında bilinmesi için 1974 yılına kadar beklemek gerekecekti.
ÇİFTÇİLER FARK ETTİ
Çiftçilerin fark etmesinin ardından bölgede yapılan geniş kapsamlı kazılarda buluntuların sadece kilden asker heykellerinden ibaret olmadığı kısa sürede anlaşılır. Bunun üzerine daha detaylı ve incelikli kazılarda kilden askerlerle birlikte atlar ve savaş aletleri de bulunmaya başlar.
Tam net bir açıklama getirilemese de Terracotta Savaşçıları eski Çin Hükümdarı Qin Shi Huang’ın ölümüyle ilişkilendiriliyor. Qin Shi Huang, bugünkü Çin'e adını vermiş ve ülke tarihinde büyük öneme sahip bir imparator olma özelliği taşıyor. Bu yüzden Xi'an'daki buluntunun önemi katbekat artıyor.
İlk Çin imparatoru olarak kabul edilen Qin Shi Huang, Mete Han komutasındaki Hun ordularının akınlarına karşı Çin Seddi'ni inşa ettiren kişi olarak da biliniyor. Uzaydan bile görülebildiği varsayılan bu duvar sayesinde Çinliler, Hun akınlarını durdurmayı başarabilmişti.
Qin Hanedanlığı'nın kurucusu olan ve milâttan önce 258 yılında dünyaya gelen Qin Shi Huang, 49 yaşındayken hayatını kaybeder ve sonrasında mozolesinin yaptırıldığı Xi'an'a defnedilir. Çin'de ilk bürokratik düzeni kuran imparator olarak da bilinen Qin Shi Huang'a atfedilen Terracotta Savaşçıları anıtı bu nedenle Çin için özel bir öneme sahip.
Halkın eski geleneklerini unutması için Konfiçyüsçü kitapların yakılmasını emreden Qin Shi Huang, kurduğu yeni düzenle de dikkat çekmiştir. İlklerin imparatoru olarak da anılan Qin Shi Huang, ölümden çok korktuğu için mozolesine Terracotta Savaşçıları heykellerini yaptırmış olabileceği düşünülüyor.
Her biri kendine has bir yüze sahip olan bu kilden askerlerin yapımına tahminen milâttan önce 246 yılında başlanmış olabileceği düşünülüyor. 30 yıldan fazla sürmüş ve inşaatında 700 bin asker çalıştırılmış. 350 metre uzunluğunda, doğudan batıya 345 metre genişliğinde. 76 metre yüksekliğindeki toprak ise bir piramit şeklinde. Boyları 183-195 santimetre arasında değişiyor.