Gözlerimizle dahi yakalayamadığımız hızıyla bizleri her zaman ekran başına bağlamayı başaran Road Runner. Şanssız çakala yapmadığını bırakmayan sevimli devekuşunun eziyeti bile keyifli
Taş Devri çizgi filminin aile babası karakteri Fred Çakmaktaş’ı kim unutabilir? Dinozorlarla bir arada yaşadıkları dünyalarında her şey taştan olmasına rağmen neredeyse bugünün teknolojisini kullanıyorlardı. Ayaklarıyla sürseler de arabaları bile vardı. Fred Çakmaktaş’ın bowling tutkusu ise hepimizi bu sporla tanıştırmıştı.
Kartlarıyla dünyayı, dedesini ve hayatını kurtarmasıyla tanıdığımız Yugi, dostlarıyla birlikte maceradan maceraya koşar ve bizi ekranlara kilitlerdi.
Pek çok kişinin ilk izlediği animelerden bir tanesi olan Pokemon’un ana karakteri olan Ash, daha çocuk yaştaki biz izleyicileri yanına aldı ve Pokemon ustası olmak için çıktığı keyifli serüvenlerine yoldaş yaptı. Ta ki kendini Pikachu zanneden o çocuk ortaya çıkana kadar!
1940’lı yıllarda, deliğinde kendi halinde yaşayan bir tavşan olarak tanıdığımız Bugs Bunny karakteri yıllar içinde geliştikçe onunla birlikte büyüyen sayısız çocuğu heyecan dolu maceralara sürükledi. Yeşil püsküllü havucunu kemirirken söylediği efsane ‘Naber cınım?’ repliğini kim unutabilir?
Akıllı zeki arkadaşımız Duffy Duck...
Jenerik müziği bile hatırlardadır... Heidi'nin minik kuzuları peki?
Çizgi roman sayfalarında başladığı hayatına televizyon ekranlarında bir çizgi film olarak sürdüren Red Kit karakteri ile Vahşi Batı’nın en çetin maceralarına birlikte atıldık. Elbette Red Kit ile birlikte onun ezeli rakipleri olan Dalton Kardeşleri de anmamak olmaz. Yalnız kovboyumuz atı Düldül’ü uzaklara doğru sürerken hangimiz onunla olmak istemedik?
Ve şirinler. Küçük mavi arkadaşlarımız, iş bölümü, alanında uzmanlaşma, İmece gibi konuları dolaylı olarak zihnimize kazıyan bir nimetti çocukluğumuzda. Gargamel'i de unutmayalım tabi ki