Önce Kadınlar Halk Fırkası adıyla 16 Haziran 1923’te, daha sonra (kadınların oy hakkı olmadığı gerekçesiyle dilekçeleri reddedildiğinden) Türk Kadınlar Birliği’ne dönüştürülerek 7 Şubat 1924’te kurulan dernek, ilk mitingini 11 Nisan 1930’da İstanbul’da gerçekleştirdi.
Kurucuları arasında Nezihe Muhiddin, Latife Bekir (Çeyrekbaşı) ve Sabiha Zekeriye’nin (Sertel) bulunduğu, Şükûfe Nihal’ın aktif üyeliğini yaptığı ve Latife Hanım tarafından desteklenen derneğin amacı, kadınların siyasal haklarını elde etmesi ve sosyal yaşama eşit katılımının sağlanmasıydı. Bu amacı, derneğin ilk genel başkanı olan Nezihe Muhiddin şu şekilde özetliyordu:
“Biz Türk Kadınları toplumsal ve siyasal yaşamda hak ettiğimiz yeri almalıyız. Önce Türk Kadınlarını bilinçlendirmeli ve eğitmeliyiz. Onlara daha fazla şey istemelerini ve bunlara nasıl ulaşacaklarını anlatmalıyız. Amacımız Türkiye’de kadın ve erkeğin toplumsal, ekonomik ve siyasal eşitliğidir.”
25 Mart 1927’deki kongrede başkan seçilen Nezibe Muhittin, Kadınlar Birliği’nin bir “hayır cemiyeti” olmadığını, kadınların siyasi-toplumsal haklarını elde etmek için kurulduğunu söylediğinde çokça tartışmaya neden olmuştu.
Kongrenin ardından, kongrenin usulsüz olduğuna dair dedikodular çıktı, ancak Vilayet bunları değerlendirip böyle bir durum olmadığını tespit etti. Daha sonra Nezihe Muhiddin, “kadınların mahrum olduğu, erkeklere özel kabul edilen eğlence ve dinlenme hayatından kadınların da yararlanması” için 1927 yılının Ağustos ayında Heybeliada’da kadınlar ve genç kızlar için eğitim ve dinlenme amaçlı bir kadın kampı açılması için çalışmalara başladı. Ayrıca birliğe bağış toplamak amacıyla Değirmendere’ye 30 Ağustos günü bir gezi yapılacağını da duyurdu. Bu iki faaliyet de engellendi. İlk olarak, 25 Ağustos’ta kampın açılışı sırasında emniyet kuvvetleri kampın izinsiz olduğunu ileri sürerek açılışı durdurdu.
Kampın kapatılmasından birkaç gün sonra da Değirmendere’ye yapılacak gezi valinin emriyle iptal edildi. Kampın kapatılma gerekçesi olarak emniyet müdürü, valilikten izin alınmamış olduğunu söyledi. Cumhuriyet’te 29 Ağustos tarihli bir yazıda ise, kampın kapatılmasının sebebinin araştırmalar sonucu şöyle öğrenildiği yazıyordu: “Kamp ya genç kızlar kampıdır yahut kadınlar kampıdır. Genç mektepli kızlar kampı ise bu kamp için maariften müsaade alınması lazımdır. Hanım efendiler kampı ise polisten müsaade istihsali icap eder. Kızlarla kadınların bir arada bulunması doğru değildir.”
İşte 11 Nisan 1930 mitingi tüm bu tartışmaların ve çalkantılı sürecin ardından gerçekleşiyordu. Bu nedenle mitingin kendisi de birtakım tartışmaları beraberinde getirdi. İlk olarak, mitingin başladığı saatte erkeklerin sayısının kadınlardan fazla olması eleştirildi. Öğlen saatlerinde kadınların katılımı arttı.
BELEDİYELERDE SEÇME HAKKI
Burada Kadınlar Birliği başkanı Latife Bekir’in yaptığı konuşma şu şekildeydi: “Türk kadınları memuriyet ve meslek hayatına atıldılar ve muvaffak oldular. Bu sahada gösterdikleri liyakat hükümetimize itimat telkin etti. Bugün kadına belediyede intihap etmek ve edilmek hakkı verildi
Bu vatanın her devrinde erkeğiyle beraber ağlamış, erkeğiyle beraber çalışmış, tarlasından siperlerine karda memleketini karış karış müdafaa etmiş, torağının her karışını çocuğunun kanıyla yoğurmuş olan kadın bugüne kadar memleketin işlerine bizzat karıştırılmadı. Ondan tarlada, evde siperde fedakârlık beklenir, fedakârlık görülür. Fakat memleketin idari işlerine hakkı iştirak verilmezdi. Cumhuriyet hükümetimiz bugün bu hakkı verdi.”
1933 yılında kadınların köy ihtiyar heyetlerine seçme ve seçilebilme, 1934 yılında ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girebilme haklarını elde etmeleri üzerine Kadınlar Birliği, 7 Aralık 1934 günü ikinci büyük kadın mitingini düzenleyecekti.